Avrupa Parlamentosu'nun (AP), Türkiye’yle müzakerelerin dondurulması kararı dün AB Genel İşler Konseyi'nde ele alındı. Avusturya dışında AB üyesi 27 ülke Türkiye ile müzakerelerin dondurulmasına karşı çıktı. Ortak açıklamada ise "Bugünkü şartlarda yeni fasıl açılması düşünülemez. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Lozan Antlaşmasıyla başlattığı tartışmada AB, Türkiye’yi herhangi bir üye ülkeye karşı tehditten kaçınması uyarısında bulundu ve Yunanistan ile sorunların barışçı yollarla çözülmesini istedi" dendi.
Cumhuriyet'ten Duygu Güvenç'in haberine göre, AP'nin Türkiye ile "müzakerelerin dondurulması" tavsiyesine uyulmasını isteyen Avusturya, Türkiye ile ilgili kararı veto edince Konsey’den karar çıkmadı. Birliğin 27 üyesi Avusturya’nın "müzakereleri dondurma" kararına karşı çıkarken, "Yeni fasıl açılamayacağını" ise Slovak Dönem Başkanlığı açıklamasıyla kayda geçirdi ve "tam üyelik" yerine sürecin "ucu açık" tutumunu tekrarladı. Avusturya, Türkiye karşıtlığında 27 ülkeye karşı yalnız kalırken Türkiye ile fiilen durmuş olan müzakere sürecinin resmen durdurulmasına yönelik bir karar alınmamış oldu.
Türkiye'nin AB sürecindeki kritik kavşaklardan biri dün yaşandı. Her yıl aralık ayında genişleme sürecine yönelik kararların ele alındığı Genel İşler Konseyi’nde Türkiye ile ilgili sert uyarıların olduğu karar hayata geçirilemedi. Perşembe günü yapılacak AB Liderler Zirvesi’nde de Avusturya’nın vetosunu sürdürmesi bekleniyor. Ankara, bu aşamada müzakerelerin dondurulması yönünde bir karar çıkmadığı için sevinse de bunun fiili etkisi gelecekte Türkiye-AB sürecinde ortaya çıkacak. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Konsey toplantısının ardından Türkiye’nin hızla AB’den uzaklaştığını belirtip bu tutumlarını sürdüreceklerini söyleyerek, "Metinde yer alan en önemli husus; Türkiye ile başka fasılların açılmaması" dedi.
Türkiye ile müzakerelerin dondurulmamasına, AB’den çıkmaya hazırlanan İngiltere en büyük desteği verdi. Konsey toplantısı sırasında Dönem Başkanı Slovakya da Türkiye ile temasta kaldı. Kurz, İngiltere’nin desteğine tepkisini şöyle aktardı: "Farklı görüş ve yaklaşımda olanları biliyorduk, çoğunluğun bizden faklı düşündüğünün farkındaydık. Özellikle İngiltere’nin Türkiye’ye karşı çok yumuşak bir tutum sergilemesini ilginç buluyorum. AB üyeliğinden çıkmak isteyen bir ülkenin, Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü açmak istemesi hatta bunu mümkün kılmak için aşırı çaba sarf etmesi anlaşılır değil.”
Bu aşamada yeni fasılların açılamayacağının bilincinde olan Türkiye ise karardan memnun. Avusturya’nın yalnız kaldığını söyleyen bir Türk yetkili, Kıbrıs görüşmelerinin olumlu sonuçlanması halinde AB ile ilişkilerin yeniden düzeleceğini belirtti. Konsey toplantısının ardından bilgi veren bir Avusturyalı diplomat "Hollanda öğleden sonraya kadar bizi destekledi" dedi. Avusturya’nın Türkiye’ye karşı olmadığını vurgulayan diplomat, Erdoğan’ın tutumuna karşı AB’nin sessiz kalamayacağını belirtti. Hollanda, parlamentosu’nda alınan karar nedeniyle Avusturya’ya destek verirken, hükümet Türkiye ile ilgili müzakerelerin dondurulmasını istemiyordu. Genişleme konusunun perşembe yapılacak AB liderler zirvesinde ele alınmasına ise AB Konseyi Başkanı Tusk’un karşı çıktığı öğrenildi.
Sadece Başkanlık açıklaması olarak yayınlanan ve bağlayıcılığı olmayan 27 ülkenin imza attığı açıklama şöyle:
* AB, demokratik, kapsayıcı ve istikrarlı bir Türkiye’yle ortak sınamalara karşı birlikte çalışma taahhüdüne bağlıdır. Türkiye de Müzakere Çerçeve belgesine bağlılığını gösterebilir.
* Türkiye ortak zirve yapılmasını isterken, AB, bunun Bakanlar düzeyinde sürdürülmesini istedi. Dış politikasını AB ile uyumlaştırma çağrısı tekrarlandı.
* Darbe girişimine karşı AB’nin desteği anımsatılırken, “geniş çaplı ve toplu olarak işten çıkartmalar, tutuklamalar ve gözaltılar ciddi endişe kaynağıdır” denildi.
* Türkiye’den müzakere eden bir ülke yerine “aday ülke” olarak söz edilen kararda yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğündeki geriye gidişten duyulan endişe vurgulandı. Türkiye’nin bu olumsuz trendi tersine çevirmesi istenirken, gazetecilere, akademisyenlere ve insan hakları savunucularına karşı kısıtlamaların endişe yarattığı vurgulandı. Vekillerin tutuklanmasıyla birlikte bu adımların hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve temel özgürlükler, uzlaşıya dayalı parlamenter demokrasi ve diyalog için aşırı endişe yarattığı belirtildi.
* PKK’nin terörist örgüt olduğu tekrarlanırken buna karşı alınan tedbirlerin haklı olduğu ancak terörle mücadelede, demokrasi, insan hakları ve uluslararası hukuka uygun olması gerektiği belirtildi.
* 27 ülke, Güneydoğuda şiddete derhal son verilmesi ve barış sürecine geri dönülmesini istedi.
* Erdoğan’ın ‘Sen yoluna ben yoluma’ diyerek rest çektiği AB, Türkiye’den yapılan bu açıklamalara üzüldüğünü ve bunların tek yönlü olduğunu belirterek mülteci mutabakatına bağlı kalmasını istedi.
* Bugünki şartlarda yeni fasıl açılmasının düşünülemeyeceği belirtilirken, katılım sürecinin ucunun açık olduğuna vurgu yapıldı. Makro ekonomideki dengesizliklere de dikkat çekilen açıklamada hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının güçlendirilmesinin yatırımcıların güvenini kazanmada önemli olacağı belirtildi.
* Erdoğan’ın Lozan Antlaşmasıyla başlattığı tartışmada AB, Türkiye’yi herhangi bir üye ülkeye karşı tehditten kaçınması uyarısında bulundu ve Yunanistan ile sorunların barışçı yollarla çözülmesini istedi.
* AB, Rum Kesimi konusunda Türkiye’nin taahhütlerine uymasını istedi.