ABD-Türkiye uzlaşmazlığının çözümü 'biri geri adım atmadan zor'

ABD-Türkiye uzlaşmazlığının çözümü 'biri geri adım atmadan zor'

Suriye konusunda Türkiye ile ABD arasında görüş ayrılıkları, Washington'ın Kürtlerin oluşturduğu Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) silah yardımı yapmayı onaylamasıyla birlikte iki ülke ilişkilerinde ciddi bir kırılmaya neden olabilir.

Bu kararın Türkiye'nin halihazırda Rusya'ya yaklaştığı bir dönemde alınması ikili ilişkilere daha büyük bir zarar verme riskini de beraberinde getiriyor.

Türkiye ile İran, Suriye'de Rusya'nın desteğiyle varılan ateşkes anlaşmasının yürürlükte kalması açısından kilit rol oynuyor. Hatta bir NATO üyesi olan Türkiye'nin, Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini satın alabileceği konuşuluyor.

Üstelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın giderek otoriterleştiği ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından insan hakları alanında gerilemeler olduğu yönünde eleştirilere maruz kalan Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinin de çok iyi olmadığı bir dönem yaşanıyor.

Bazı analistler, Türkiye'nin yavaş yavaş Batı kampından koptuğunu dahi öne sürüyor.

Her ne kadar abartılı bir değerlendirme olsa da bunun makul bir endişe olduğu bir gerçek. ABD-Türkiye arasındaki uzlaşmazlık, her iki ülkeyi de ilgilenhdiren hayati stratejik konulara değinmesinden dolayı ciddi bir boyut da taşıyor.

Genel anlamda, hem ABD hem de Türkiye, Suriye'de "terörle mücadele" ettiklerini savunuyor.

ABD'liler, Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) hedef alıyor. IŞİD'in başkent ilan ettiği Rakka, sahada ABD'nin müttefiki olan güçler tarafından Batılı devletlerin oluşturduğu koalisyonun hava desteğiyle de birlikte kuşatılmış durumda. Bu kenti almak için operasyonun yakında başlaması bekleniyor.

Ve sorun da tam olarak buradan doğuyor. ABD'nin sahada IŞİD'le en iyi mücadeleyi Arap ve Kürtlerin oluşturduğu silahlı grubun vereceğine inanıyor.

Bu grubun Kürt unsurları ise Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK ile bağlantılı.

Esasen Türkiye'nin Suriye'deki "terörle mücadelesi" Washington'ınkinden çok daha farklı. Türkiye, ağırlıklı olarak PKK uzantısı olarak gördüğü Kürt gruplarla mücadele ediyor.

Türkiye'nin en büyük endişesi sınırının güneyinde Irak'tan Akdeniz'e kadar bir Kürt kuşağının oluşması.

Türkiye de IŞİD'i bir sorun olarak görüyor ancak önceliği PKK ile mücadele etmek gibi duruyor. Ayrıca, ABD'nin YPG'yi desteklemesine karşı çıktığı gibi, Trump yönetiminin silah gönderme kararına da sert tepki gösterdi.

Ankara, bunun büyük bir hata olduğunu düşünüyor ve bu konunun Erdoğan tarafından Başkan Donald Trump ile Beyaz Saray'da 16 Mayıs yapacağı görüşmede dile getirilmesi bekleniyor.

Bu uzlaşmazlığın, taraflardan biri geri adım atmadan çözüme kavuşması zor görünüyor.

Washington yönetiminin Türkiye'nin tepkisini hafifletmek için istihbarat paylaşımını artırmak ve PKK'nın yurt dışındaki para toplama faaliyetlerini engellemeye dönük daha fazla adım atmak gibi bazı öneriler gündeme getireceği tahmin ediliyor.

Ancak işin özünde, Türkiye'nin en önemli düşmanlarından birinin müttefiki ABD tarafından silahlandırıldığına inanması yatıyor. Üstelik bu grup, ABD tarafından da "terör örgütü" olarak kabul ediliyor.

ABD ise IŞİD'i mağlup etmenin yolunun tüm ehil grupları sahaya sürmekten geçtiğini ve Kürtlerin de tüm bu gruplar içinde öne çıktığını düşünüyor.