ABD Kongresi Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı, “Türkiye: Arka Plan ve ABD ile İlişkiler” başlığını taşıyan raporda Türkiye’deki basın özgürlüğünün “rutin endişe kaynağı” olduğu saptaması yapılırken Ergenekon ve Balyoz davalarına atıfla, AKP’nin Fethullah Gülen cemaatini muhalifleri susturmak için kullandığı değerlendirmesi yer aldı.
Bahadır Selim Dilek'in Cumhuriyet'teki haberine göre, Ortadoğu uzmanı Jim Zanotti imzasını taşıyan 41 sayfalık raporda, 1980’lerden bu yana, Türkiye’de, özellikle içeride temel değişimler yaşandığına işaret edildi ve Sünni Müslüman değerleri vurgulayan ekonomik bir orta sınıfın geliştiğine işaret edildi. Raporda, bu değişimin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başını çektiği AKP’nin iktidara gelmesini beslediği dile getirildi.
Raporun Türkiye’deki iç politikanın değerlendirildiği bölümünde, yurtiçindeki gelişmelerin, ülkenin sivil-asker dengesinin, kamusal yaşamda din üzerindeki tartışmaların, Kürt ve diğer etnik ve dini azınlıkların durumunun, basın ve sivil toplum ile ilgili özgürlükler konusunda artan endişeleri etkilediğine dikkat çekildi. Bu konudaki gelişmelerin Türkiye’nin dış politikasının şekillendirilmesinde ve yürütülmesinde de etkili olduğu dile getirilen raporda, “Çeşitli raporlar Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin daha fazla güç elde etmek için yeni bir anayasa üzerinde 2013 yılında, Başkanlık için TBMM’den onay isteyebileceğini göstermektedir” değerlendirmesi yapıldı. “Birçok gözlemci, Erdoğan’ın Türkiye’nin ilk doğrudan başkanlık seçimlerinde başkanlığı zorlayacağını tahmin ediyor” görüşünün dile getirildiği raporda, “Yurtiçi ve uluslararası gözlemcilerin, Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin sivil özgürlüklerin düzeyi konusunda kaygıları yükseldi” denildi.
Raporda, basın özgürlüğüne ilişkin ihlallerin Türkiye’de rutin endişe olduğuna dikkat çekilerek buna karşı alınan önlemlerin olağandışı şiddetli ve ideolojik olmasının eleştirildiğine işaret edildi. Bu önlemlerin, insan hakları örgütleri ve uluslararası gözlemcilerin belirsiz ve aşırı geniş olduğu için eleştirdiği Terörle Mücadele Yasası altında Kürt kanaat önderleri, muvazzaf ve emekli subaylar da dahil olmak üzere, sindirme ve çok sayıda gazetecinin tutuklanması olduğuna işaret edildi.
Medya ve siyasi örgütlenme özgürlükleri ile ilgili güncel kaygıların Kürt sorunu ile Ergenekon ve Balyoz davalarına ilişkin olduğu vurgulanan raporda, temyiz aşamasının devam ettiği ve bu davaların muhtemelen İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne gideceği değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, AKP’nin Fethullah Gülen hareketinden gelen yetkilileri, siyasi ve ideolojik muhalifleri susturmak veya zayıflatmak için kullandığı belirtildi. Raporda, bazı gözlemcilerin Erdoğan’ın önerdiği anayasa değişikliklerinin güçler ayrılığını kaldıracak olmasından kaygı duyduğu ifade edildi.
Kongre üyelerinin Türkiye ile ilişkilerde silah satımı, Kürt hakları ve Ermeni soykırımı konularına dikkat etmesi istenen raporda, “Kongre üyeleri, Suriye iç savaşıyla ilgili alacakları tutumu Türkiye-İsrail ilişkilerine endekslememeli. ABD’nin gelecekteki çıkarları göz önünde bulundurulmalı” değerlendirmesi de yapıldı.
“Türkiye ile ilgili konularda Kongre üyelerinin aldığı pozisyonlar, bu kritik dönemde küresel ve bölgesel istikrar ile bilhassa Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve anayasal evrimi için ABD’nin önceliklerini de gösterecektir. Türk liderlerin gelecekteki dış politikayı etkileyebilecek retorikleri, kararları ve dengeleri de bundan etkilenecektir” denilen raporda, “Kongre’nin belirleyeceği pozisyon, Türkiye’nin halen süreç içinde olan sivil liderliğinde, bireysel haklar, azınlık hakları, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü tanıyan demokratik hükümete bağlılığına etki edecektir” görüşü dile getirildi.
Zaman gazetesinden Mustafa Edip Yılmaz, "Ne yazık ki Cumhuriyet Gazetesi, dün bu anlamda iyi bir sınav veremedi. Aslı İngilizce olan bir rapordan hareketle yapılan ve manşetten ‘Cemaati Kullandılar’ başlığı ile verilen haber, hem mühim bir tercüme hatası içeriyor hem de yalnızca bu metni yazan ve yayınlayanların İngilizceye hâkimiyetlerine indirgenemeyecek çarpıtmalar" dedi.
Yılmaz, söz konusu haber için "Cumhuriyet, raporun bu kısmını haberleştirirken hem bir iddiayı tespit gibi veriyor hem de yaptığı tercüme hatasıyla cümlenin anlamını tamamen değiştiriyor" yorumunu yaptı.
Yazının tamamı için tıklayınız