Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bu mesajla milletime bir şekilde veda etmiş oluyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, mesajında büyük bir manevi huzurla idrak edilen ramazan ayının ardından, mübarek bayram günlerine ulaşmanın mutluluğunun yaşandığını vurguladı.
Ramazan Bayramı’nın manevi ikliminin herkesi kuşatmasını, milleti iyilikte, doğrulukta ve hayırda buluşturmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ettiğini ifade eden Gül, bu duygularla bütün vatandaşların Ramazan Bayramı’nı kutladı.
İçinde bulunulan kutsal günlerin, Türkiye'ye, İslam dünyasına ve tüm insanlığa barış, huzur, istikrar ve refah getirmesini, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan acıların sona ermesini temenni eden Gül, dini bayramların özünde var olan değerlerle, herkese insani sorumluluklarını hatırlatan bir yönünün bulunduğunu, vatandaşların da bunun şuuruyla, gönül ve ruh birliği içinde bayram günlerini maneviyatına uygun şekilde değerlendireceklerine yürekten inandığını ifade etti.
"İslam dünyası olarak Ramazan Bayramı’nı buruk karşılıyoruz" diyen Gül, şöyle devam etti:
"Gazze, Irak ve Suriye başta olmak üzere İslam coğrafyasında yaşanan acı olaylar, akan kan ve gözyaşı nedeniyle yürekleri yakan, vicdanları sızlatan bir tabloyla karşı karşıyayız. Masum insanları hedef alan, kutsal yaşam hakkını hiçe sayan saldırılar, derin endişe ve üzüntü yaratmaktadır. Daha da acı olanı, Müslümanlar birbirlerini öldürmektedir. Diğer taraftan 49 vatandaşımız halen Musul’da rehine durumundadır. Alıkonulan vatandaşlarımızın bir an önce serbest bırakılarak evlerine dönmelerini, gündemimizdeki en öncelikli konulardan biri olarak hassasiyetle takip ediyoruz.
Gazze’de insanlığa karşı büyük bir suç işlenmektedir. Çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden masum insanlar acımasızca katledilmektedir. Maalesef büyük bir trajedi yaşanmakta, insanlık onuru ayaklar altına alınmaktadır. Burada asıl endişe verici olan ise, ilgili bütün tarafların, devletlerin ve uluslararası kuruluşların, daha büyük sorunları tetikleyecek bu vahim gidişat karşısında yetersiz kalmalarıdır.
Kan ve gözyaşının dinmesi, çekilen çilelerin ve ızdırabın sona ermesi için bir kez daha İslam dünyasını ve uluslararası toplumu göreve davet ediyorum. İsrail bir an önce saldırılarını durdurmalıdır. Kalıcı ve sürdürülebilir bir ateşkesin temini, acil yardımların bölgeye ulaştırılması, adil ve kalıcı bir barışın sağlanması konusunda Türkiye üzerine düşeni yapmaktadır ve yapmaya devam edecektir. Türkiye Filistin halkının yanında olmayı tüm gücüyle sürdürecektir. Bu vesileyle Filistin halkına bir kez daha başsağlığı, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum."
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin etrafında bütün olup bitenler göz önüne alındığında, bölgenin adeta ateş çemberine dönüşmüş durumda olduğunu belirterek, "Yakın coğrafyamızdaki olumsuzluklara ve dünyadaki dalgalanmalara rağmen Türkiye, istikrar içerisinde gelişmesini sürdürebilme başarısını göstermiştir. Aynı zamanda bölgesinde adeta güvenli bir ada konumundadır. Bu nedenle memleketimizin kıymetini, birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin değerini bilmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde ülkemizin kendini sınayarak ulaşması gereken önemli hedefleri bulunmaktadır. Türkiye’nin yarınlarını bugünden teminat altına alacak, ekonomik, siyasal ve toplumsal bakımdan gelişme ivmesini yeniden yukarılara taşıyacak reformların önemini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Hukukun üstünlüğü, yüksek demokratik standartlar; Avrupa Birliğine tam üyelik süreci; eğitimde kalitenin yükseltilmesi; hesap verebilirlik, şeffaflık, iyi yönetişim gibi ilkelerin hakim kılınması; bizim asıl gündemimiz olmalıdır.
Söz konusu önceliklere yönelmemizin, ülkemizde ekonomik-siyasal istikrarın korunmasına, güven ve refahın artmasına, Türkiye'nin uzun vadede de öngörülebilir bir ülke özelliğini korumasına büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Şundan eminim ki Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye, bugünkünden çok daha gelişmiş ve müreffeh bir ülke olacaktır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, milletin büyük teveccühü neticesinde seçildiği cumhurbaşkanlığı görevini, 28 Ağustos’ta tamamlayacağını anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bayram mesajımla 11. Cumhurbaşkanı olarak aziz milletime de bir şekilde veda etmiş oluyorum. Şunu ifade etmek isterim ki cumhurbaşkanlığı görevinden büyük bir huzurla ayrılacağım. Üstlenmiş bulunduğum bu onurlu görevin sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştım. Anayasa’ya bağlılıkla ve tarafsızlık içinde görevimi sürdürdüm. Devlet organlarının uyum içinde çalışması için azami gayret gösterdim. Daima demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savundum. Ayrım yapmaksızın herkesi kucakladım. Toplumun tüm kesimleriyle görüştüm. Herkese eşit mesafede oldum. Vatandaşlarımızın sorunlarının çözülmesine, taleplerinin karşılanmasına büyük bir hassasiyet gösterdim. Görev sürem boyunca Türkiye’nin büyük meselelerine sahip çıktım. Milletimizin huzuru ve refahı için ülkemizin standartlarının yükselmesi ve büyük hedeflerinin gerçekleştirilmesi için, gerek yurt içinde gerek yurt dışında yoğun bir temas içinde oldum.
Daha önce de çeşitli vesilelerle ifade ettiğim gibi hayatım boyunca 'halka hizmeti Hakk’a hizmet' olarak gördüm. Bundan sonra da aynı anlayışla milletimin hizmetinde olmaya devam edeceğim.
Bu düşüncelerle, yurt içindeki ve yurt dışındaki bütün vatandaşlarımın, Türk ve İslam dünyasının Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyor, çocukların gözlerinden öpüyorum. Vatandaşlarımızın acı ve kederden uzak, huzur içinde bir bayram geçirmesini Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum.”