Amerika’nın 850 milyar dolarlık kurtarma paketini yasalaştırmasının ardından Avrupalı liderler 300 milyar Euro’luk AB paketini tartışmak için Fransa’da bir araya geldi. Avrupa Birliği'nin, aynı zamanda G-8 üyesi de olan, dört ülkesinin lideri, zor durumdaki mali kurumları destekleme sözü verdi. Liderler ilk etapta iki yıl boyunca zor durumdaki küçük şirketlere 2011’e kadar yardımda bulunularak işsizlik sorununun büyümesini engelleyecek yıllığı 15 milyar Euro’luk kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya vardı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen zirvede, finansal kapitalizmin kurallarını yeniden gözden geçirmek üzere "en yakın zamanda" uluslararası bir zirve yapılması çağrısında bulunuldu. Zirveye Sarkozy'nin yanı sıra Almanya Başkanı Angela Merkel, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown ile AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet de katıldı.
Dev kurtarma paketi onaylandıKredi hacmi artacak Yeni karar kapsamında Avrupa Yatırım Bankası’nın (EIB) 2011 yılına kadar küçük ve orta ölçekli firmalara verdiği kredi hacmi 30 milyar Euro’ya çıkartılacak. Bu kapsamda 2008 ve 2009 yıllarında EIB kredi hacmini yüzde 50 oranında artırarak 15’er milyar Euro’ya yükseltecek. Özellikle İngiltere Başbakanı Gordon Brown’ın acele edin çağrısında bulunduğu paket Avrupa için oldukça kritik olarak yorumlanıyor. Bradford & Bingley’in ve Fortis’in devletleşmesi, Dexia’ya 6.4 milyar Euro enjekte edilmesi, Hypo Real Estate’in de Alman hükümetinin desteğiyle kurtarılması üzerine gözlerin çevrildiği Avrupa’da üye ülkelerin tamamı ’kriz kapıda mı’ endişesi yaşıyor.
Almanya karşı çıkmıştı Avrupa Birliği ’nde (AB) Hollanda’nın önerisiyle Dönem Başkanı Fransa tarafından sahiplenilen 300 milyar Euro’luk ortak banka kurtarma fonu oluşturulması fikri önceki gün Almanya’nın tepkisini çekmişti. Küresel krize en dirençli ülkelerden biri olduğu kabul edilen Avrupa ’nın en büyük ekonomisi Almanya, 700 milyar dolarlık kurtarma paketi hazırlayan krizin ev sahibi ABD’nin AB tarafından taklit edilmesine karşı çıkarak, her ülkenin kendi çözümünü uygulamasını istemişti. Toplantının ana konusunun da Almanya Başbakanı Angela Merkel’i paket konusunda ikna çabalarından oluştuğu söyleniyor. Alman Maliye Bakanlığı Sözcüsü Stefan Olbermann, "Böyle bir fona ihtiyaç yok. Finansal krizin daha da yayılması halinde tek bir paketle çözüm fikri uygulanabilir olmayacak. Bu, yeni devasa sorunlar yaratacak. Herkesin kendine uygun çözümü bulması doğru tercih olur" dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel her ülkenin ulusal düzeyde sorumluluk yüklenmesini isteyerek, ancak bunun diğer Avrupa ülkelerinin çıkarlarına dokunmaması gerektiğini söyleyerek, “Zor durumdaki bankalar kendi yollarına bırakılmalı” dedi. Merkel, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, her ülkenin karar verdiği kurtarma planının, Avrupa bankaları arasındaki dürüst rekabet kurallarına saygı göstermesi gerektiğini belirtti. Özellikle İrlanda hükümetinin bazı büyük İrlanda bankalarına garanti verme girişiminden memnun olmadığını belirten Merkel, adil şekilde davranmanın ve ülkeler arasında zarara neden olmamanın önemli olduğunu, rekabete saygı gösteren adımların gerekliliğini vurguladı.
‘Ateşle tecrübe’ Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Birliği’nin (AB), küresel krize karşı koordineli bir yaklaşım sergilemesi çağrısında bulundu. Nicolas Sarkozy ile görüşen IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Paris’te düzenlenen toplantıdan önce yaptığı açıklamada, AB’de, ülkelerin tek olarak hareket etmeyerek, finansal krize karşı işbirliği içinde hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Küresel finans krizi için “ateşle tecrübe” ifadesini kullanan Kahn, AB’nin de, ABD gibi bir paketle krize yanıt vermesi gerektiğini belirtti. Bankaların büyük kayıplar yaşadığına dikkat çeken Kahn, “IMF olarak, bizim düşüncemiz bu global bir problem ve global yanıt verilmeli” dedi. Sarkozy, basın toplantısında, liderlerin dünya kapitalizminin işleyiş kurallarını gözden geçirecek bir uluslararası konferans toplanmasını temenni ettiğini bildirdi. Bu hususta Uluslararası Para Fonu (IMF) ile işbirliği yürütülmesi fikri de benimsendi. Sarkozy, konuk 3 liderle birlikte düzenlediği basın topalıntısında, batma noktasına gelen bir bankanın kamu olanakları ile kurtarılması durumunda, sorumlu yöneticilerden hesap sorulması fikrinin benimsendiğini de açıkladı. Sarkozy, AB bütçe kurallarının mali krizle baş edebilecek şekilde uyarlanacağını belirtti. AB bütçe kuralları, ortak para birimi Euro’yu kullanan ülkelerin, bütçe açıklarının gayri safi milli hâsılalarının yüzde 3'ünü ve kamu borcunun da yüzde 60'ını aşmamasını öngörüyor. Liderler, ülkelerin mali krize kendi yöntemleri çerçevesinde müdahale etmesini, ancak her ülkeyle koordinasyon içinde hareket etmesini kararlaştırdı. Sarkozy zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Avrupa Komisyonu'nun tek pazar ilkelerinde olduğu gibi şirketlere devlet yardımı konusundaki kuralların uygulanmasında esneklik göstermesi gerektiğini belirtti. Küresel mali krizin AB'ye yaptığı etki ve alınacak önlemlerin tartışıldığı zirvede, liderler istikrar ve büyüme paktının uygulanmasının, içinde bulunulan olağanüstü durumları yansıtması gerektiğini de ifade etti. Öte yandan, zirveye katılan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, AB’nin, Avrupa’daki kredi sıkıntısını aşmak için öncelikle küçük ve orta ölçekli firmalara hemen kredi sağlanması gerektiğini bildirdi. Bu arada, AB Komisyonu da, küresel finans krizi nedeniyle, AB ekonomik ve mali kriterlerinde bir esneklik getirilmeyeceğini ve sınırlamaların aynen devam ettiğini bildirdi. Euro bölgesindeki 15 ülkenin maliye bakanları pazartesi günü Lüksemburg’da bir araya gelecek.
Avrupa’da krize kim nasıl bakıyor? CHRISTINE LAGARDE (Fransa Maliye Bakanı): Avrupa çapında kurtarma paketine banka iflası tehdidi altındaki küçük Avrupa ülkelerinin ihtiyacı var. GORDON BROWN (İngiltere Başbakanı): Sistemi temizleyebilmek için dünya liderleri birlikte çalışmalı. Bu sadece Avrupa’yı değil Amerika’yı da kapsamalı. DOMINIQUE STRAUSS-KAHN (IMF Başkanı): AB’de ülkelerinin tek olarak hareket etmeyerek, finansal krize karşı işbirliği içinde olması gerekiyor. AB’nin de, ABD gibi bir paketle krize yanıt vermesi büyük önem taşıyor. FRANCOİS FILLON (Fransa Başbakanı): Bunu kolektif müdahale ile çözebiliriz. Dünya sorumsuz bir sitem yüzünden dipsiz bir kuyuya düştü. Doğru politikalar için birlik olmak gerek. MERVYN KING (İngiltere Merkez Bankası Başkanı): Kriz nedeniyle bankalara 40 milyar pound verdik. Artık 130 banka ile değil 1.700 banka ile ilgilenmek zorundayız. FREDERİC OUDEA (Societe Generale CEO’su): Domino etkisini ancak Merkez bankalarının ve hükümetlerin işbirliği ile aşabiliriz.
Resesyon iddiaları Fransa’ya sıçradı İrlanda’nın resesyona girdiği konusunun büyük yankı uyandırdığı Avrupa’da gözler şimdi de Fransa’ya çevrildi. Fransa Ulusal İstatistiklerine göre son çeyrekte yüzde 0.1 küçülen ülke şimdiden resesyona girdi. Fransa ikinci çeyrekte de 0.3 küçülmüştü. Fransa’nın 2008 yılı içinde yaşadığı daralmanın yüzde 0.9’u bulduğu belirtildi. İstatistiklere göre Fransa’nın tek sorunu durgunluk değil.
Lehman’ın alacaklıları JP Morgan’a dava açıyor İflas başvurusu yapan Lehman Brothers’ın teminatsız alacakları şimdi JP Morgan’a karşı dava açmaya hazırlanıyor. Alacaklılar J.P. Morgan’ın henüz iflas başvurusunda bile bulunmadan Lehman Brothers’ın likidite krizi yaşamasına neden olduğunu iddia etti. JP Morgan ise bu iddialara karşın ’Alacaklılar ile mahkemede görüşürüz’ cevabı verdi. JP Morgan Lehman Brothers’a ait 17 milyar dolarlık nakti elinde tutuyordu.