Kürdistan Bölgesi Hükümeti ABD Temsilcisi Karwan Zebari, İŞİD’in iki başlı bir yılan olduğu bir başının Musul’da, diğer başının ise Suriye’de Rakka’da olduğu bu iki başın da mutlaka ezilmesi gerektiğini söyledi.
Zebari, Amerikan Fox Haber kanalına verdiği demeçte Peşmergen’in İŞİD'e karşı mücadelesinde ABD'nin yeterli derecede ağır silahlar vermediği eleştirisinde bulundu.
Kürdistan’a silah transferinde Bağdat’ın işleri kolaylaştırıcı bir tavır içinde olmadığını söyleyen Zebari, ABD Savunma Bakanlığı Pentago’nun bu konuda Bağdat’a baskı yapması gerektiğini ifade etti.
Konuya ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise, İŞİD saldırılarına karşı ABD’nin, mermi, el bombası ve hafif silahlar dışında Kürdistan Hükümeti’ne askeri mühimmatın Bağdat üzerinden yapıldığı, Kürdistan’a doğrudan ağır silahların verilmesi konusunda ileriye dönük de bir planlarının olmadığı belirtildi.
Aralarında Arnavutluk, Fransa, Kanada, Hırvatistan, Danimarka, İtalya ve İngiltere’nin bulunduğu yedi ülke ise Kürdistan Bölgesi Hükümeti’ne doğrudan silah yardımdan bulunacağını ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, geçen hafta açıklamıştı.
Almanya’nın mevcut yedi ülkeden farklı olarak Kürdistan’a Eylül ayı sonuna kadar ağır silahlar gönderme kararı aldığını Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen geçtiğimiz Pazar düzenlediği basın toplantısıyla duyurmuştu.
Almanya, Kürdistan’a 30 anti-tank silah sistemi, zırhlı araçlar, gelişmiş silahlar ve çeşitli askeri mühimmatın olduğu 91 milyon dolar tutarında yardımda bulunacak. Bu miktar 4 bin peşmergeyi askeri anlamda donatmayı hedefliyor. Ayrıca silahların kullanımı konusunda Peşmergeye eğitim de verilecek. Almanya, böylece İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa başka bir ülkeye silah yardımında bulunmuş olacak.
ABD’nin İŞİD saldırıları karşısında Kürdistan Hükümeti’ne yeterli düzeyde ağır silahlar vermemesi, verdiği silahların ise Bağdat üzerinden olması Hewler’i (Erbil), Bağdat karşında askeri ve siyasal düzeyde fazla kuvvetlendirmek istememesinden kaynaklanıyor.
Bunun nedeni ise ABD’nin, Bağdat’ın onayı olmadan Kürdistan Hükümeti’nin uluslararası piyasalara petrol satışının Kürdlerin olası bağımsızlık taleplerini hızlandıracağı, bunun da ABD’nin şuan ki Irak siyaseti ile uyuşmaması olarak yorumlanıyor.