Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde düzenlenencek operasyondan 25 gün önce operasyonla ilgili kurumlararası yazışmaların sızdırıldığını belirterek, “Yüksekova operasyonunu kim sızdırdı?” diye sordu. Benzer bir sızıntının Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde yerleri tespit edilen 57 PKK’lının, operasyondan 2 saat önce bulundukları yerlerden çıkıp çatışmaya başladığı olaylarda da yaşandığına dikkat çeken Selvi, “Batıdan doğuya gönderilen paralel unsurların, operasyonla ilgili yazışmayı PKK’ya sızdırdığı iddiası üzerinde duruluyor.” ifadelerini kullandı.
Selvi’nin bugün (12 Nisan 2016) yayımlanan yazısı şöyle:
Yüksekova operasyonu İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın 15 Mart tarihinde yaptığı açıklama ile başladı.
Cizre, Sur ve Silopi’deki operasyonlardan, başladıktan sonra haberimiz oldu ama Yüksekova ve Nusaybin operasyonlarını henüz başlamadan öğrenme imkânımız oldu.
Ancak bizden önce öğrenenler ve operasyonu 1 ay önceden deşifre edenler vardı.
Anlatıyorum.
“Gizli” damgalı ve 15.02.2016 tarihli yazı, Türkiye Cumhuriyeti Hakkâri Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü başlığını taşıyor. 31301369-951.04.11 sayılı yazının konu bölümünde “Operasyon tedbiri” yazıyor.
Yazı, “İlimiz Yüksekova ilçesinde kamu düzeninin tesis edilmesi ve huzur ortamının sağlanması için icra edilecek olan operasyon süresince 10.02.2016 tarihinde Yüksekova Polis Evi’nde yapılan toplantıda alınan kararlar doğrultusunda kamu kurumlarımızın ifa edeceği görevler ve kurum amirlerimizin dikkat edeceği hususlar şu şekildedir” diye başlıyor.
Her resmi yazıda olduğu gibi toplantıya katılanlar isim, rütbe ve unvanlarına göre sıralanıyor.
“Bizzat Hakkâri Valisi’nin başkanlığında, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümg. İbrahim Ergin, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğg. Ahmet Otal, Vali Yardımcıları Hasan Ongu, Mehmet Emin Taşçı ve Bekir Abacı, İl Emniyet Müdürü Resul Holoğlu ve İl Jandarma Komutanı Demiray Demirci’den oluşan Hakkâri il Kriz Merkezi teşekkül ettirilmiştir”
Operasyon öncesinde yapılacak olanlar ile operasyon sırasında alınacak tedbirler 12 madde halinde sıralanıyor.
Operasyonla ilgili koordinasyondan tutun, operasyon süresince vatandaşların mağdur olmaması için alınacak tedbirlere kadar her türlü ayrıntı gizli yazışmada yer alıyor.
Sadece güvenlikle ilgili konular yok.
Afet müdahale planı gereğince alınacak önlemler de sıralanmış.
Hatta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na geniş bir yer ayrılmış.
“Yerel düzey psikososyal destek grubu operasyon planı Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlüğü tarafından titizlikle uygulanacak, bu çerçevede ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları ile eşgüdüm halinde çalışılacak ve vatandaşlarımızın mağduriyetine engel olacak şekilde gereken tedbirler alınacaktır.”
Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına.
Bu bilgiler, Yüksekova’da operasyon başlamadan 25 gün önce, “İşte Gever’e ‘gizli’ operasyon belgesi” başlığı altında PKK’ya yakınlığı ile bilinen Dicle Haber Ajansı’nda yer alıyor. Ajans bu haberi 21 Şubat 2016 günü saat 09.15’te servis ediyor.
Bunda ne var diyebilirsiniz.
Gazeteciliğin altın kuralı olan haber atlatma olarak görebilirsiniz.
Hadi bu tür masum yorumları geçtim.
PKK’nın, bölgede devletin gizli bir belgesini ele geçirebilecek bir istihbarat ağına sahip olduğu yönünde de yorumlayabilirsiniz.
Ama bence acele etmeyin.
Öncelikli olarak habere konu olan toplantı yapılmış mı, böyle bir yazışma gerçek mi sorusunun peşine düştüm.
Noktasına, virgülüne kadar doğru.
Araştırdığım da ise farklı ayak izleriyle karşılaştım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süre önce, “Son günlerdeki şehit sayısında artış Paralel yapıya mensup polis ve askerlerden kaynaklanıyor. İstihbarat zafiyeti olabiliyor. Bunun nedeni de bu yapının elemanları” demişti.
Erdoğan’ın işaret ettiği paralel sızıntının bir ucu Diyarbakır Bağlar’da ortaya çıkmıştı.
Yerleri belirlenen 57 PKK militanı operasyondan iki saat önce sokağa çıkıp çatışmaya girince operasyon planı çökmüştü.
Yüksekova’daki ise başka bir sızıntı.
Ben üzerinde, “Made in Paralel” yazılı bir torba açıp, içine her şeyi doldurma taraftarı değilim.
Her olayın ciddi bir şekilde araştırılması gerektiğine inanıyorum.
O nedenle Yüksekova operasyonunun PKK’ya müzahir unsurlar tarafından sızdırıldığı ihtimalini göz ardı etmedim.
O da vahim bir durum.
Ancak resmi yazının gönderildiği birimlere bakınca işin şekli değişiyor.
Batıdan doğuya gönderilen paralel unsurların, operasyonla ilgili yazışmayı PKK’ya sızdırdığı iddiası üzerinde duruluyor.
Erdoğan düşmanlığı yüzünden Paralel Yapı, HDP ile başlayıp PKK ile devam eden bir işbirliği sürecine girmişti.
Paylaşmak istedim.