AB yetkilileri, İngiltere ile Brexit için yeni 'anlamlı' bir müzakere yapılmasını sağlayacak koşulların bulunmadığını açıkladı.
AB diplomatları, İngiltere'nin eski başbakan Theresa May döneminde müzakere edilen anlaşmanın büyük değişiklikler geçirmediği sürece anlaşmasız bir ayrılığı tercih edeceğine dair açıklamalarının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Bir müzakereci "Üç yıl önce müzakerelere başladığımız noktaya geri döndük" dedi.
İngiltere Başbakanlık Ofisi ise AB'nin anlaşmayı yeniden müzakere etmeme tercihini gözden geçirmesini umduklarını söyledi.
Bir Başbakanlık sözcüsü, AB'nin tutum değiştirmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.
Theresa May'in AB ile müzakere ettiği anlaşma Avam Kamarası'nda üç ayrı oylamada reddedilmişti.
Yeni Başbakan Boris Johnson ise 31 Ekim'de anlaşma olsa da olmasa da İngiltere'nin AB'den ayrılacağını söylüyor.
BBC Brüksel Muhabiri Adam Fleming'in edindiği bilgiye göre Başbakanlık Avrupa Danışmanı David Frost, içinde backstop'un yer alacağı bir anlaşmanın kabul edilemez olduğunu söyledi.
Backstop, İrlanda adasında AB'de yer alan İrlanda Cumhuriyeti ile Birleşik Krallık'a bağlı Kuzey İrlanda arasında fiziksel bir sınır oluşmasının önüne geçmeyi hedefleyen bir geçici önlemdi. Bu bağlamda, iki taraf bir anlaşmaya varana kadar Kuzey İrlanda'nın bazı AB kurallarına bağlı kalması öngörülüyor, İngiltere ve Kuzey İrlanda'daki bazı kesimler ise bunun Kuzey İrlanda'yı Birleşik Krallık'tan kopartacağı ve Birleşik Krallık'ın AB ile gümrük birliğinden çıkmasını zorlaştıracağını savunarak backstop'a karşı çıkıyordu.
Kuzey İrlanda'da çatışmaları sonlandıran Hayırlı Cuma anlaşmasına göre adanın iki tarafında da insanların serbest dolaşım hakkı bulunması ve adada fiziksel bir sınır olmaması gerekiyor.
İngiltere'nin AB ile bir anlaşma yapmadan birliği terk etmesinin ekonomiye zarar vermesi ve İrlanda'da fiziksel bir sınırı zorunlu kılmasından endişe duyuluyor.
İngiltere'de muhalefet, anlaşmasız Brexit'in önüne geçmek için bir güven oylaması ile hükümeti devirmeyi de düşünüyor.
Nick Eardley, BBC Politika Muhabiri
AB İngiltere ile bir anlaşma imzalama ihtimali konusunda umutlu değil.
Boris Johnson'ın ekibinden aldıkları mesaj, backstop masadan kalkmadığı sürece bir pazarlığın olmayacağı.
AB de bugüne kadar backstop içermeyen bir anlaşmaya imza atmayacağı konusunda net açıklamalar yaptı.
Bu yüzden yetkililer masaya oturup görüşülecek bir konu olmadığı üzerinde uzlaştı. Bunun nedeni, Johnson'ın talepleri karşılamanın mümkün olmaması.
İki tarafın da birbirine yaklaşması ve Brüksel veya Londra'da bir manevra alanı olup olmadığını görmesi için önünde birkaç ay var.
Bu birkaç ay boyunca çoğu insan anlaşmasız bir Brexit'e doğru ilerlediğimizi düşünecek.
AB ile İngiltere arasındaki bu son gelişme İngiltere basınında da geniş yer buldu.
Guardian, The Times ve Daily Telegraph gazeteleri uzlaşmazlığı manşetlerine taşıdı.
Guardian'a konuşan bir AB diplomatı "AB backstop'tan vazgeçse bile bunun bir alternatifi yok" dedi. Diplomat "İngiltere'nin başka bir planının ve müzakere niyetinin olmadığı belli" dedi.
Gazetenin yazarlarından Polly Toynbee, anlaşmasız Brexit'in önüne geçmek için bir ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini yazdı.
Guardian'a bir söyleşi veren İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı Nicola Sturgeon ise Boris Johnson'ın bir yanılgı içinde olduğunu, bir yandan anlaşmasız Brexit istemediğini söylerken diğer yandan AB'yi backstop'u kaldırmaya ve müzakerelere baştan başlamaya ikna etmeye çalıştığını, bunun imkansız olduğunu söyledi.
Sturgeon, ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'i de eleştirdi. Corbyn'in Brexit konusunda net bir tutum almamasının tarihi bir hata olduğunu söyleyen Sturgeon, olası bir erken seçimin ardından İşçi Partisi ile koalisyona girmeyi düşünmediklerini belirtti.
The Daily Telegraph gazetesinin manşetinde ise "Brüksel anlaşma olmamasını bekliyor" ifadeleri yer aldı.
Gazeteye göre AB liderleri Boris Johnson'ın tutumu karşısında "şok oldu".
Gazetenin yazarlarından Tim Stanley ise AB'de kalma yanlılarının Boris Johnson'dan talepte bulunmaktansa AB'den daha iyi bir anlaşmaya ikna olmalarını talep etmeleri gerektiğini yazdı.
Boris Jonhson'ı "ayağını çıldırmışçasına gaz pedalına basan ve saatte 160 kilometre hızla giden bir arabanın şoförüne" benzeten Stanley, Brexit karşıtlarının nefeslerini Johnson'a dertlerini anlatmaya harcamaktansa yolun karşısından gelen AB arabasına çarpışmamak için manevra yapmasını çağrısında bulunmaya harcamaları gerektiğini savundu.