Gezi direnişi sırasında Antakya’da polis müdahalesi sonucu hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in davası, Antakya’dan Balıkesir’e alındı. Güvenlik gerekçesiyle yapılan nakil işlemine ailenin avukatlarının itirazları dikkate alınmadı. Nakil duruşması, taraflar çağırılmadan gerçekleştirildi. Aile; “Davayı bizden ve halktan kaçırmaya çalışıyorlar” dedi. Gezi direnişinde yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın davası da Eskişehir’den Kayseri’ye taşınmıştı.
Metin Akarsu’nun Evrensel’de yer alan haberine göre, Abdullah Cömert’in öldürülmesine ilişkin dava, tek sanık ile ilgili Hatay Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılmış ve mahkeme tensip yaparak duruşma günü vermiş, tüm taraflar ve tanıkların beyanlarının alınması için 4 Temmuz gününü duruşma günü olarak belirlemişti. Duruşma günü gelmeden sanık avukatı ‘güvenlik’ nedeniyle davanın görüldüğü Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ni de devre dışı bırakarak Hatay Cumhuriyet Savcılığından davanın nakli isteminde bulunmuş, Savcılık ise Valilikten dava için Antakya’nın güvenli olup olmadığını sormuştu.
Abdullah Cömert’in avukatlarının Adalet Bakanlığına, Yargıtay 5. Ceza Dairesine, davanın mahkemesi olan Hatay 2. Ağır Ceza mahkemesine nakil itirazını yapmasına rağmen itirazlar dikkate alınmayarak nakil işlemi gerçekleşti.
Nakil kararı fiziki olarak Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesine gelir gelmez; davanın nakil işleminin gerçekleşmesi için adeta her şey oldu bittiye getirildi. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi, tarafların olmadığı bir duruşma gerçekleştirdi. Tarafların olmadığı duruşmada Hatay’daki davayı kapatan mahkeme dava dosyasının ise Balıkesir’e gönderilmesi için postaya verdi. Böylece dava fiziken de Hatay’da kapanmış oldu. Abdullah Cömert’in ikinci davası için 15 Eylül tarihi verilmişti. Fakat dava başka bir ile nakledildiği için büyük ihtimalle o tarihte dava gerçekleşmeyecek. Dava dosyası Balıkesir’e ulaştığında hangi ağır ceza mahkemesine verilirse, mahkeme tarafından yeni bir dava tarihi belirlenecek.
Cömert ailesinin avukatlarından Hatice Can, daha önceleri Kürt illerinde halktan kaçırılan davalara artık Gezi direnişinde katledilen gençlerin davalarının da eklendiğini belirtiyor. Davanın tek tarafın talebi ile ve kendilerinin itirazları dikkate alınmadan nakledildiğini ifade eden Can, kararın sanki sanığın ‘mağdur’ olma riski varmış gibi sanığı korumaya yönelik olduğunu aktardı. “Normal şartlarda sanığın belirlenmesi, devletin mahkemeleri tarafından gerçekleştirilir. Oysa ki biz, bin bir çabayla sanığı zorla sanık haline getirebiliyoruz” diyen Can, ortada bir güvenlik zaafı olmadığını, sanığın Hatay’da görevi başında olduğunu söyledi. Can aynı zamanda, “Eğer güvenlik zaafı varsa sanığı tutuklar, davalara özel yollarla getirirsin ama o yönde de bir çalışma yok” diye konuştu. Davaya; şehri bilen bir heyetin bakmasının başka, hiçbir şey bilmeyen bir heyetin bakmasının ise başka anlama geldiğini aktaran Avukat Can, “Örneğin dava için keşif yapılacak. 27 tane tanık var. Nasıl dinlenecekler? Büyük ihtimalle talimat yazılarak tanık ifadeleri Antakya’da alınacak. Davanın başka ile alınmasında sadece sanık lehine önyargı oluşturma amacı var” dedi.
Abdullah Cömert’in abisi Adnan Cömert ise davanın kendilerinden ve halktan kaçırılmak istendiğini söyledi. ‘Dava burada iken de bizden kaçırılmak istenmişti’ diyen Cömert, hukuksuzluk üzerine hukuksuzluk yapıldığını belirtti. Davanın ‘güvenlik’ nedeniyle nakil edilmesini de eleştiren Cömert, “Başbakan gelip burada miting yapıyor koruma ordusuyla. O zaman güvenlik zaafı yok. Güvenlik zaafı benim kardeşimin davasında ortaya çıkıyor” diye konuştu. “Bizi bir kez daha cezalandırılıp öldürüyorlar” dedi. Ailesinin sağlık açısından da maddi açıdan da Balıkesir’e gönderilen davayı takip etmesinin çok zor olduğunu söylerken, buna rağmen adaletli bir karar çıkana kadar davanın peşini bırakmayacaklarını aktardı. Cömert, halka da davaya sahip çıkması çağrısı yaptı.