CRI TÜRK adlı radyoya konuşan Abdullah Avcı, "Arda'yı Galatasaray altyapısından beri tanırım, aşağı yukarı 15 yılın üstünde tanışıklığımız var. Türkiye'nin en önemli markalarından bir tanesi. Hata yapmadı mı yaptı. Ama bir iki hata ile onu yerin dibine sokamayız. Şu anda yapılan algıların sonucunda Türkiye'de sevimsiz çocuk haline getirildi. Türk futbolunda bir milyondan fazla hata yapanlar dolaşıyor. Bu markayı kaybetmememiz lazım" ifadelerini kullandı.
Futbola Kasımpaşa'da başladığını belirten başarılı teknik adam, "Futbol dışında başka işle uğraşmayı hiç düşünmedim. Başka işle uğraşacak zamanımda, boşluğumda olmadı. Lise yıllarımda beden öğretmenleri yoktu diğer sınıfların antrenörlüğünü bile yapıyordum. Mahallenin efendi, lider abisi oldum. Hayat felsefem dürüstlük üzerine olan, otokontrolü yüksek yaşam biçimi olan biri oldum" ifadelerini kullandı.
Kasımpaşa'nın futbol açısından ayrı bir önemi olduğunu söylen Avcı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan da futbola Kasımpaşa'da başladı, çocukken onun maçlarını izleme fırsatı buldum. İyi bir futbolcuydu" dedi.
Antrenörlük hayatını değerlendiren Avcı; "Antrenörlüğünü milli takım öncesi ve sonrası diye ikiye bölüyorum. İşin açıkçası milli takım öncesi antrenörlüğümü şu an itibariyle beğenmiyorum. Bu işin sonu yok dünyanın bu kadar geliştiği, değiştiği yerde biz de yerimizde duramayız. Bizde kendimizi geliştirmemiz lazım. Hayat böyle bir şey zaten. Orda kalırsan zaman tünelinde kalıyorsun zaten. Milli Takım'da ve uluslararası arenada yaşadığım tecrübeler, sahanın içiyle, sahanın dışıyla, medyasıydı iletişimiydi, yurtdışındaki organizasyonlardı bunlar bana önemli deneyimler kazandırdı" diye konuştu.
İtalya'nın dev kulüplerinden Roma'ya transfer olan Cengiz Ünder konusuna da değinen Avcı, "Cengiz gittiği her yerde kendi çok kolay kabul ettirebilen biri. Hem oyuncu hem de karakter olarak. Slovenya'daki kamptan ayrılırken ona şunu söyledim. Yapacağım en büyük yatırım kendine yapacağın yatırımdır. Geçen yıl bizde oynarken tesisler de kalıyordu. Bir gün ona artık buradan çıkıyorsun. Tesiste yaşam zihinsel yorgunluk yapar, sosyal yaşamın içinde olman lazım, en iyi yerler de yemek yiyip yemek kültürüne bile sahip olman lazım dedim ve tesislerde çıkardık onu. Kendine bir yaşam alanı bir ev kurduk. Hatta ona İtalyan restoranlarına git dedim, İtalya transfer oldu" dedi.
Avcı, 37 yaşında hala futbola devam eden Emre Belözoğlu için; "Bence Emre 40 yaşına kadar oynasın. 2011 yılında Milli Takım'ın başında iken aday kadroyu açıkladığımda Emre Belözoğlu vardı kadroda. Bütün basın Emre'nin ne işi var diye üstüme geldi. 2017 yılında ise bütün basın Emre neden kadroya alınmıyor dedi. Bizde 3'üncü yılı. Bana göre Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu" dedi.