Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye Büyükelçisi Hansjörg Haber, Ankara ile yaşadığı fikir ayrılığının ardından görevinden istifa etmesiyle ilgili olarak yeni bilgilere ulaşıldı. Haber'in vize muafiyetiyle "Bir atasözümüz var. ‘Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek’, burada tersi oldu" sözü ve AB’ye rest çeken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tutumuyla ilgili bir soruya yanıt verirken “Biz bireylerle değil, devletlerle anlaşma yaparız” demesinin beliryeci olduğu iddia edildi. Dönemin AB Bakanı Bozkır, "Türkiye'nin üyeliğine inanmıyor" dediği Haber'i AB yetkililerine şikayet etti. Bozkır, Haber'in Türkiye ile yeni fasılların açılmaması için Ankara'da lobi faaliyetleri yaptığını iddia etti.
Hürriyet'te yer alan habere göre, 13 Haziran günü istifa ile tamamlanan süreç 13 Mayıs günü Haber’in gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldiği bir toplantıda söylediği iki cümlenin sonucuydu.
Haber’in o toplantıda vize muafiyetiyle ilgili gelinen son durumu değerlendirirken kurduğu iki ayrı cümle Ankara tarafından diplomatik gaf olarak görülmüştü. İlki, Haber’in, “Bir atasözümüz var. ‘Türk gibi başlayıp Alman gibi bitirmek...’ cümlesiydi. Haber’in Ankara’daki resmi makamlarda tepki yaratan ikinci çıkışı ise vize anlaşması konusunda AB’ye rest çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumuyla ilgili bir soruya yanıt verirken şöyle demesiydi: “Biz bireylerle değil, devletlerle anlaşma yaparız.”
Haber’in sözleri, 14 Mayıs günü gazetelere yansıdığında ilk yüksek sesli tepkiyi gösteren dönemin AB Bakanı Büyükelçi Volkan Bozkır oldu. Kendisi 40 yıla yakın bir süre kariyer diplomat olarak görev yapan Bozkır, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan bu konuda tam 6 tweet mesajı attı.
Gazete ve TV kanallarına da haber olan bu tweet’lerde Bozkır şunları söyledi: “AB’nin bu Alman Büyükelçisi, ‘Alman gibi ve Türk gibi’ derken ne kastettiğini Türk milletine açıklamalıdır. Hiçbir diplomat ve özellikle büyükelçi, görevli bulunduğu ülkenin Cumhurbaşkanı’na bu şekilde hitap edemez. Bir büyükelçinin bulunduğu ülkeyi ve insanını aşağılamaya ve Cumhurbaşkanı’na laf söylemeye hakkı yoktur. Bu, diplomasinin birinci kuralıdır. Türkiye-AB ilişkileri, bu tür diplomatik gafları ve Türkiye’ye tepeden ve olumsuz bakışı kaldıramayacak kritik bir dönem geçirmektedir. Alman olmakla övünen AB Büyükelçisi Haber’in şimdi ya bu hususa bir açıklama getirmesini ya da ‘gerekeni’ yapmasını bekliyorum.”
Bozkır’ın son tweet’indeki ‘Gerekeni yapsın’ çağrısının tek bir anlamı vardı: ‘İstifa etsin’... O andan itibaren Ankara ile AB arasındaki tüm görüşmelerde en az vize anlaşması ve açılacak başlıklar kadar Büyükelçi Haber’in konumu da gündeme geldi.
Bozkır, Brüksel’de AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile yaptığı görüşmede, “Alman gibi” ve “Türk gibi” sözlerinin “açık bir ırkçılık” olduğunu söyleyerek, AB’nin Büyükelçi ile ilgili tavır koymasını talep etti.
Bozkır, Mogherini’nin yanı sıra, AB’nin Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn gibi AB yetkilileriyle görüşmelerinde de Haber’i şikâyet ederken şu gerekçeleri sıraladı;
1- 13 Mayıs açıklamaları, ırkçı içeriği ve devlet başkanına yönelik tavrı nedeniyle kabul edilemez.
2- Büyükelçi Haber, geldiği günden beri Türkiye’nin AB üyeliğine inanmıyor. AB Büyükelçisi olarak değil, Alman Şansölyesi Merkel’in büyükelçisi gibi davranıyor. En son Hollanda’nın dönem başkanlığını devralması münasebetiyle Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi’nin düzenlediği resepsiyonda, açıkça Türkiye ile yeni fasılların açılmasına karşı çıktı.
3- Büyükelçi Haber, AB Bakanlığı’na ve Dışişleri Bakanlığı’na sıkça gönderdiği mektuplarda Güneydoğu’daki operasyonlara dikkat çekerek, “İnsanlar ölüyor”, “İnsan hakları ihlal ediliyor” gibi yargılayıcı cümleler kuruyor.
Bozkır, yeni hükümette AB Bakanı olarak kalamadı ama Haber ile ilgili süreç devam etti. Bu arada Dışişleri Bakanlığı da Haber’i bizzat çağırarak kendisine tepki gösterdi.
Sonuçta zaten yeterince yüksek basınç altında seyreden Türkiye-AB ilişkilerine bir de Ankara Büyükelçisi’nin yol açtığı bu sorun eklenmiş oldu. Kulislere yansıdığına göre, Brüksel’deki Avrupa Komisyonu’nun üst kademesi de Haber’in yol açtığı bu sıkıntıdan rahatsız olmuştu. Brüksel’den gelen haberler, rahatsız olanlar arasında özellikle Haber’in patronu konumunda olan AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin de bulunduğunu gösteriyor. Hatta, Brüksel’in Haber’den sözlerine açıklık getirmesini, bir düzeltme yapmasını istediği, ancak büyükelçinin buna yanaşmadığı da konuşuluyor.
Buna karşılık, AB ülkelerinin Ankara’daki diplomatik temsilcilerinin önemli bir bölümü Haber’in yanında yer alıyor. Bir AB diplomatı, istifanın sıradan bir istifa olmadığını, Türkiye’nin AB’den uzaklaşmasının doğal bir sonucu olduğunu savundu.
Öte yandan Ankara’daki hükümet çevreleri Haber’in istifasından memnun gözüküyor. Yeni AB Bakanı Ömer Çelik istifayı değerlendirirken “Söz konusu büyükelçi, Türkiye’yi eleştiren konuşmasında iki temel kuralı ihlal etmişti. Sanırım o durumun devamı olarak Türkiye’de çalışmasının bir anlamı kalmamıştır” sözleri ile karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bir diplomatik gaf mı? Yoksa iyi idare edilemeyen bir iletişim kazası mı? Hangisi olursa olsun sonuçta çok kritik bir dönemde AB, Ankara’da uzun bir süre büyükelçi düzeyinde temsil edilmeyecek. Haber’in istifası aslında Türkiye-AB ilişkilerinin ne kadar kırılgan bir şekilde yürüdüğünü de gösteren çarpıcı bir hadise.