T24 Dış HaberlerGonca Tokyol & Metin Kaan Kurtuluş
ABD ile Türkiye arasındaki ‘inişli çıkışlı’ ilişki, bir süredir Ankara’nın Moskova ile yaptığı S-400 anlaşmasının gölgesinde ilerliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında çarşamba günü gerçekleştirilen görüşmede S-400’ler ile ikili ilişkilerin ele alındığı kaydedilirken; cezaevinde olması Ankara-Washington hattındaki gerginlik sebeplerinden biri olan Türkiye-ABD çifte vatandaşı Serkan Gölge’nin dün tahliye edilmesi de iki liderin kısmen de olsa ‘ortak bir noktada buluştuğu’ yorumlarına sebep oldu.
Beyaz Saray’dan görüşmeye dair yapılan açıklamada, Trump ile Erdoğan’ın ikili ilişkiler ve Türkiye’nin almayı planladığı S-400 hava savunma sistemini ele aldığı belirtilirken; detayları gelecek ay Japonya’nın Osaka kentinde yapılacak G20 zirvesinde konuşmayı kararlaştırdıkları kaydedildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Erdoğan'ın görüşmede Trump'a S-400 savunma sistemi konusunda ortak bir çalışma grubu kurulması teklifini yinelediğini ifade etti.
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump, S-400'ler konusu ile ikili ilişkileri görüştü
Erdoğan ile Trump’ın telefonda görüşmesinden kısa bir süre sonra, ABD Dışişleri Bakanlığı, 3 yıldır tutuklu bulunan Türkiye-ABD çifte vatandaşı ve NASA çalışanı Serkan Gölge'nin tahliye edildiğini açıkladı. “Serkan Gölge'nin serbest bırakıldığı haberini memnuniyetle karşılıyoruz" diyen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, Türkiye'de tutuklu bulunan diğer ABD vatandaşı çalışanların yargı süreçlerini de izlemeye devam edeceklerini söyledi. Bakanlık sözcüsü, Türkiye’ye Gölge’nin ‘evine’ dönmesini de bir an önce sağlama çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Trump da gün içinde Gölge’nin serbest bırakılmasından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Beyaz Saray bahçesinde teşekkür etti ve "Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyorum, bu konuyu konuşmuştuk” dedi.
TIKLAYIN - NASA çalışanı ABD vatandaşı Serkan Gölge serbest bırakıldı
Trump-Erdoğan görüşmesinin ardından yapılan ‘pozitif’ açıklamalar ve Gölge’nin tahliye edilmesinin ardından dolar/TL 5.90’ın altına kadar gerilerken; NTV Washington Temsilcisi Hüseyin Günay, Twitter’da yaptığı paylaşımda iki lider arasındaki telefon görüşmesinde ‘haziran başında S400’lerden dolayı Türkiye’ye yaptırım uygulanmamasının’ da gündeme alındığını aktardı.
ABD Senatosu Askeri Hizmetler Komitesi, 23 Mayıs'ta 2020 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı görüşürken; S-400 savunma sistemlerini yerleştirmesi durumunda F-35 savaş uçaklarının Türkiye'ye transferinin engellenmesini içeren bir önergeyi kabul etmişti. 750 milyar dolarlık savunma bütçe yasası içinde yer alan ve hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tarafından savunulan tasarının büyük olasılıkla ABD Başkanı Trump tarafından da imzalanacağı ve ardından da yürürlüğe gireceği düşünülüyor.
TIKLAYIN - ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu, Türkiye'ye yaptırım tasarısını onayladı
ABD ile Türkiye arasında nisan ayının başından bu yana yüksek düzeyli ve yoğun temaslar gerçekleştiriliyor. Türkiye, Rusya'dan alınacak S-400 hava savunma sistemlerinin ileri yazılım özellikleri ve radarlara yakalanmama özelliği ile bilinen F-35 savaş uçaklarının Türk topraklarına aynı anda konuşlandırılmasının bir sorun oluşturmayacağını gösterme amacıyla ortak bir komite kurulması teklifinde bulunurken; S-400’lerin F-35'lerin radar izlerini takip edip hassas bilgilere ulaşabileceği konusunda emin olduğunu tekrarlayan ABD ise bu öneriyi reddediyor.
TIKLAYIN - ABD Dışişleri'nden S-400 açıklaması: Türkiye olumsuz sonuçlara katlanır
Washington’ın talebi, müzakerelere zaman tanınması için sistem parçalarının Türkiye topraklarına taşınması sürecinin ertelenmesi yönünde; Türkiye ve Rusya ise buna sıcak bakmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce S-400’lerin temmuz ayında teslim edileceğini söylemişti; Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) İsmail Demir de 16 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, bu sistemlerin Türkiye'ye haziran ayında getirilme olasılığı olduğunu kaydetmişti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın pazartesi günü “S-400’ler hazirana yetişmeyebilir ama önümüzdeki aylarda gelecek” ifadesini kullanması, ABD medyası tarafından “Türkiye’nin S-400’lerden vazgeçebileceği yönündeki ilk sinyal” olarak yorumlansa da; Kremlin’den çarşamba günü yapılan açıklamada, S-400'lerin Türkiye'ye sevkiyatı konusunda herhangi bir aksama ya da gecikme olmadığı belirtildi.
Ankara-Washington hattında doğrudan bu gelişmeler yaşanırken; ABD-Türkiye gündemini meşgul etmeye devam eden diğer gelişmeler ise Orta Doğu'da gerçekleşiyor.
ABD’nin "İran’ın Orta Doğu’da bir saldırı düzenlemesine" dair bir ‘istihbarat’ aldığı iddialarının ardından Trump, bölgeye savaş gemileri soktu. Bu hamle resmen bir katalizör görevi gördü ve Tahran ile Washington kendilerini savaşın eşiğinde buldu. Bu gerilimde iki ülke de Irak’ı bir ‘satranç tahta’sı gibi kullandı: 2003’teki işgalinden beri Irak üzerinde büyük siyasi etkiye sahip olan ABD, Irak’tan diplomatik personelini geri çağırdı. Irak'a jeopolitik olarak yakın olan İran’ın ise Bağdat’taki boş ABD konsolosluğu binasının yakınlarına bir füze attığından şüpheleniliyor. Kendini iki ülke arasında bir konumda bulan Irak'sa, iki ülke arasında arabuluculuk görevi üstlenmeyi teklif etti.
ABD bu süreçten önce de Irak ile temaslarını yoğunlaştırmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, mevcut İran-ABD gerilimi su yüzüne çıkmadan önce Avrupa ziyaretini kısa kesip Irak’a “habersiz” bir ziyaret gerçekleştirmişti.
Başkan Trump bu hafta da iki önemli danışmanını Orta Doğu’ya yolladı. Yıllardır Tahran’da bir rejim değişimi isteyen ve Washington kulislerine göre bu süreçte Trump’ı İran’a askeri müdahale gerçekleştirmesi için ikna etmeye çalışan Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunuyor. Bolton burada da İran karşıtı söylemlerine devam etti.
Körfez ve Arap Ligi bugün Mekke’de “bölgede artan gerilim” sebebiyle bir acil durum zirvesi gerçekleştiriyor. Toplantıda BAE açıklarında sabote edilen Suudi gemileri (Bolton, saldırıdan İran’ı sorumlu tuttu), Irak’ta ABD konsolosluğu yakınlarına düşen füze (İran’ın ateşlediği düşünülüyor) ve İran ile bağları olan Husi milisleri tarafından Suudi Arabistan’daki petrol pompalarına yapılan ‘dronelu saldırılar’ ele alındı. İran tehdidinin sona ermediğini ancak İran'da bir rejim değişikliği politikası izlemediklerini kaydeden Bolton, "ABD ve müttefiklerini tehdit, kabul edilemez bir davranış" dedi. Ulusal Güvenlik Danışmanı, BAE tankerlerindeki patlamanın arkasında İran'ın olduğuna dair kanıtların en geç gelecek hafta Güvenlik Konseyi'ne sunulacağını da sözlerine ekledi.
Zirveye 2017’deki körfez krizinden beri Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkileri olmayan Katar da katılacak. Birçok gazeteci bu gelişmeyi Katar ile Suudi Arabistan tekrar yakınlaşıyor diye yorumlarken The Guardian’ın diplomasi editörü Patrick Wintour, buzların “ABD’nin desteğiyle erimeye başladığını” yazdı. Türkiye’nin Arap ülkeleriyle ilişkilerinde ciddi bir gerileme olduğu bir sır değil. Katar, Türkiye’nin Arap dünyasında kalan tek dostu konumuna gelmişti, Ankara bölgede en yoğun diplomatik temasları Katar ile kuruyordu. Katar'ın, Türkiye ile ilişkilerinde anlaşmazlıklar olan bu ülkelerle tekrar yakınlaşma ihtimali Doha- Ankara hattında ilişkilerin ne düzeyde devam edeceğine ilişkin soru işaretleri yarattı.
Bu temaslardan sonra ABD’nin İran’a karşı bir blok kurmaya çalıştığı söylenebilir ancak dikkat çeken bir diğer nokta ise Trump hükümetinin Türkiye’yi bu İran gerilimine göründüğü kadarıyla hiç dahil etmemesi oldu. Türkiye zayıflayan ekonomisine rağmen Orta Doğu’da hala ciddi bir yumuşak güce sahip ve ABD’nin bölgedeki tek NATO müttefiki. ABD. Orta Doğu’da tekrar bir savaş ihtimali ile karşı karşıyayken, Washington’un “NATO’nun doğu karakolunu” atlayıp doğrudan Arap dünyası ile temasa girmesinin nedeni henüz tam olarak bilinmiyor.
Trump’ın bu hafta Orta Doğu’da bulunan ikinci danışmanı ise Jared Kushner. Trump’ın başdanışmanı ve damadı olan Kushner, İsrail ile Filistin arasındaki soruna çözüm olarak geliştirilen “Yüzyılın Anlaşması”nı görüşmek için Orta Doğu ülkelerini ziyaret ediyor. NBC, Kushner’ın bu ziyareti yanlış bir zamanda yaptığına dikkati çekti: çünkü Filistin bu anlaşmaya hiç sıcak bakmıyor ve Binyamin Netanyahu yönetimi koalisyon kuramadığı için İsrail erken seçim yolunda. Trump’ın yakın müttefiki olan İsrail Başbakanı Netanyahu bu süreç içinde yolsuzluk suçlamalarından sebep hapse de girebilir.
Irak’ın ABD-İran geriliminde bir ‘satranç tahtası’ olarak kullanılmaya başlandığı dönemde Türkiye de Irak’taki PKK varlığına yönelik sınır ötesi bir operasyon başlattı. Operasyonun zamanlaması kamuoyunda, yenilenen İstanbul seçimleriyle birlikte ABD’nin yönünün Irak’a döndüğü bir süreçte gerçekleşmesiyle de ilişkilendirildi.
Türkiye, Irak'taki PKK mevzilerine yönelik bir operasyon başlatırken; İran da bu hafta PKK’nın İran kolu olarak anılan, Irak’ta da faaliyet gösteren Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) ile çatıştı. İran’dan da Irak’ta kampları bulunan PJAK’a karşı bir misilleme gelebilir.