AB’nin Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Türkiye’de basın özgürlüğü ve gazetecilere yönelik muameleleri değerlendirirken “Türkiye, AB üyesi olmak istiyorsa, kendini geliştirirken kesinlikle birtakım tutum değişikliklerine gitmesini bekleriz. En başta hukukun üstünlüğünü göz ardı etmemeli” dedi.
Haziran ayında vize serbestisinin sağlanması beklentisi sürerken Avrupa Birliği,Türkiye ile ilişkilerde esas olanın üyelik müzakereleri olduğunun altını çizdi ve iki sürecin birbirine karıştırılmaması gerektiği mesajını verdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, vize muafiyetinin hedeflendiği tarihte hayata geçirilmemesi durumunda geri kabul anlaşmasının devreye girmeyeceği açıklamasına, AB’nin Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn’dan yanıt veldi. Hahn’ “Bu, sadece ortak değil aynı zamanda dost olmak isteyen insanların aralarında kullanacağı türden bir dil değil” dedi.
Hahn, önceki gün Harran’da yaptığı temaslar sırasında aralarında Hürriyet'ten Emine Kart'ın da bulunduğu bir grup gazeteciye konuştu. Hahn'ın açıklamaları özetle şöyle:
- [AB’nin mülteci krizi uğruna Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesini göz ardı ettiğine dair algı konusunda] Pek çoğumuzun, şimdiki durumun tatminkâr olmadığı konusunda hep açık davrandığımızı düşünüyorum. Bir kez daha söylemek istiyorum; Türkiye için asıl turnusol kâğıdı, katılım müzakereleri olacaktır. Bu kilit önemdedir ve Türkiye’nin gerçek niyetinin ne olduğunu göreceğiz. Gerçek amaç üye olmak mı, o zaman hukukun üstünlüğü tabii ki önceliklerin en başındadır. Bu yüzden, başka aday ülkelerle olduğu gibi, katılım müzakerelerini canlandırmak adına, 23. [Yargı ve Temel Haklar] ve 24.Adalet, Özgürlük ve Güvenlik] fasılların müzakeresine bir an önce başlamak istediğimizi beyan ettik. Süreç, 23. ve 24. fasıllar kapandığı zaman tamamlanacaktır.
- [Basın özgürlüğü hakkında]: Gazeteci, hâkim ya da akademisyen olsun, bizim hukukun üstünlüğü anlayışımızla uyuşmayan meseleler olduğu zaman, bunları gündeme getiriyoruz. Herkese şu çağrıda bulunabilirim, eğer gerçekten bizimle işbirliği yapmak için bir irade varsa ve bu gelecekte üyeliği hedeflemeksizin bir işbirliği ise bu başka bir durum. Ama eğer bu işbirliği nihayetinde üye olmak içinse, bu da başka bir durumdur. Türkiye de üye olmak isteyip istemediğine karar vermesi gereken o komşulardan biri. Bildiğim kadarıyla, üye olmak istiyor. Türkiye’nin kendini geliştirirken kesinlikle birtakım tutum değişikliklerine gitmesini bekleriz.
- [Davutoğlu’nun ‘Vize serbestisi olmazsa Geri Kabul Anlaşması askıya alınır’ ifadesi hakkında]: Her şeyden önce muhataplarıma, AB Bakanı Volkan Bozkır dahil olmak üzere, ifade ettiğim gibi; böylesi bir üslup, böylesi bir dil kesinlikle sadece ortak değil ama aynı zamanda dost olmak isteyen insanların, bir kulübe üye olmak isteyen insanların, aralarında kullanacağı türden bir dil değil.”