ABD’deki 150’yi aşkın Gülen cemaatiyle bağlantılı olduğu bilinen okula mali ve yasal baskının arttığı belirtildi. 'Fonların kötüye kullanılması'ndan 'vize sahtekarlığı'na kadar değişen bir dizi resmi soruşturma yapıldığı ancak açılmış bir davanın henüz olmadığı aktarıldı.
Vatan gazetesinin aktardığına göre, İngiliz haber ajansı Reuters 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’nin gündeme getirmeye başladığı ABD’deki Gülen okullarıyla ilgili ayrıntılı bir haber servis etti. Ajans özel haberinde, Gülen cemaatiyle ilişkili 150’den fazla ‘charter okulunun’ federal yetkililerin giderek ağırlaşan mali ve yasal baskısı altına girdiği yorumunu yaptı.
Ajans resmi kayıtlara dayandırdığı haberinde artan baskının, okul yöneticileri ile Gülen cemaatinin eski ve yeni üyeleri tarafından da teyit edildiğini vurguladı. Gülen cemaatinin ABD’de önemli bir istihdam ve küresel ticari faaliyet kaynağı olan bu okullar kamu fonlarıyla finanse ediliyor. Resmi kayıtlara göre bu okulların büyümesi, son yıllarda ciddi bir yavaşlama gösterdi. Bu yavaşlamanın temelinde 10’dan fazla eyalette başlatılan ve vergi mükelleflerinden alınan fonların kötüye kullanılmasından vize sahtekarlıklarına kadar değişen bir dizi resmi soruşturmanın yattığı iddia ediliyor. Ancak eyalet düzeyinde ve federal düzeyde başlatılan soruşturmalardan hiçbiri şimdiye kadar bir ceza davasına varmadı ve hiçbir okulda Gülen’in adı resmi olarak geçmediğinden bir bağlantı ortaya çıkarılamadı.
Haberde Gülen cemaatinin ABD’de son iki yıl içerisinde sadece üç okul açabildiği belirtildi. Reuters’in ABD’deki 153 charter okulunun ve bu okulların sahibi olan şirketlerin kayıtlarında yaptığı incelemeye göre 2010 yılında bu sayı 23 ile zirve yapmıştı. Bu sayı aynı zamanda son 6 yılda ABD’deki tüm charter okullarında görülen istikrarlı büyümeyle zıt yönde. Reuters’in elde ettiği verilere göre 2010’dan bu yana 15 okul ya kapanmış ya da Gülen’le ilgisi olmayan kişilere devredilmiş durumda.
Illinois eyaletinde kurulu ‘Niagara Vakfı’nın yönetici vekili Hakan Berberoğlu ajansa yaptığı açıklamada, “Soruşturmalar ve medya tarafından izlenmemizden bu yana okullar mali işlemlerinde, aldıkları sözleşmeli çalışanlar konusunda eskisine göre belki beş kat daha dikkatli davranıyorlar” dedi. Berberoğlu, okullar ‘genişleme’ konusunda çok dikkatli davrandıklarını belirtirken bahsi geçen eğitim kurumlarının Gülen’le resmi bir bağı bulunmadığını ve kimsenin denetiminde olmadığını savundu.
Teksas Eyaleti Eğitim Kurulu Temmuz ayında yaptığı açıklamada, Türk avukatların, merkezi Houston’da olan ‘Harmony Okulları’ adlı şirketin yönettiği 48 charter okulu hakkındaki şikayetlerini incelemeye aldıklarını duyurmuştu.
Bir diğer gelişme de, Gülen okullarının Türkiye’den ve diğer ülkelerden getirdikleri konuk personel için istedikleri vize sayısının 2010’da binden fazlayken geçen yıl 360’a kadar düşmüş olması. Gülen hareketinden ayrılmış veya halen içinde bulunan kişiler bu düşüşün nedeninin, Gülen okulları hakkında açılabilecek yeni soruşturmaların, Gülen’in ABD’deki okulları ve diğer faaliyetlerine gölge düşürmekten kaçınmak olduğunu söylüyorlar. Hareketin ABD’de zora düştüğü yolundaki iddialar hakkında görüşleri sorulan Gülen’in sözcüsü Alp Aslandoğan “Bu konuda bir kaygımız yok” diye konuştu.
Haberde, Türk ve Amerikan ortaklı bazı müteahhitlik şirketlerinin, okullarla ilgili faaliyetlerde kayırıldıkları iddialarıyla eyalet ve federal düzeyde soruşturma altında oldukları kaydedildi. Gülen Cemaati’yle bağlantılı gruplardan bazı kişilerin, okulların yönetiminde etkin olmanın yanı sıra son 8 yılda Türkiye ve komşu ülkelere ABD Kongresi’nin üyeleri tarafından yapılan yüzlerce gezinin de sponsoru olduklarını vurgulayan Reuters, 2015’te ABD Adalet Bakanlığı’nın bu gezilerin finansmanında yolsuzluklar olabileceği gerekçesiyle bazı soruşturmalar başlattığını, bu nedenle de son 1 yılda yeni gezilerin askıya alındığını belirtti.
Reuters, Gülen Cemaati’yle bağlantılı okulların son 20 yılda ABD’de derin kökler saldığı ‘yorumunu yaptı.’ Ajans bu okulların yöneticilerinin, kamu finansmanın kullanılmasına ilişkin işlemleri çok ustaca yönettiklerini de vurguladı. Türkiye’yi temsil eden hukukçuların, Gülen okullarının yılda 500 milyon dolarlık gelir yaratarak bunu Türkiye’de ‘yıkıcı faaliyetler’ için kullandıklarını belirttiğini kaydeden Reuters, buna karşın avukatların bunun nasıl gerçekleştirildiğini gösterecek somut bilgi vermediğini ifade etti.
ABD’de 1990’ların başında faaliyete geçen ‘charter’ okulları (sözleşmeli okullar), özel işletmeciler tarafından açılan ancak federal fonlarla finanse edilen özel okullar olarak tanımlanıyor. Ücretsiz eğitim veren bu okullar devlet tarafından düzenli olarak denetleniyor. Öğrencilerin başarı düzeyleriyle doğru orantılı olarak değerlendirilen bu okullar, özel yatırımcılar tarafından da karlı bir işletme şekli olarak görülüyor. Öğretmenlerini kendi belirlediği standartlar doğrultusunda seçebilen charter okulları kendilerine has kurallar koymakta ve istedikleri müfredatta eğitim vermekte de serbestler. Ancak denetimlerde müfettişler okulun yeterli başarı seviyesi tutturamadığını ya da ‘uygun olmayan’ bir müfredat koyduğunu belirlerse kapatma yetkisine sahip. Ülkedeki en büyük charter okul zincirleri Yahudi ve Yunan toplumlarına ait.