Ahmet Davutoğlu’nun 18 Kasım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise 30 Kasım’da ziyaret edeceği Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD), hükümeti Çin’e verilen füze ihalesi, muhalefeti ise Amerika ve NATO karşıtı söylemleri nedeniyle uyaracağı öne sürüldü.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 18 Kasım’da, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP heyeti ise 30 Kasım’da ABD'de olacak. Radikal gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in haberine göre, iktidar ve muhalefet kanadından Washington’a yapılacak iki ziyarette ABD yönetimi her iki tarafa da kritik mesajlar verecek.
Amerikalı diplomatik kaynaklara göre, son dönemde Türkiye ile ABD arasında Suriye, İsrail, Mısır gibi konularda ortaya çıkan görüş ayrılıkları, Türkiye’nin tavır değişiklikleri nedeniyle azaldı. Ankara’nın El Kaide’ye, Suriye’deki unsurları da dahil olacak şekilde mesafe koyması ve Suriye konusunda ABD ile tam işbirliği yapmaya başlamasından memnun olan Washington, Bağdat ile Ankara arasında başlayan trafiği de yakından izliyor. Çünkü bu temasın derinleştirilmesi Irak’ın enerji kaynaklarıyla ilgili Ankara-Washington hattındaki işbirliğini de arttırabilir, Türkiye’deki çözüm sürecine pozitif katkıda bulunabilir. Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerini koparmaması ve büyükelçisini geri göndermesi de ABD yönetiminin not ettiği ‘normalleşmenin’ işaretleri.
Habere göre, Türkiye-ABD ilişkilerinde gündemin üst sıralarında yer alacak iki sorunlu konu var. Bunlardan ilki Türkiye’nin Çin’den füze sistemi alması. Türkiye’nin ticari kaygılarını anladıklarını belirten Amerikalı kaynaklar, NATO müttefiklerinin uyması gereken koşullarla Türkiye’nin Çin ile yürütmek istediği projenin ticari olmasa da stratejik açıdan birbirine ters düştüğüne işaret ederek şu yorumu yapıyor:
“Türkiye’ye NATO şemsiyesi altında bu projeyi sonuçlandıramayacaklarını açıkça ifade ediyoruz. Türkiye’nin ticari kaygılarını anlıyoruz ancak NATO’nun güvenlikle ilgili stratejik ve siyasi kaygılarının daha hayati olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Davutoğlu’na ‘NATO müttefikinde Çin füze sistemi imkânsız’ mesajını vereceğiz.”
ABD yönetiminin bir başka endişesi de, Türkiye’nin İsrail konusundaki tutumundan geri adım atmaması. Bir yetkiliye göre, bugün Türkiye-İsrail ilişkileri, İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu’nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan özür dilediği günden daha kötü ve bu durumun ortaya çıkmasında Türk tarafının tutumu belirleyici oldu. Obama yönetiminin Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na bu konudaki hassasiyetini iletmesi de bekleniyor. ABD’nin düşünce ve basın özgürlüğü konusundaki hassasiyeti de sürüyor. Görüşmelerde bu konu da gündeme gelecek. Ancak ABD yönetimi bunu artık Türkiye ile ilişkilerde ‘rutin konu’ olarak görüyor.
Habere göre ABD, Kılıçdaroğlu’nun Kasım sonunda gerçekleşecek ziyaretinin Davutoğlu’nun ziyareti ile kıyaslanmasını doğru bulmuyor. Çünkü, Davutoğlu’nun ziyareti devletlerarası resmi bir ziyaret. Kılıçdaroğlu ise ABD’yi ziyaret eden bir siyasetçi. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun yönetimden üst düzey bir karşılama bulması da zor. Beyaz Saray ve Dışişleri’nden bazı yetkililerin Kılıçdaroğlu ve heyeti ile görüşmesi mümkün ama seyahatte CHP heyetinin asıl olarak Kongre ve düşünce kuruluşları ile biraraya gelmesi öngörülüyor. ABD’deki kaynaklara göre, Kılıçdaroğlu’nun Irak, Suriye ve Mısır ile ilişkiler konusunda verdiği mesajlar ile AB üyelik sürecine ilişkin ısrarcı tutumu Washington’un dikkatini çekse de, ABD’nin CHP’ye yönelik şüpheci yaklaşımını ortadan kaldırmaya yetmedi. CHP’nin Kürecik Radarı’na karşı çıkarken NATO ve ABD karşıtı söylemler kullanması, anti-emperyalist vurguları hâlâ bir siyasi arguman olarak kullanması, Kürt sorunun çözümünde milliyetçi söylemlerden kurtulamaması, başta Demokratlar olmak üzere, Amerikalıların CHP ile ilgili kaygılarının sürmesine neden oluyor. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin "destek bulma" aşamasından önce, "önyargıları yıkma" ziyareti olması daha muhtemel.