AB devlet ve hükümet başkanlarının zirvesine aylardan bu yana devam eden krizden sonra birlik bütünlük görüntüsü damgasını vurdu. Toplantı sonunda Başbakan Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk birlikte basın toplantısı düzenlediler.
Brexit değil AB’nin geleceği öncelik taşıyor
Başbakan Angela Merkel zirvenin “yeni bir geleceğe güven ruhu ortaya koyduğunu" söyledi. Zirvenin hazırlanmasında Almanya ile Fransa’nın işbirliğinin önemine dikkat çeken Merkel, İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra (Brexit) geri kalan 27 üyenin kendi geleceklerine odaklanmaları gerektiğini belirtti. Merkel bunun İngiltere’nin AB’den ayrılmasına ilişkin yapılacak görüşmelerden öncelikli olduğunu söyledi. Almanya Başbakanı, zirvenin dünya üzerinde korumacılık eğilimlerinin arttığı bir dönemde net bir biçimde özgür, fakat kurallara bağlı ticaret anlayışına ve Paris İklim Anlaşması'na bağlı kalma yönünde görüş belirttiğini de vurguladı.
Berlin ile Paris motor güçler
Başbakan Merkel Almanya ile Fransa’nın küreselleşme ile bir Kazan-Kazan (Win-Win) hedefine ulaşmak istediklerini, Avrupa’nın olduğu kadar partnerlerin de kazançlı çıkması gerektiğini söyledi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da aynı noktaya vurgu yaparak "Almanya ile Fransa’ya uygun olmayan, Avrupa açısından da bir çözüm olamaz" dedi. Macron iki komşu ülke arasındaki birlikteliğin Avrupa’nın ilerlemesi için gerekli bir ön şart olduğunu da belirtti.
Merkel ve Macron göç konusunda da aynı görüşleri paylaştıklarını açıkladılar. Her iki partner bu konuda yapılacak çok şey olduğunu, özellikle göçmenlerin ülkelerini terk etme nedenleri ile mücadele edilmesi gerektiğini vurguladılar. Macron göç, terör, ticaret ve ikilim gibi konularda Avrupa'nın birlik ve bütünlük içinde küresel tehditlere karşı en iyi korumayı sağlayacağını da söyledi.
Mülteciler konusu tartışmalı
Ancak mültecilerin ülkelere kabulü konusunda AB’nin Doğu Avrupa’daki üyeleri ile tartışmanın devam ettiği de gözlerden kaçmadı. AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ni ima ederek, mültecilerin üye ülkelere dağılımı konusunda "çok büyük umutlar" beslenmemesi gerektiğini söyledi. Ancak Juncker mültecilerin tüm üye ülkelere adil dağılımı hedefinden vazgeçmeyeceklerini, Avrupa’nın bunu başarma kapasitesinin bulunduğuna da dikkat çekti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron zirve öncesinde kendisiyle yapalan bir söyleşide "Bazı Doğu Avrupa ülkeleri için AB'nin sadece para dağıtılan, ama değerlerine saygı gösterilmeyen bir birlik olarak algılandığı suçlamasanı yöneltmiş ve "Avrupa bir süpermarket değil, bir değerler topluluğudur" ifadesini kullanmıştı.
AB Komisyonu mültecileri ülkelerine kabul etmeye yanaşmamakta ısrar eden Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan hakkında kısa bir süre önce mevcut sözleşmelere aykırı davrandıkları gerekçesiyle ceza süreci başlatmıştı.
May’in önerileri hayal kırıklığı yarattı
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk İngiltere Başbakanı Theresa May’in İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra AB vatandaşlarının faydalanacağı haklara ilişkin yaptığı açıklamaların kendisinde hayal kırıklığı yarattığını söyledi. Tusk "İngiltere’nin bu konudaki teklifinin bizim beklentilerimiz altında kaldığı izlenimi edindim" dedi. Tusk, May'in önerilerinde Brexit'ten etkilenecek AB vatandaşlarının durumunun daha kötü hale gelme riski bulunduğunu ifade etti.
Theresa May, İngiltere'de yaşayan ve çalışan 3 milyon 200 bin AB vatandaşının geleceğine ilişkin açıklamalarında, İngiltere'nin AB'den ayrılması ertesinde İngiltere'de yasal bir biçimde oturumu olan hiçbir AB vatandaşının ülkeyi terk etmesinin gerekli olmayacağını, kalıcı, güvenli bir hukuki statüye kavuşucaklarını söylemişti. Zirvedeki görüşmeler sonrasında May "Yaptığım teklif ciddi ve adildir; ben sözümün arkasındayım" ifadesini kullandı.
AB Komisyonu Başkanı Juncker de AB ile İngiltere arasındaki Brexit müzakerelerinin ayrıntılarının AB zirvelerinde konuşulamayacağını belirterek, Avrupa Adalet Divanı'nın AB vatandaşlarının hukuki statülerine ilişkin tartışmalı konularda yetkili olmadığını düşünülemeyeceğini söyledi. May daha önceki açıklamalarında bu öneriyi getirmişti.
© Deutsche Welle Türkçe
dpa/dw/ÇA,EC