Abdullah Gül: Ergenekon ve Balyoz davalarında hukuki çalışmalar yapılabilir

Abdullah Gül: Ergenekon ve Balyoz davalarında hukuki çalışmalar yapılabilir

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın köşe yazısında "milli orduya kumpas" ifadelerini kaleme alması ile başlayan, TSK'nın suç duyurusunda bulunması ve Ergenekon ile Balyoz davalarında yeniden yargılama yolunun açılabileceği tartışmaları ile ivme kazanan sürece ilişkin konuşarak, "Askerlerin yargılandığı bazı davalarda bazı yanlışlıklar yapıldı. Kurunun yanında yaş da yandı intibahı oluşuyorsa bununla ilgili bazı şeyler konuşulabilir" dedi.  

Cumhurbaşkanı Gül, Anayasa Mahkemesi'nin BDP'li ve bağımsız milletvekillerinin tahliye edilmesi yönünde verdiği karara ilişkin "Yargı kendi saygınlığını ve bağımsızlığını korumalıdır. Bu kararların oy birliği ile alınması önemlidir. Bu kararları ben memnuniyetle karşıladım" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık olaylarının yapılan pek çok güzel şeyi gölgelediğini söyleyerek, "Haziran olaylarıyla 17 Aralık sürecini ben birbirine paralel olarak görmüyorum. Bunlar birbirinden ayrı meseleler" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, 17 Aralık operasyonu ile başlayan krize kendisinin el atması gerektiği yönündeki çağrılara ilişkin "Yürütme yanlış yapabilir. Bütün kurumların ahenkli çalışması için ben gerekli uyarıları ve çalışmaları yapıyorum. Yönetmelik mesela... Bunu doğru olduğunu düşünerek yapabilir. Ama Anayasa'ya uygun olup olmadığına Danıştay karar veriyor. Basın mensuplarının emniyete girişiyle ilgili karar da öyle. Danıştay'a gitti ve bozuldu" dedi. 'Adli Kolluk Yönetmeliği'ne ilişkin HSYK tarafından yapılan, ve hükümet tarafından korsan toplantı sonucu kaleme alındığı belirtilen açıklamaya ilişkin, "HSYK'nın açıklamasını ben doğru bulmadım. Mahkeme karar verecek ve mahkemenin kararını gölgelememek lazım" dedi.

Yolsuzluk operasyonunu değerlendiren Gül, "Bize yeni kurallarına gerektiği kanısındayım. Yolsuzlukla mücadelede şeffaflik getirildi ama bunların yeterli olmadığı kanısındayım. Sayıştay kanununun çıkarılması çok önemli" dedi.

Gül, Başkanlık sistemi hakkında çekincelerini belirterek, "Parlamenter sistemine sıcak bakıyorum ama başkanlık sisteminin de avantajları vardır. Bunları daha önce de konuştuk. Parlamenter sistem Türkiye'ye daha uygun, ama çoğunluk isterse başkanlık sistemi olur" dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin soruları "henüz bu konuyla ilgili bir şey söylemem için erken" şeklinde cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, sözlerine "ama Türkiye'ye herhangi bir risk primini kimse koymaz. Oturur konuşuruz, günü geldiğinde karar veririz" dedi.

Erhan Çelik'in moderatörlüğünde düzenlenen, Haber Türk televizyonunda yayımlanan Basın Odası programında Star gazetesi yazarı Fehmi Koru ve Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır yer aldı.

İşte Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamalarından satır başları:

 

'Hükümet dünyayla diyalog arıyor'

 
2013 dünya için baktığımızda halen büyük ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir yıl oldu. Özellikle Avrupa'da... Büyüme neredeyse durmuş vaziyette. Krizden çıkamadılar. AB kendi içinde yeniden yapılanma süreci yaşıyor. ABD'de Obama tekrar seçildi, orada yavaş bir gelişme var ekonomide. Oradaki iyileşme ve FED'in kararları bizi biraz ters etkiliyor. Bölgemizde ise çok büyük sıkıntılar var. Hala bir kaos var. Libya'da kaos var. Tunus'ta daha iyimser bir hava var. Mısır'da darbe yapıldı. Gelişmeler kötü orada. Irak'ta büyük sıkıntılar var. Hala belini doğrultamayan bir ülke. Suriye zaten içler acısı. Kimyasal silah ve balistik füzeler kullanıldı. İran'da yeni bir soluk var. Yeni hükümet dünyayla diyalog arıyor, bu olumlu bir şey.
 

'Gezi ve son olaylar güzellikleri gölgeledi'

 
Türkiye'de ise... Türkiye için canlı bir yıl oldu. Özellikle Gezi olayları ve son olaylar güzellikleri gölgeledi. Avrupa'da büyük krizler varken Türkiye çok başarılı bir ekonomik yıl geçirdi. Yüzde 4'le Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduk. Avrupa'da yok böyle bir ülke.
 

'Haziran olaylarıyla 17 Aralık süreci paralel değil'

 
Kürt sorununda çok mesafe alındı. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, şehit verdiğimiz bir olay. Bu yıl artık konuşarak sorunları çözebiliriz noktasına gelindi.
Demokratikleşme konusunda önemli adımlar atıldı. Kadınlara yönelik kıyafet gibi ayrımcılıklar aşıldı. Bunu da iktidar ve muhalefet beraber yaptı. Muhalefetin bazısının sesli bazısının sessiz desteği oldu. Kadınlar artık hayatın içinde.
Ama bunları gölgeleyen olaylar İstanbul'da yaşandı. Bir çevre meselesi olarak başlayan olaylar çok farklı noktalara gitti. Umuyorum ki 2014 iyi olur. Hepimiz aynı gemideyiz. Türkiye'yi bu sıkıntılı ortamdan çıkarıp geleceğe taşımamız gerekir.
Çözümsüzlük gibi bir şey yok. Türkiye 10 yıl öncesine göre demokratik hukuk standartlarında çok gelişti. Sıkıntılar muhakkak var. Pembe bir tablo çizmiyorum. Ama 10 yıl öncesi ile mukayese edildiğinde iyi noktadayız.
Haziran olaylarıyla 17 Aralık sürecini ben birbirine paralel olarak görmüyorum. Bunlar birbirinden ayrı meseleler. 
 

BDP'li vekilleri tahliyesi

 

Demokratik hukuk devletinde kuvvetler ayrılığı prensibi vardır ama bunların bir ahenk içinde olması gerekir. Hepsi de kendi saygınlığını korumakla yükümlüdür. Yasama ve yürütme işini iyi yapmazsa seçimlerle değiştirilebilir. Yarı bu anlamda farklıdır. Yargı kendi saygınlığını ve bağımsızlığını korumalıdır. Bu kararların oy birliği ile alınması önemlidir. Bu kararları ben memnuniyetle karşıladım.  

Kesinlikle su götürmez şekilde objektifliğini kaybetmeyecek kurum yargı kurumudur. Çeşitli yanlışlıkların gideceği yer mahkemelerdir. Mahkemelerin verdiği karar da itiraz mercileri vardır. Buralara hiç gölge düşmemesi gerekir. Şeriatın kestiği parmak acımaz derler. Herkesin bunu bilmesi lazım. Bu davalarla ilgili sıkıntılar varsa, serzenişler varsa daha dikkatli olunması gerekir. 

Askerlerin yargılandığı bazı davalarda bazı yanlışlıklar yapıldı. Kurunun yanında yaş da yandı intibahı oluşuyorsa bununla ilgili bazı şeyler konuşulabilir. 

 

'Orduya kumpas' iddiaları

 

Ben o konuda cumhurbaşkanı olarak bir şey diyemem. Ama böyle bir algı ortaya çıkarsa bunun bütün hukuki çalışmaları yapılabilir. Nitekim bazı çalışmalar da yapılıyor. Geçen Barolar Birliği Başkanı beni ziyaret etti. Böyle bir algı söz konusu olursa bakılabilir. 

 

Cumhurbaşkanı olaya el atsın çağrıları

 

Parlamenter sistemde işlerin nasıl yürüdüğü bellidir. Ben üzerime düşeni tüm gücümle yapıyorum. Benim çalışmalarım aleni, açık. Ben hükümetle, meclis başkanıyla, mahkeme başkanlarıyla bir araya geldiğimde bütün bunları konuşuyoruz. Bütün kurumların ahenkli çalışması için ben gerekli uyarıları ve çalışmaları yapıyorum. Bunun ötesinde yürütme yanlış yapabilir. Yönetmelik mesela... Bunu doğru olduğunu düşünerek yapabilir. Ama Anayasa'ya uygun olup olmadığına Danıştay karar veriyor. Basın mensuplarının emniyete girişiyle ilgili karar da öyle. Danıştay'a gitti ve bozuldu.

 

HSYK'nın açıklaması

 

HSYK'nın açıklamasını ben doğru bulmadım. Mahkeme karar verecek ve mahkemenin kararını gölgelememek lazım. Bu tür çekişmeler, bunları çok açık dillendirmeler iyi şeyler değil. Anayasal kurumlar anayasal görevlerini iyi bilmeli. Hukukun üstünlüğü demokrasinin temel prensiplerinden biridir. Soruşturmanın gizliliği esası yokmuş gibi hareket ediliyor.

 

Paralel devlet iddiaları

 

Bir devlet içinde ayrı bir devlet ya da ayrı yapılanmalar olamaz. Kurumlar anayasaya ve kanunlara kesinlikle dikkat edecek. Kendi içerisindeki hiyarerşiye dikkat edecek. Herhangi bir gruplaşma olmayacak. Kurumun dışında başka bir yerden taklimat, başka bir yere kurumun bilgileri taşıma asla olamaz. Bunlar olursa tabii ki ortaya çıkarılır. Bunun dışında sivil toplumda nasıl şeffaflık önemliyse bu tür konularda da şeffaflık önemlidir. Hele de yargı içerisinde böyle bir şey varsa asla tahammül edilemez.

 

'Parlamenter sistem Türkiye'ye daha uygun'

 

Ben parlamenter sistemin Türkiye'ye daha uygun olduğu kanaatindeyim. Ama çoğunluk isterse başkanlık sistemi olabilir. Başkanlık sistemi de demokratik bir sistemdir. ABD'de başkanlık sistemi var. Görüşlere saygı duyarım. Başkanlık sisteminin de avantajları vardır. 

 

'Yolsuzlukla mücadelede şeffaflık yeterli değil'

 

Vicdanları rahatlatacak bir süreçle, yolsuzluk varsa ortaya çıkarmak, yoksa insanları ikna etmek gerekir. Yolsuzlukların önlenebilmesi için kuralların çok iyi konuşulması gerekir. Kuralla iyi değilse herkesi yolsuzluk yapmaya azmettirir. Ne dindarlık, ne vatanseverlik, ne solculuk, ne başka bir şey engel olabilir. Kurallar engel olur. Yolsuzlukla mücadele konusunda bir şeffaflık getirildi, eskiye göre iyi şeyler yapıldı. Ama bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim. Sayıştay'ın önemi her zaman ortaya çıkıyor burada. Sayıştay Kanunu ile ilgili benim de çağrılarım oldu. 

Yolsuzlukla ilgili herhangi bir iddia olursa bunun sonuna kadar üzerine gidilmeli, ne gerekiyorsa yapılmalı. Kim olursa olsun, herkes için geçerli.

 

'Hiçbir şeyin üstü örtülmez'

 

Bunların sonuna kadar üzerine gidilmeli, mahkemeler karar vermeli. Burada da hukuk prosedürleri aksamamalı. Eğer burada başka bir nedenle bunların yapıldığı düşünülürse kamuoyunda etki azalır. Ben savcının açıklama yapması, bildiri dağıtması doğru değil.

Hiçbir şeyin üstü örtülemez. Bugün olmasa yarın ortaya çıkar. Mahkemenin ve savcıların görevi titiz bir şekilde bunları kuralları çerçevesinde ortaya çıkarmaktır. 

 

Yeni operasyon iddiaları

 

Böyle bir korku düzeni olamaz. Yanlışı olan korkar. Yanlışı olmayanın korkmaması gerekir. Ama düşünün ki bazen büyük yatırımcılar var. Eğer kurallarına uygun olmayan bir şekilde suç atılırsa, birden bire herkesin itibarını da yok edersiniz. Bu yüzden soruşturmalar kanun içerisinde, bağımsız yapılırsa o zaman doğru bir neticeye ulaşır.

Soruşturma safhası gizli olmaldır. Ben bunu askerlerle ilgili olaylarda da söyledim. Bunlara herkes dikkat etmeli. 

Ama tekrar söylüyorum. Yolsuzlukların eğer üstü kapatılırsa, bunlar o kadar konuşulur ki; toplumu çürütür. 

 

'Ekonomik istikrar bozulmamalı'

 

Ekonomik istikrar her şeyin başında gelir. Ekonomik istikrar bozulmamalı. Türkiye dünya ile bütünleşmiş bir ülke. Sermayenin dolaşımı serbest. Böyle bir kötüye gidiş olursa, biz kendi gemimizi delmeye başlamış oluruz.

 

Devlet Denetleme Kurulu harekete geçecek mi?

 

Şu anda mahkeme safhası var. Mahkemenin yerine DDK giremez. Ama kurumlar içerisinde herhangi başka bir şey olursa DDK o zaman devreye girer. 

 

Hatay'daki TIR

 

Bu Türkiye'nin başka bir zaman, başka bir yerinde olsa sır olamaz. Ama hepimiz biliyoruz ki Suriye'de neler oluyor... Türkiye için tehdit var. Türkiye sınırlarına yakın taraflarında çok radikal unsurlar ortaya çıktı. Bütün bunların arasında çok ezilen Suriyeli Türkmen grubu var. Suriye'deki Türkmenlere yardım yapmak, her türlü insani yardımı yapmak bizim borcumuzdur. Sadece Türkmenlere de değil bütün Suriyelilere... Bu TIR meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım götürdüğünü söylediler. Bu çerçevede bakmak gerekir. Çeşitli güvenlik sebeplerinden dolayı sır çerçevesine girebilir. O TIR'da ne olduğunu bilemem. Ben de sorduğumda bana bunu söylediler.

 

Çözüm süreci ne aşamada?

 

Türkiye'nin en önemli konularından birinin bu olduğunu Türkiye'yi yöneten herkes görmüştür. Ama kimi cesaret etmiştir, kimi edememiştir. Bu konuları başkalarını hiç karıştırmadan kendi içimizde konuşarak çözmemiz gerekir. Hükümeti de bu anlamda sürekli destekledim. Dış konjonktür bugün iyi değil. O yüzden meseleleri geciktirmek iyi değil. Gerek Suriye gerekse de Irak'ta yaşananlar bu konuda dezavantajdır. Keşke daha önce çözülseydi.

Herkes kan dökülmemesinin önemini kavramış vaziyette. Bu önemlidir. 

 

Genel af tartışması

 

Genel olarak af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bu sözleri bir kez ağzınıza aldığınızda nerelere gideceği belli olmaz. Bildiğim kadarıyla hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim.

 

Gezi olayları ve ölümlerle ilgili devam eden davalar

 

Ben bütün hayatını kaybedenler için üzüntülerimi ve başsağlığı dileklerimi ilettim. Kim olursa olsun, bizim vatandaşlarımızdann birinin başına herhangi bir iş geldiğinde devletin bunu ortaya çıkarması gerekir. Bugün artık meçhul kalamaz. Sonunda ortaya çıkar. Bu ölümlerin nasıl olduğu da ortaya çıkacaktır. Buna benzer bize gelen çeşitli olaylar var. Gerçekten üzücü. Bunlarla ilgili gerekli yerlere talimatlar da veriliyor.

Ben en başında bu olayı gelişmiş bir ülkenin olaylarına benzettim. New York'ta da Paris'te de var dedim. Ama Türkiye bu noktaya da 10 sene içinde taşındı. Türkiye'de 10 yıl önce faili meçhullerin cenazeleri için sokağa çıkardı. Türkiye kalkındı ve başka meseleler için sokağa çıkmaya başladı.

Hiç kimse kendisinii dışlanmış ve ikinci sıınıf görmemeli. Böyle bir muameleye de izin verilmemeli.

 

Dış politika ve uluslararası ilişkiler kötüye mi gidiyor?

 

Bu yönde bizim yeni bir aılım yapmamız gerektiğine inanıyorum. AB ile müzakere sürecini tekrar canlandırmamız gerekiyor. Fransa da pozisyonunu değiştirdi. Dışarıdan ziyade biz kendi içimize bakmalıyız. Şu bir gerçek ki; Türkiye'nin son 10 yıllık başarılarının altında bizim AB ile ilgili yaptığımız köklü reformlar vardır. Reformlara hız vermek gerekir. Hukukun üstünlüğü, demokrasi Avrupa'da kolay ortaya çıkmadı. Çok büyük acılar yaşandı. Ve neticede anladılar ki; herkesin mutlu yaşayabilmesi için demokrasi şart. Bizim de bu yolu izlememiz gerekli.

Bizim bu dünyayla ilişkilerimizi zayıflatmamızın hiçbir izahı olamaz. Bu görüntüyü ortadan kaldırmak için yeni bir atılım ve söylem gerekiyor. Söylem çok önemlidir.

 

HSYK'nın yapısı

 

Hükümetin düzenleme çalışması var mı yok mu bilmiyorum. Olabilir. Önce ne yapılacağına bakmak gerekir. Böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var mı, ben bir şey diyemem. Yapılırken AB ile işbirliği içinde, AB kriterlerine uygun yapılmıştı. Temel kriterleri bozmamak şartıyla bir düzenleme yapılabilir. Buralar hassas kurumlar. En çok korumaya mecbur olduğumuz kurum yargıdır.

Yargı mensupları ve yargı bir kurum olarak, çok daha hassas davranmalı. Farklı algıların ortaya çıkmasına izin vermemeli. İlkeli bir bazda baktığınızda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı her şeyin başında gelir. Onun için yasalara ve kanunlara herkesin riayet etmesi gerekir.

 

Cumhurbaşkanlığı adaylığı

 

Bu konuyla ilgili de bazı olayları onlara bağlayanlar da çok. Bütün cumhurbaşkanlığı seöimleri de sancılı oldu benim seçilmeme kadar. Bir anayasa değişikliği yapıldı ve kurallar ortaya kondu. Halkın seçeceği üzerinde anlaşıldı. Siz de takdir edersiniz ki; şu anda benim bu konuda bir şey söylemem için erken, hepimiz için erken. Bu çerçeve içerisinde Türkiye'ye herhangi bir risk primini kimse koymaz. Oturur konuşuruz, günü geldiğinde karar veririz. Bununla ilgili herhangi bir konuşulmuş, yazılmış, çizilmiş bir şey yok. Yanlış anlaşılmasın. Hep beraber bu ülkeyi daha iyi günlere taşımak için çırpınmalıyız.