ABD'li siyah kadın, Atatürk Havalimanı'nda polis işkencesi ile hayatını kaybetmiş!

ABD'li siyah kadın, Atatürk Havalimanı'nda polis işkencesi ile hayatını kaybetmiş!

ABD vatandaşı siyah Tracey Lynn Brown (48) isimli kadının, 2013 yılında transit yolcu olarak bulunduğu Atatürk Havalimanı'nda tartışma yaşadığı polisler tarafından etkisiz hale getirilmek istenirken polislerin sırtına uzun süre dizleriyle baskı uygulamaları sonucunda nefessiz kalarak yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.

Hürriyet'in haberine göre, kadının ölümünden sorumlu tutulan 12 polis hakkında, “Zor kullanma yetkisini aşarak ölüme neden olma" suçundan 16 yıla, havalimanı doktoru hakkında da “Taksirle ölüme neden olma" suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldığı, davanın dördüncü duruşmasının ise Ekim ayında yapılacak.

 

Chicago'ya giderken İstanbul’da öldü

 

Tracey Lynn Brown isimli ABD vatandaşı siyahi kadın, Chicago'ya gitmek üzere Özbekistan'ın başkenti Taşkent'ten bindiği THY uçağı ile Atatürk Havaalanı'na geldi. 4Nisan 2013 sabahı 06.45'te İstanbul Atatürk Havaalanın'nda inen Brown, 13 saat boyunca havaalanının dış hatlar geliş terminalinin bulunduğu bölümde beklemeye başladı. 

 

Kısım odasından sürüklenerek çıkarıldı

 

Kamera kayıtlarına göre akşam saat 21.48.20'de (Kamera kaydında 09.48.20 görünse de olay akşam gerçekleşmiş) havaalanı Pasaport Kontrol Büro Amirliği'ne ait kısım odasına girdi. Buradaki polislerle bir süre tartışan kadın, odaya girdikten yaklaşık 4 dakika sonra polisler tarafından sürüklenerek odanın dışına çıkarıldı. Daha sonra haklarında açılan davada ifade veren polisler, kadının sürekli olarak kızını sorduğunu, bunun haricinde kendileri ile iletişime girmeyi reddettiğini, saldırgan tutum sergilediğini, bu nedenle dışarıya çıkarıldığını belirttiler.

 

Gitti, 6 saat sonra geri geldi, uçarak pencereye daldı

 

Bir süre kısım odasının önünde bekleyen kadının, 22.01.05'de bu alanı terk ederek görüntüden çıktığı görülüyor. Yaklaşık 6 saat sonra, yani 5 Nisan 2013 sabahı 04.00.37'de kısım odasına bakan kameraya yeniden yakalanıyor. Görüntülerde koşarak kısım odasının pencereye dalan kadın, polislerin iddiasına göre bilgisayarlar ve evrakları dağıtmaya başladı. Daha sonra hazırlanan iddianamede elinde makas olan kadının, kendisine müdahale eden polis memurlarından birini sol elinden yaraladı. Görüntülerde polislerin, kelepçe taktıkları kadını kısım odasından ön izleme ve sevk odasına götürdükleri görülüyor.

 

Kelepçelerinden kurtuldu

 

Polisler, burada kadını iki elinden oturduğu sandalyeye kelepçeliyor, ancak kadın görüntülere göre bir dakika bile geçmeden kelepçelerden kurtulmayı başarıyor. Kadının kurtulduğunu gören 6-7 polis, yüzü koyun yere yatırdıkları kadının ellerini arkadan kelepçeliyor. Odadaki kamera görüntüsüne göre polislerin, 17 dakika boyunca kadının sırtına, ayaklarına ve ellerine, dizleri ile baskı uyguladıkları görünüyor. Arada kadının fırsat buldukça bacaklarını salladığı da görüntülere yansıyor. 

 

Doktor kadının üzerine çullanan polisleri sadece seyrediyor

 

Polisler havaalanına sağlık hizmeti sunan şirketin doktorunu çağırıyor. Görüntülere göre olay yerine gelen Doktor Mesut Ö., kadın ile herhangi bir temas kurmuyor. İddianame ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre verdiği talimatla sağlık ekibine sakinleştirici iğne yaptırıyor.

 

7 dakika boyunca kalp masajı yapıldı

 

Odada yaklaşık 4 dakika kalan doktor, odadan ayrılıyor, peşinden de sağlık ekibi ayrılıyor. Bir süre sonra polisler, hareketsiz kalan kadının sırtından dizlerini çekiyor. Polislerden biri kadının nabzının atmadığını fark ederek sağlık ekibini geri çağırıyor. Sağlık ekibi ve doktorun, ayrıldıktan 6 dakika sonra odaya geri geldikleri görülüyor. Kadını çeviren doktor, yaklaşık 7 dakika boyunca kadına kalp masajı yapıyor, ardından da Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk etti.

 

13 gün sonra öldü

 

5 Nisan sabahı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan kadın, aynı gün Üsküdar Devlet Hastanesi'ne, 8 Nisan 2013 tarihinde de Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada 10 gün yoğun  bakımda tedavi gören kadın, 18 Nisan 2013 tarihinde hayatını kaybetti.

 

'Ölüm, göğüs ve boyun bölgesine uzun süreli bası uygulaması sonucu meydana geldi'

 

Soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, ölümle ilgili Adli Tıp Kurumu'ndan üç ayrı rapor aldı. Her üç raporda da polislerin eylemi ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu yönünde görüş bildirildi. Hastanın üç hastanede tedavi gördüğü 13 gün boyunca bilincinin kapalı olduğu belirtilen raporlarda, “Kişinin ölümünün, göğüs ve boyun bölgesine uzun süreli bası uygulaması sonucu meydana geldiği" ifade edildi.

 

Hasta ile yüz yüze temas kurmayan doktor kusurlu bulundu

 

İlk iki raporda müdahaleyi yapan Doktor Mesut Ö. hakkında herhangi bir suçlamaya yer verilmedi. Ancak 2 Temmuz 2014 tarihinde alınan son raporda, doktora kusur atfedildi. Doktorun, ilk anda hastayı muayene etmediği, hasta ile yüz yüze temas kurmadığı, bunun da tıp kurallarına uygun olmadığı belirtilen raporda, Doktor Mesut Ö.'nün bu nedenle kusurlu olduğu kaydedildi.

 

12 polis ve doktora açılan dava devam ediyor

 

Bu raporlar üzerine soruşturmayı tamamlayan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Atatürk Havalimanı Pasaport Kontrol Büro Amirliği'nde görevli 12 polis memuru ve Doktor Mesut Ö. hakkında dava açtı. Başsavcılık, polisler hakkında 'Zor kullanma yetkisini aşarak ölüme neden olma' suçundan 12 yıldan 16 yıla, doktor hakkında da “Taksirle ölüme neden olma" 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. İddianamede, kadının ön izleme odasında koltuğa kelepçelendiği, koltuk ile birlikte hareket edip saldırmaya başladığı, kelepçelerinden kurtulduğu, polisler tarafından tekrar yere yatırılıp ellerinin arkadan kelepçelendiği, saldırgan tavırlarının devam etmesi nedeniyle sağlık ekibinin çağrıldığı belirtildi. Sağlık ekibinin müdahalesinden bir süre sonra kadının nefes almadığının fark edildiği belirtilen iddianamede, doktor tarafından yapılan kalp masajı sonrası hastaneye kaldırıldığı ifade edildi. İddianamede Adli Tıp Kurumu'ndan üç ayrı rapor alındığı belirtilerek, “Göğüs ve boyun bölgesine uzun süreli bas uygulaması sonucu kişinin solunum yapmasına engel olan ve ölümüne neden olan eylemin, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu" tespitine yer verildi. Polisler, soruşturma aşamasında ve duruşmalardaki ifadelerinde, zor kullanma yetkisi dahilinde kadına müdahalede bulunduklarını beyan ettiler. Suçlamaları kabul etmeyen polisler, kadının kısım odasına aniden girdiğini, saldırgan tavırlar sergilediğini, kendileri ile iletişime kapalı olduğunu belirttiler. Polisler kadının yanlarına ikinci gelişinde elinde bir makas bulunduğunu, makasla sağa sola saldırdığını, bir arkadaşlarını sol elinden yaraladığını, yasal sınırlar içinde müdahale ettiklerini savundular. Polisler, suçsuz olduklarını belirterek beraatlerini istediler. Polislerin bir sonraki duruşması Ekim ayında görülecek.