AB: Hukukî sürecin bağımsızlığı garanti altına alınmalı

AB: Hukukî sürecin bağımsızlığı garanti altına alınmalı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikasından sorumlu Stefan Füle'nin sözcüsü Peter Stano 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili olarak AB komisyonu adına açıklama yaptı. Stano " Komisyon, hükümetin soruşturmaya müdahale etmeme ve bu konuda yargıyı destekleyeceği taahhüdünü not eder. Ayrıca, suç iddialarının tarafsız şekilde soruşturulmasının ilgili yetkililerin sorumluluğunda olduğunu hatırlatır" dedi.

Zaman gazetesinde yer alan habere göre, önde gelen işadamı ve bürokratlara uzanan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu devam ederken Avrupa Birliği’nden, bağımsız bir süreç işletilmesi gerektiğine dair açıklama geldi. Genişleme Komiseri Stefan Füle’nin ofisinden yapılan açıklamada, hükümetin soruşturmaya müdahale edilmeyeceği yönündeki açıklaması hatırlatıldı.

AB, Türkiye’deki yolsuzluk soruşturmasına ilişkin açıklama yaptı. AB, yargı sürecinin “bağımsızlığı ve tarafsızlığının garanti altına alınması” gerektiğini vurguladı. Birliğin yürütme kolu olan AB Komisyonu’ndan yapılan açıklamada yolsuzluk iddialarının tarafsız şekilde yürütülmesinin ilgili yetkililerin sorumluluğu altında olduğu vurgulandı. Komisyon’un Genişleme ve Avrupa Komşuluk Siyaseti’nden sorumlu üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Peter Stano tarafından yapılan açıklamada, hükümetin “soruşturmaya müdahale etmeyeceği ve soruşturmada yargıyı destekleyeceğine” dair teminatının da not edildiğine dikkat çekildi.

Stano’nun  yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:

“Bu gelişmeler tabii olarak dikkatimizi çekmiştir. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Komisyon, yargı sürecinin tarafsızlığı ve bağımsızlığının teminat altına alınması ihtiyacının altını çizer. Komisyon, hükümetin soruşturmaya müdahale etmeme ve bu konuda yargıyı destekleyeceği taahhüdünü not eder. Ayrıca, suç iddialarının tarafsız şekilde soruşturulmasının ilgili yetkililerin sorumluluğunda olduğunu hatırlatır.”

AB Komisyonu ekimde açıkladığı ilerleme raporunda yolsuzlukla mücadeleye geniş yer ayırmıştı. Milletvekillerinin yolsuzluk iddialarına karşı dokunulmazlık sınırlarının çok geniş olduğu, Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi’nin etkili uygulaması için kuvvetli siyasi iradeye ihtiyaç duyulduğu vurgulanmış, siyasi partilerin finansmanı konusunda sorunlar olduğuna dikkat çekilmişti. Siyasilerin ve kamu görevlilerinin mal varlıklarının tespitine yönelik düzenlemelerin kuvvetlendirilmesi talep edilmiş, “Yolsuzlukla mücadele davalarında tarafsızlık ilkesine ilişkin endişeler sürmektedir.” tespiti yapılmıştı. Deniz Feneri davasına da atıf yapan AB raporu, kamu ihalelerinde devlet memurlarına verilen cezaların da 5-12 yıldan 3-7 yıl aralığına düşürüldüğüne dikkat çekmişti.