ABD, Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib’de cihatçıların hâkimiyetiyle ilgili bir uyarıda daha bulundu. ABD Dışişleri’nin Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney, İdlib’deki Nusra hegemonyasının, Rusya’nın hava bombardımanlarına yeniden başlamasına yol açacağını belirtti.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre ABD, Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib vilayetinde Kaide kolu Nusra’nın artan hâkimiyetiyle ilgili yaptığı uyarıları tırmandırıyor. Suriye’de tümüyle cihatçıların kontrolündeki tek vilayet olan İdlib’le ilgili ABD’nin IŞİD’le Savaş Koalisyonu Temsilcisi Brett McGurk’ün ardından bir açıklama da ABD Dışişleri’nin Suriye Özel Temsilcisi Michael Ratney’den geldi. Yazılı açıklamasında Nusra’nın liderliğindeki çatı örgütü Heyet Tahrir eş Şam’ın (HTŞ) İdlib’i tümden ele geçirme noktasına geldiğine dikkat çeken Ratney “Suriye’nin kuzeyi en büyük trajedilerinden birine tanık oldu” dedi. Bunun Suriye’nin kuzeyinin geleceğini büyük tehlikeye attığını belirtti.
ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Suriye’nin güneybatısı için vardığı ateşkes anlaşmasıyla ilgili Amman’da Rus yetkililerle pazarlık yapmış olan Ratney, İdlib’de Nusra hegemonyasının, Rusya’nın son zamanda duran bombardımanlarına yeniden başlamasına yol açacağını savundu. Bu durumda “ABD’nin uluslararası tarafları gerekli askeri önlemlere başvurmamaları konusunda ikna etmesinin zor olacağını” ifade eden ABD’li diplomat, Nusra lideri Ebu Muhammed Colani’yi hedef göstererek “Herkes bilmeli ki, İdlib’in başına gelecek vahim sonuçların tek sorumlusu Colani ile çetesi olacaktır” dedi.
Ratney, Washington’ın İdlib’de Nusra ile birlikte kalan tüm örgütleri Kaide’nin parçası olarak kabul edeceğini, Nusra’nın ne kadar Kaide’den ayrılma açıklaması yaparsa yapsın özünde değişmediğini ve Washington’ın hedefi olduğu uyarılarında da bulundu.
Geçen hafta HTŞ, üç günlük taarruzla eski ittifakı, Türkiye-Katar destekli Ahrar-uş Şam’ın vilayetin en güneyine ve dışına çekilmesini sağlamıştı. Hem HTŞ hem de Ahrar, kimi bölgelerde Türkiye destekli ÖSO ile işbirliği yapıyor. 2 milyon nüfuslu İdlib, Suriye hükümet güçlerinin diğer bölgelerde tahliye anlaşmasına vardığı silahlı grupların gönderildiği vilayet olmasından da ötürü cihatçı kaynıyor. Bununla birlikte “çatışmasızlık bölgelerine” dahil edilmişti.
McGurk, bu hafta yaptığı bir konuşmada “Kaideciler İdlib’e niçin ve nasıl ulaşabiliyor? Paraşütçü değiller. Dolayısıyla bazı ortaklarımızın buraya on binlerce silah gönderme ve yabancı savaşçı girerken yüzünü başka tarafa çevirme yaklaşımı en iyi yaklaşım olmayabilir. Şu anda orası Türkiye sınırının yanı başında bir Kaide barınma alanı. Bunu elbette Türklerle çok yakından görüşeceğiz” demişti. Ankara’nın sert tepki gösterdiği McGurk’le ilgili ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’dan ise önceki övgü dolu açıklamalar gelmişti.
AA’nın geçtiği, Türk basınına yansıyan "ABD’nin, YPG’ye destek vermek için Suriye’ye 'tanklar' ve 'silahla dolu yüzlerce TIR' gönderdiği" haberleriyle ilgili ABD Büyükelçiliği, “Doğru değil. yanıltıcı” açıklaması yaptı. “Bu haberler, Suriye’deki duruma ilişkin temel bazı gerçekleri görmezden gelmektedir. ABD, Suriye’de IŞİD’e karşı herhangi bir gruba tank vermemiştir” denilerek hafif silahlar ve mühimmattan oluşan askeri yardımın büyük kısmının SDG içindeki Arap unsurlara, çok daha küçük bir yüzdesinin Kürt unsurlara verildiği, bunların Rakka’yı ele geçirme ve IŞİD’in yok edilmesi hedeflerine özel olduğu savunuldu.
“YPG’ye verilen silahların niteliğiyle ilgili Türk hükümetine şeffaflıkla bilgi sağlamayı sürdürmekteyiz” diye eklenirken Irak-Suriye sınırını geçen TIR’ların büyük kısmının insani yardım taşıdığı belirtildi. “Bunun aksini iddia eden yanlış haberler tehlikelidir ve bizi IŞİD’i ortadan kaldırmak, bu şiddetten etkilenenlere destek olmak yönündeki ortak amaçlarımızdan alıkoymaktadır” ifadesi kullanıldı.