Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, birlik üyesi 27 ülkenin liderlerine mektup gönderdi. Tusk, yeni ABD yönetimini, "AB'ye yönelik dış tehditler" arasında saydı.
İngiltere'nin AB'den çıkma (Brexit) kararının ardından Birlik'in geleceğinin görüşüleceği Malta Zirvesi'nden önce yayımlanan mektupta Tusk, "Birlikte ayakta kalırız, bölünürsek dağılırız" dedi.
Mektubuna "Avrupa Birliği'nin bugün karşı karşıya kaldığı sorunlar, Roma Anlaşması'nın imzalanmasından beri en tehlikelileri" diye başlayan Tusk, birliğin bugün üç tehdit ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
Birinci tehdidi, "Avrupa çevresindeki ve dünyadaki yeni jeopolitik duruma" bağlayan Tusk mektubunda, "Özellikle denizlerde gittikçe kendini hissettiren Çin; Rusya'nın Ukrayna ve komşularına yönelik saldırgan politikası; Orta Doğu'da ve Afrika'daki savaşlar, terör ve anarşi; radikal İslam'ın ana bir rol üstlenmesi ve yeni Amerikan yönetiminin endişe verici beyannamleri geleceğimizi önemli ölçüde öngörülemez kılıyor" ifadelerini kullandı.
Tusk "Yeni yönetimin son 70 yıllık Amerikan dış politikasını sorgulamasıyla, Washington'daki değişiklik Avrupa Birliği'ni zor bir duruma sokuyor" dedi.
İkinci tehdidin Birlik içindeki AB karşıtı, milliyetçi, yabancı düşmanı anlayışla ilişkili olduğunu söyleyen Tusk, üçüncü tehdidi ise Avrupa'daki elitlerin siyasi katılım yerine popülist argümanlara teslimiyetleri ve liberal demokrasi değerlerine şüpheyle yaklaşımları olarak sıraladı.
Tusk "Avrupa Birliği'nin dağılması, üye ülkelerinin tam egemenliğini yeniden inşaasına yol açmayacak, ama onların ABD, Rusya ve Çin olan büyük süper güçlerin gerçek ve olgusal olarak bağımlılığına yol açacak. Sadece birlikte tam bağımsız olabiliriz" diyor.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı mektubunda ayrıca Avrupa entegrasyonunu bir sonraki aşamaya taşımak için, iç ve dış güvenlik ile Avrupa vatandaşlarının sosyo-ekonomik refah hissini yeniden inşa etmenin önemine dikkat çekti.