"ABD ile yaşanan güven krizinin 4 nedeni"

"ABD ile yaşanan güven krizinin 4 nedeni"

Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat, ABD ile yaşanan  "açıklama krizi"ni değerlendirdi. Fırat, Amerika ile Türkiye'nin arasında bir güven krizi olduğunundan bahsederek, 4 nedenini sıraladı. 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump,Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Suriye'nin kuzeybatısında bulunan Afrin'e yönelik düzenlediği "Zeytin Dalı" harekâtına ilişkin olarak önceki gün (24 Ocak 2017) bir görüşme gerçekleştirmişti. Ancak görüşme sonrası Türkiye ve ABD kanadından iki farklı açıklama yapılmıştı.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan son açıklamada "ABD tarafının yazılı açıklaması görüşmenin içeriğini tam olarak yansıtmıyor" ifadesi kullanılmıştı.

Fırat'ın Hürriyet'te yer alan kulis haberi şöyle:

ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki akşamki telefon görüşmesi yaklaşık 25 dakika sürdü ama tartışması bitmedi. Bitmedi, çünkü Ankara’ya göre Amerikan yönetimi son dönemde sık kullandığı bir yönteme yine başvurdu; görüşmenin içeriğini açıklamada farklı yansıttı. Tıpkı vize krizinin çözüldüğünü duyuran açıklamada, “Türkiye garanti verdi” ifadesini kullanması gibi... Görüşmenin ardından Ankara’da dile getirilen tek sorun bu değil.

Erdoğan–Trump arasındaki son görüşme 24 Kasım 2017 tarihindeydi. O görüşmede Trump, “YPG’ye silah verilmemesi konusunda talimat verdiğini” söylemişti. Sonrasında Türkiyesomut bir adım görmedi. O görüşmeden kısa süre sonra iki ismin tekrar konuşması bekleniyordu ama bu sefer de araya Kudüs krizi girdi. Afrin harekâtından dört gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’a mesajını basın üzerinden verdi. TBMM’de gazetecilere yaptığı açıklamada Erdoğan, “Kendisini şu anda aramayı düşünmüyorum. O bana dönecekti, o bana dönmediği sürece ben ona dönmem” dedi. Afrin harekâtından hemen sonra önce Amerika’dan açıklamalar geldi, sonrasında da Trump’ın görüşme talebi.

Amerika güven vermiyor

Ankara’daki kaynaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump görüşmesinden beklentinin çok yüksek olmaması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Bunun birkaç sebebi var. Kaynaklar bu başlıkları şöyle sıralıyorlar:

1- ABD’nin başkan düzeyinde yaptığı açıklamalar ya boşa düşüyor ya da arazide karşılığını bulmuyor.

2- ABD yönetiminden gelen farklı açıklamalar kafa karıştırıyor. Çünkü hâlâ ABD’nin YPG terör örgütü ile bundan sonraki ilişkisinin olası boyutu bilinmiyor ve öngörülemiyor.

3- Terör örgütü arazide ABD askerinin harekât ve lojistik desteğini zaten almış durumda.

4- ABD zamanında verdiği sözleri tutmadı.

Bu sebeple ABD ile ilişkilerdeki en önemli başlık “güven sorunu” olarak gösteriliyor. Bunun aşılması için Ankara’nın beklentisi “somut adım” atılması. Silah ve lojistik desteğin kesilmesi, silahların toplanması, müttefik ülkenin terör örgütü ile arasına mesafe koyması beklentiler arasında. Türkiye artık alanda “terör örgütünün yalnız bırakıldığını” görmek istiyor.

Empati yapmıyor

Ankara’da görüşme sonrası yapılan bir başka tespit ise Amerika’nın empati yapmadığı. Barack Obama döneminden kalan bürokratların terör örgütüne angajmanı ve şu anki yeni yöneticilerin konuya uzak kalmaları nedeniyle Amerika’nın Türkiye’yi anlamadığı ya da anlamak istemediği değerlendirmesi yapılıyor.  Diğer konu ise “açıklama” sorunu. Erdoğan–Trump görüşmesinden sonra önce Cumhurbaşkanlığı, arkasından Beyaz Saray açıklama yaptı. Görüşme başlıklarındaki farklılıklar, Ankara’yı harekete geçirdi. Çünkü konuşmada yer almayan konulara Beyaz Saray’ın açıklamasında yer verilmişti. Kaynaklar, görüşmeye ilişkin basın mensuplarına peş peşe açıklama yaptılar. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu kameralar karşısında, “Beyaz Saray açıklaması sanırım görüşmeden önce hazırlanmış” dedi. Cumhurbaşkanlığı kaynakları da Çavuşoğlu ile aynı görüşte. Açıklamanın görüşmeden önce hazırlandığı ve Trump’ın önüne konulan konuşma metnine bağlı kalmadığı belirtiliyor.