Zirvede özellikle Avrupa Parlamentosu seçimlerinde İngiltere ve Fransa'da AB karşıtı, sağcı partilerin neden oylarını arttırdığı masaya yatırıldı. İngiltere'de Euro karşıtı İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKIP), Fransa'da ise Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Cephe 24'er milletvekilini Strasbourg'a göndermeyi başardı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, 'Değişime ihtiyacımız var' diye konuştu ve bunu şöyle açıkladı: "Avrupa Birliği bu sonuçları omuz silkerek rafa kaldırıp, şimdiye dek yaptığı gibi işine devam edemez. Değişime ihtiyacımız var. Avrupa önemli işlere yoğunlaşmak zorunda. Büyümeye ve yeni istihdam alanlarının oluşturulmasına... Brüksel çok büyük, dik kafalı ve çok fazla müdahale ediyor. Uluslar AB'nin sadece gerekli olduğu durumlarda devreye girmesinden yana. AB içinde bunu benimseyen liderlere ihtiyacımız var. Açık, rekabet edebilir ve esnek bir Avrupa Birliği'nde çalışacak liderlere."
Cameron'un bu düşüncelerini hayata geçirebilmesi için müttefiklere ihtiyacı var. Özellikle de AB Komisyonu'nda... Dünkü toplantıda Fransa'nın Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande de değişim, daha fazla kişiye iş olanağı sağlanması ve ekonomik büyümeyi savundu. Ancak Hollande ve Cameron bir noktada ayrıldı. Cameron değişim sürecinde piyasadaki güçlere güvenirken, Hollande halkını onlardan korumayı isteyen bir tablo çizdi.
Cameron, "AB Komisyonu Başkanı gelecekte büyüme, yeni istihdam alanlarının sağlanması ve enerji değişimi konularına yönelmeli ve daha fazla koruma, himaye için çaba harcamalı" dedi.
Fransa'da aşırı sağcılar küreselleşme ve AB karşıtı bir çizgi izleyip, ulusların daha bağımsız olmalarını savunan programlarıyla puan topladılar. Ancak Fransa Cumhurbaşkanı Hollande AB'nin yetkilerinin kısıtlanmasından yana değil. Tam tersine Brüksel'in daha fazla sorumluluk üstlenmesini ve ülkesindeki sorunların çözümüne daha fazla katkı sağlamasını istiyor. Hollande'a göre Fransa'da aşırı sağcıların bu kadar oy alması sadece Fransa'nın sorunu değil. Bu durum Avrupa için de önemli bir sorun anlamına geliyor ve Fransa'dan gönderilen bu mesajı Avrupa dikkate almak zorunda.
AB devlet ve hükümet başkanlarının zirvesinde Avrupa Birliği'nin daha fazla büyüme hedefini nasıl hayata geçireceği ya da bunu nasıl finanse edeceği konusunda somut bir sonuç çıkmadı. Avrupa Birliği'nde yeni teknolojilere, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yatırımlar yapılması gerektiği dile getirildi. Ancak bu sayede Fransa'daki işsizlikle mücadele edilebilir mi? İşte bu sorunun yanıtı belirsiz.
Fransız siyaset bilimci Emiliano Grossman, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın en büyük sorununun da bu olduğunu söylüyor ve Avrupa'nın nereye, nasıl bir istikamete yönelebileceği konusunda Fransa'dan uzun süredir somut, açık öneriler gelmediğine dikkat çekiyor.
Dünkü zirvede Fransa ve İngiltere liderleri ülkelerindeki Avrupa karşıtlarının neden güçlendiği sorusuna birbirinden çelişkili, farklı yanıtlar verdi. Her iki ülke ile sıkı bir işbirliğine gitmek zorunda olan Almanya Başbakanı Angela Merkel muhtemelen önümüzdeki dönemde bu iki ülke arasında arabuluculuk yapmayı deneyecek. Merkel'in, Cameron ve Hollande'dan farklı olarak AB Komisyonu'nun yeni başkanı konusundaki tavrı açık ve net: Hrıstiyan Demokrat bir politikacı olarak, muhafazakârların adayı Jean-Claude Juncker'i destekliyor.