ABD'de başkanlık seçimleri yaklaşırken Cumhuriyetçi Parti'nin gittikçe "Trump'ın partisi" olduğuna yönelik göstergeler artıyor.
Hem Cumhuriyetçi Parti'de hem de Demokrat Parti'de, dört yıllık kongrelerde delegelerin geleneksel görevlerinden biri, siyasi tercihlerini ve ilkelerini yansıtan bir programı onaylamaktır.
İngiliz parti manifestolarına benzer şekilde bu belgeler, delegeler arasında yoğun müzakerelere ve tartışmalara konu olur. Seçimde yarışan adaylar ise genelde bu belgeleri görmezden gelir. Ta ki rakipleri, bu belgelerden bir bölümünü, seçmenler tarafından sevilmeyeceğini ya da aşırı bulunacağını düşünerek gündeme getirene kadar...
Demokratlar, bu yıl siyasi kongrelerin koronavirüs salgını etkisinde geçmesine rağmen, "Amerika'nın Ruhunu İyileştirmek" ve "Demokrasimizi Onarmak ve Güçlendirmek" gibi başlıklara sahip 91 sayfalık bir programa onay verdi. Partinin liberal kanadı, genel sağlık hizmetini kapsayan bir dilin ya da çevreci "Yeni Yeşil Sözleşme" planının dahil edilmemesine dönük memnuniyetsizliğini dile getirdi.
Cumhuriyetçiler ise bu süreci tümüyle bir kenara atmaya karar verdi.
Kuzey Carolina'nın Charlotte kentinde dar kapsamlı olarak bir araya gelen delegeler, partinin, "Başkanın 'Önce Amerika' hedefine coşkuyla destek vermeye devam edeceğini" belirten ve yeni bir siyasi program benimsemeyeceklerini ifade eden tek sayfalık bir taslağa onay verdi.
Delegeler bu durumu, Charlotte'da bir araya gelen az sayıda kişinin partinin tamamı için siyasi kararlar almasını istemediklerini söyleyerek açıkladı.
Partinin yönetim kurulunun 2016'daki programı 2020'de de olduğu gibi kabul etmesine yönelik Haziran ayında aldığı karara ilişkin medyanın tavrı da tasarıda eleştirildi.
Bu koşullarda alınan karar makul görünse de, 2016 yılına ait programın değişiklik yapılmaksızın kabul edilmesi, Demokratların iktidarda olduğu zamanlardan kalma ifadelerin de aynen yer almasına yol açtı. Bunların arasında, o dönem Demokratları hedef alan "Mevcut yönetimin imza attığı tüm siyasi yükümlülükler ve yürürlükte olan uluslararası anlaşmalar geçersiz sayılmalı ve mevcut başkanın tercihleri olarak addedilmelidir" ifadesi de yer alıyor.
O dönem Trump'ın "mümkünse kısa bir formatta, yeni ve güncellenmiş bir program" istediğini tweet atması, delegeler tarafından yoksayılmış görünüyor.
Bu hafta başında Trump'ın kampanyası kapsamında, başkanın ikinci dönem ajandasının anahatları yayınlandı.
Yayınlanan liste, somut ("Temel sektörlerdeki şirketlerin üretimlerini ABD içinde yapmaya yönelmeleri için masraflarını karşılamak"), belirsiz ("2021'de normale dönmek" ve "Amerikan istisnacılığının öğretilmesi"), zaten varolan ("mevcut şartların korunması") ve gerçek dışı ("10 ayda 10 milyon yeni istihdam" ve "Amerikalılara tehdit oluşturan küresel teröristlerin yok edilmesi") maddelerin bir bileşimi.
Belge, kolluk güçlerine daha çok bütçe, "Antifa gibi aşırıcı şiddet gruplarının bastırılması" ve sık sık vaat edilip gerçekleştirilmemiş "dünyanın en büyük altyapı sistemi" gibi vaatleri de kapsıyor.
"Küreselleşmeci bataklığın kurutulması" gibi 2016 yılındaki kampanyanın sloganlarını tekrarlayan belgede, Trump'ın ilk başkanlık adaylığındaki temel vaatlerinden olan Meksika sınırına duvar hakkında bir atıf bulunmuyor.
Partiden tüm bu siyasi yaklaşımlar hakkında daha çok ayrıntı bekleyen seçmenlerin ise bir sonraki Cumhuriyetçi Parti kongresini, yani 2024'ü beklemeleri gerekecek gibi görünüyor.