Ekonomi uzmanlarına göre, yanıt bulamayan soruların başında, "hükümetin, bankaların kayıtlarındaki tut-sat’a (mortgage) dayalı şüpheli alacakları nasıl temizleyeceği, süreci kimin yöneteceği ve maliyetinin ne olacağı" geliyor. Kapalı kapılar ardında Demokratlar, ülkenin mali devlerini kurtarma karşılığında sıradan Amerikalılara da daha fazla yardımcı olacak değişiklik talebinde bulunurken, planın ana unsurları değişmeye devam ediyor. ABD Hazinesi, cumartesi günü milletvekillerine sunduğu üç sayfalık yasa tasarısıyla, bankalar, tasarruf kurumları, kredi bankaları, arabulucu kurumlar ve sigorta şirketleri dâhil mali kurumlardan "sorunlu alacakları" satın almak için gelecek iki yıllık sürede harcamak amacıyla 700 milyar dolar istedi. İlk yasa tasarısında sadece tut-sat ile ilgili varlıkların satın alınacağını ifade eden Hazine, ABD Merkez Bankası (Fed) ile yapılan görüşmelerden sonra tasarıda yaptığı değişiklikle, gayrimenkul dışındaki şüpheli varlıkların satın alınmasının piyasa istikrarına katkıda bulunması için gerekli olduğuna karar verilmesi halinde bu tür varlıkların alınması için yetki istedi. Bu da vergi ödeyenleri, otomobil kredileri ve kredi kartı borçları benzeri kredileri de ödemekle karşı karşıya bırakacak. ABD Hazinesi’nin ise esas itibariyle tut-sat kaynaklı şüpheli alacaklara odaklanacağı ifade ediliyor. Bu şüpheli alacakların satın alınması çalışmasının nasıl olacağı sorusunun yanıtı da henüz bilinmezken, Hazine yetkilileri "ters repo" uygulamasını konuştular. Bankalar şüpheli alacaklarını elden çıkaracak ve hükümet, piyasa varlıklarının satılması ve belki kâr etmesi için yeterince düzelinceye kadar varlıkları elinde tutacak. Ekonomistler, bu sürecin büyük bir avantajı olmasının yanı sıra bazı mali kurumlar için önemli risk yaratacağını söylüyorlar. Hükümet, borçları satın alınarak, kurumlar arasında daha kolay fiyatlama ve daha fazla uyum sağlayacak bir piyasa yaratacak. Bu, yüksek riskli tut-sat’lar için piyasada belirsizliği azaltabilir. Ancak, bu açıklık, bazı kurumlar için kötü haberlere yol açabilir. En kötüsü, bazı kurumların kredi kayıplarına karşı tutmak zorunda olduğu sermaye yeterliliği azalabilir ve bu da bazı bankaların iflasına yol açabilir. Kurtarma planı henüz tamamlanmazken, Demokratlar planda, mali şirketlerin yöneticilerine yapılacak ödemelerin sınırlandırılması ve borcunu ödeyemeyen ev sahiplerinin aylık ödemelerinin düşürülmesi gibi tüketicilerin yararına değişiklikler yapılmasını istiyorlar. Bush yönetiminin kurtarma planıyla, Hazine bakanına, piyasa istikrarı için Fed başkanı ile danışmada bulunarak mali kurumların şüpheli alacaklarını almak için 700 milyar dolarlık bir kurtarma paketi için yetki verilmesi isteniyor. Ulusal borç konusundaki yasal limiti 10,6 trilyon dolardan 11,3 trilyon dolara çıkaran planla Hazine bakanının, varlıkları satın alma, tutma ve satmasına izin veriliyor. Kurtarma planıyla ilgili yasa tasarısı yasalaştıktan sonra planın uygulaması iki yıl sürecek. Bush yönetimi ayrıca, gelecek yıl bütçe açığının 482 milyar dolar olacağını tahmin ediyor. Bazı ekonomistler, farklı kurtarma planlarının mümkün olmasının ve ekonominin zayıflamasının ülkenin bütçe açığını 1 trilyon dolara çıkarabileceği yorumlarını yapıyor. Kurtarma planının başarı şansı bulunduğuna inanan bazı ekonomistler ise çok sayıda mali kurumun, şüpheli alacaklarından kurtarmak için bu şansı kullanacağını ve daha fazla normal borçlanma operasyonlarına yeniden başlayacağını, bunun da ekonominin gelişmesini destekleyeceğini belirtiyorlar.