New York Times gazetesi, "ABD'li yetkililer"e dayanarak, "Türkiye'nin koalisyon güçlerine Suriye'de kara harekâtıyla destek vereceği bir plan üzerinde çalışıldığını" yazdı.
Gazete, ABD’li ve Türkiyeli yetkililerin, Amerikan savaş uçakları, Suriyeli isyancılar ve Türkiyeli güçlerin birlikte çalışarak, Suriye’nin kuzeyindeki 100 kilometrelik şeridi IŞİD militanlarından temizleme konusunda anlaştığını duyurdu.
New York Times’ta yer alan habere göre, iki ülkenin de yetkilileri, "görece ılımlı Suriyeli isyancılar” tarafından kontrol edilen, IŞİD’den arındırılmış bir bölge için çağrı yapıyor. Türk tarafı, bölgenin Suriyelilerden arındırılmış “güvenli bölge” de olabileceğini söylüyor.
Müdahale edilmesi planlanan alanın genişliği de dahil olmak üzere detayları açıklanmayan bu plan, IŞİD militanlarına yönelik ABD-Türkiye askeri işbirliğini ve ABD’nin bölgedeki Suriyeli isyancılarla koordinasyonunu da belirgin ölçüde pekiştirecek.
Obama yönetiminin kıdemli yetkililerinden biri, “Detaylarla ilgili çalışmaya devam edeceğiz ancak Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki IŞİD operasyonlarında, ortakları karadan desteklediği bir plan üzerinde konuşuyoruz” açıklamasını yaptı: “Hedef, Türkiye’nin Suriye sınırında IŞİD’den azade, daha güvenlikli ve istikrarlı bir bölge yaratmak.”
New York Times haberi şöyle devam ediyor:
"Yine de plan, birçok sıkıntı barındırıyor. ABD güçleri IŞİD’e odaklanmış olsa da; Başkan Beşar Esad’ın devrilmesi, Türkler ve Suriyeli isyancılar için daha öncelikli. Türkiye, Suruç’taki ilk ölümlü bombanın ardından IŞİD’e yönelik çabalarını artırsa da, iki grubun da Suriye’deki ilk önceliği Başkan Esad.
Hedef ne olursa olsun, masadaki plan, ABD ve müttefiklerin savaş uçaklarının, 'Suriye ordusuna ait uçaklar tarafından bombalanan alanlara yaklaşmasını içermesi nedeniyle Suriye uçakları yerdeki müttefiklerine saldırırsa ne yapacakları' sorusunu doğuruyor.
Sadece 60 Suriyeli isyancının Pentagon programı altında ABD tarafından yetiştirilmiş olması da, kaç isyancının operasyona katılacağı konusunda da soru işaretleri yarattı. Pentagon programına katılanlardan çok daha fazla sayıda ABD’nin deyimiyle 'ılımlı muhalif' CIA’nın gizli operasyonları kapsamında eğitildi, ancak bu kişiler savaş anında daha radikal İslamcı gruplarla birlikte hareket etmeye meyilli.
Diğer karmaşa da, Suriyeli isyancıların kazançlarının, hali hazırda IŞİD’e karşı savaşan Kürt milis kuvvetlerine bedelinin ne olacağı konusunda yaşanıyor.
Türkiyeli yetkililer ve Suriyeli isyancıların liderleri, anlaşmayı, Esad’a karşı yürüttükleri uzun süreli mücadelenin kısa dönemli ödülü olarak görüyor: 'Suriye’nin Türkiye sınırları yakınında, uçuşa yasak bölge.'
Böyle bir bölgeyi, rejimin muhalif bölgelere yönelik hava saldırılarını frenlemek için istiyorlar. Yeni plana, 'güvenli bölge' adını veriyorlar; bu sayede Türkiye'deki sığınmacıların evlerine dönmesine izin verilebilir ve Türkiye savaştan izole edilebilir.
Ancak, ABD’li yetkililer, planın Beşar Esad’a yönelik olmadığını söylüyor. Aynı zamanda, resmi olmayan bir güvenli bölgenin, planın çıktılarından biri olabileceğini, ancak resmi güvenli bölgenin anlaşmanın bir parçası olmadığını belirttiler. Yetkililer, ABD’li savaş uçaklarının Türkiye’deki üsleri kullanması konusundaki sürpriz anlaşmanın güvenli bölgeyi kapsamadığını söylediler. Bunun yerine yetkililer, Türklerin ve ABD’lilerin, Halep ve Fırat nehri arasında kalan bölgeyi IŞİD militanlarından temizlemek konusunda bir anlaşmanın detaylarını tartıştığını ilettiler.
Plan, Türk askeri birliklerinin Suriye’ye girdiği bir tabloyu tasavvur etmiyor, yine de uzun menzilli ağır silahlar sınırın ötesinde kullanılabilir. Türkiye’nin kara kuvvetleri sınırın iki tarafında da İslam Devleti’nin yabancı savaşçı ve malzeme tedarikini azaltmak noktasında kullanılabilir. Suriye’nin içinde ise görece ılımlı Suriyeli isyancılar, ABD ve olası Türkiye hava desteği sayesinde sınırları kontrol altında tutabilir.
Bu durum, Suriye’deki isyancılarla, ABD’nin şimdiye kadar kurduğundan daha derin bir koordinasyonu gerektirecek. ABD’li yetkililer, hava müdahalelerinde Doğu Suriye’de başarılı bir şekilde mücadele veren Kürt savaşçılarla kurulana benzer bir iletişim sistemi kurulması gerekebileceğine dikkat çekiyor.
ABD’li yetkililer, geçtiğimiz aylarda mevkidaşlarıyla 'resmi bir güvenli bölgenin gerekli olmadığı' konusunda görüşüyorlardı. Bu görüşmelerde öne çıkan nokta, İslam Devleti’ne karşı düzenlenen yüzlerce hava saldırısı süresince, Esad’a bağlı birliklerin müttefik saldırıları tarafından temizlenen alanları yönlendirebilmesiydi.
Ancak şimdiye kadar, bu saldırılar Esad’ın önceliği olmayan ve IŞİD üyesi olmayan Suriyeli isyancıların çok azının yararlanabileceği doğu bölgelerde gerçekleşiyordu. Tersine, Suriyeli Arap isyancılar, şimdiki plandan doğrudan yararlanıyor. Halep’in doğusundaki IŞİD saldırıları, bu grupların Suriye ordusunun elindeki kentin yarısını almasını sıkıntıya düşürdü.
“IŞİD’in herhangi bir şekilde zayıflatılması, bizim savaş alanındaki ayrıcalığımız olacaktır” diyen genellikle El Kaide’nin Suriye’deki bileşenlerinden El Nusra Cephesi’yle işbirliği içinde olan Ahrar-uş Şam'ın sözcüsü Qara Ali, halihazırda açık savaş halinde olduklarını belirttiği İŞID’e yönelik operasyonlarda alacakları rolün ise değişmeyeceğini belirtiyor.
Suriyeli isyancılar, Suriye’nin doğusunda hakimiyet kurmaya çalışan PYD güçlerine karşı da mevzi kazanacak. ABD, Kürt milisleri bölgedeki en iyi ortaklarından biri olarak tanımlasa da; Türkiye, PKK’yla ilişkilendirdiği askeri grubu tehdit olarak görüyor.
Bölge, Kürtlerin IŞİD’i sınırdaki Tel Abyad kentinden çıkarması ve tedarik yollarını engellemesiyle birlikte daha da kritik hale geldi. Operasyon, IŞİD’in Kilis ve Cerablus arasında yeni bir bağlantı kurulmasını engellemeyi hedefliyor.
ABD’li yetkililer, bölgeye yönelik hava operasyonlarının süresini belirgin bir biçimde azaltan, Türkiye’deki en az iki üssün kullanım hakkının elde edilmesine rağmen sınırla ilgili stratejik sıkıntıların devam ettiğine dikkat çekiyor. Suriyeli güçleri eğitmek ve yetiştirmek konusunda önceki aylara göre daha deneyimli olduklarını belirten yetkililer, Suriyelilerin çoğunun ana motivasyonunun IŞİD’e değil, Esad güçlerine karşı savaşmak olmasından ise kaygı duyuyor."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, pazar akşamı (25 Temmuz 2015) gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiği toplantıda "kara gücünün operasyonlar kapsamında devreye sokulmayacağını" söylemişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Suriye toprakları içerisinde yer alan IŞİD mevzileri ve Kuzey Irak'taki PKK kamplarına yönelik sürdürülen operasyonlara ilişkin olarak, "Mutabakat çerçevesinde kara harekâtı olacak, şu olacak bu olacak diye bir durum yok. İlk etapta hava harekâtları olacak. Ama Türkiye olarak biz her türlü harekâta hazırız” açıklamasını yapmıştı.
Makalenin tamamı için tıklayın