Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Başbakan Binali Yıldırım’ın da dile getirdiği PKK’nın çözüm masasına dönülmesi talebine devletin sıcak bakmadığını belirterek, çözüm sürecine desteğin AKP seçmeninden aldığı desteğin yüzde 26 seviyesine gerilediğine dikkat çekti. PKK lideri Abdullah Öcalan ile devletin görüşmelerinin sürdüğüne değinen Selvi, “İmralı’ya yapılan devlet ziyaretleri seyrekleştirilmiş ama devam ediyor. Yeni süreçte Öcalan denklem dışı. Ama şimdilik…” dedi.
Abdülkadir Selvi’nin bugün (15 Haziran 2016) yayımlanan “Kandil'den gelen mesaj ve çözüme destek” başlıklı yazısı şöyle:
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti milletvekilleriyle iftarda yaptığı konuşmada, "Terör örgütünün bugünlerde 'biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım' gibi doğrudan, dolaylı haberleri geliyor.
Onların uzantılarından bize böyle haberler geliyor. Konuşacak hiçbir şey yok” demişti.
Şehir savaşlarında başarısızlığa uğrayan ama kırsaldan bomba yüklü araçlarla saldırılarını sürdüren PKK’dan bu yönde mesajların gelmesi ilginçti. Bu mesajların nereden geldiği de bir o kadar önemliydi. Kandil’den mi, Avrupa kanadından mı, yoksa HDP’den mi? Devletin ilgili birimlerine, çözüm sürecine dönülmesi yönünde birkaç aydır talepler geliyormuş. Nereden? Mesajlar Kandil’den geliyormuş. Ayrıca HDP’den bu yönde mesajlar iletiliyormuş.
Bu arada ABD’den de bu yönde üstü açık ya da kapalı mesajlar alınıyormuş. HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın ziyareti sırasında da ABD makamları tarafından, PKK’nın silah bırakması ve çözüm sürecine dönülmesi yönünde mesajlar verilmişti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass birkaç kez, “PKK’yı şiddet kampanyasına son vermeye, silahlarını bırakmaya, meşru müzakereyi kabul etmeye çağırıyoruz” diye açıklama yaptı. Kandil’in harekete geçmesinde ABD’nin telkinlerinin etkili olduğu düşünülüyor.
PKK çözüm sürecinin başlaması yönünde samimi mi? Samimi bulunmuyor. Tam aksine bunun Kandil’in taktik bir manevrası olduğu düşünülüyor. PKK şu anda Suriye’deki kazanımlarına odaklanmış durumda.
Türkiye’de yeniden tek yanlı ateşkesi başlatarak tansiyonu düşürüp, Suriye’ye yoğunlaşmak istiyor. O nedenle 3 bin militanını YPG içinde tutmaya özen gösteriyor.
Bu arada Türkiye’de riski az ama çok ses getiren bombalı araç ve canlı bomba eylemlerine yönelmiş durumdalar. Suriye’deki kazanımlar PKK açısından tarihi öneme haiz. Orada hem ABD ile muhatap olan hem önemli bir coğrafyaya hâkim olan bir güç konumundalar.
Etrafımızı koza gibi örüyor, Suriye’deki konumlarını pekiştirdikten sonra, o güçle Türkiye’ye baskı yapmayı hedefliyorlar.
Peki Ankara’da böyle bir hava var mı? Tam aksine terörle mücadele konusunda kararlılık var. Başbakan sahur yemeğinde misafir ettiği AK Parti kurucularına, “Terörle mücadeledeki kararlılığımızı devam ettirmeliyiz” dedi.
Şehit cenazelerinin geldiği bir sırada, terörle mücadeledeki kararlılık en üst seviyede. Cumhurbaşkanı Erdoğan çerçeveyi, “Terörün minimize edilmesidir asıl olan” sözleriyle çizdi.
Diyarbakır’a giderken aynı soruyu Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye sorduk, “PKK’nın beli kırılıp, silah bırakırsa bu konu gündeme alınır. Ayrıca yeni bir formatta görüşülür. PKK’nın uzantılarıyla çözüm konuşulmaz, silah bırakma konuşulur” karşılığını verdi.
Şehir savaşları ve sivilleri hedef alan canlı bomba eylemleri ve bombalı araçlarla İstanbul ve Ankara başta olmak üzere şehirlerimizde yapılan saldırılar çözüm sürecine olan desteği de önemli ölçüde geriletmiş görünüyor. Çözüm sürecinin başladığı dönemde Erdoğan, halkın desteğini yüzde 78 olarak açıklamıştı. Bugün bu oran yüzde 35.5’e gerilemiş durumda. Bölgede ise destek hâlâ yüzde 70 seviyesinde. Bölge halkı, terörle mücadele et ama çare siyasi çözümde mesajını veriyor.
Çözüm sürecine ışık tutması açısından raporlaması yeni tamamlanmış güvenilir bir anketten sonuçları aktarmak istiyorum.
AK Parti: % 26.7
CHP: % 36.8
MHP: % 20.6
HDP: % 91.05
Çözüm sürecine destek HDP’den sonra yüzde 70 seviyesinde AK Parti’den geliyordu. Müthiş bir gerileme. Çözüm sürecine destek, etnik kökenlere göre de ciddi farklılık arz ediyor. Neredeyse aralarında bir uçurum var. Kürt ve Zazalarda çözüme destek yüzde 72 seviyesinde. Türklerde ise bu oran yüzde 27.3’le Türkiye ortalamasının altında. Çözüm adına umut verici bir tablo değil. Halkın büyük bir kısmı, PKK’nın çözüm sürecini istismar ederek şehirlere yığınak yaptığı kanaatinde.
Çözüme dönük olarak Kandil’den mesajlar gelirken, Öcalan bu işin neresinde? İmralı’ya yapılan devlet ziyaretleri seyrekleştirilmiş ama devam ediyor. Yeni süreçte Öcalan denklem dışı. Ama şimdilik...