"Abdullah Gül'ü polisin elinden zor aldılar"

"Abdullah Gül'ü polisin elinden zor aldılar"

Yazar Fehmi Çalmuk, "Büyük Doğu'nun Atlıları" kitabında, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Milli Türk Talebe Birliği'nde (MTTB) İcra Konseyi Muhasibi başkanlığı yaptığı dönemde polislerce gözaltına alındığı olayı anlattı.

Kitabın "Abdullah Gül'ü polisin elinden zor aldılar" başlıklı bölümünde, Gül'ün bir maç esnasında polislerce gözaltına alınıp karakola götürüldüğünü belirten Çalmuk, Ömer Öztürk'ün anılarına dayandırdığı ve o an karakolda yaşanan olayları şöyle anlatıyor:

"Bir komiser yardımcısı iki de polis Abdullah Gül ile Bekir Yıldız'ın elinden tutmuş götürüyorlar. Bana haber verdiler. Gittik, komiser yardımcısıyla selamlaştım. Adam öyle sert konuşuyor ki...

- Ben Talebe Birliği genel başkanıyım, dedim.

- Evet, ne olacak? dedi.

- Ne olacağı yok; bakın İstanbul güzel yerdir. Haberiniz olsun komiserim, dedim.

- Kardeşim, şu adamlarına sahip çıksana. Bir daha kavga kavga çıkarmasınlar. Al git arkadaşlarını, dedi.

Tabii polisler anlamadı, ama komiser yardımcısı ne demek istediğimi anladı. O arkadaşları böylece polisin elinden almış olduk"

Çalmuk'un "Anılar, Olaylar, Belgelerle MTTB'nin Yüzyılı" alt başlığını taşıyan kitabında, MTTB'de çeşitli kademelerde görev yapan AKP yöneticileriyle ilgili anılara da yer veriliyor.

Fehmi Çalmuk'un kitabındaki "Abdullah Gül'ü polisin elinden zor aldılar" başlıklı bölümde yazılanlar şöyle:

"MTTB'nin spor faaliyetleri gençler tarafından oldukça destek görür. İddialı maçlarda MTTB yöneticileri bile gelip takımlarını destekler, slogan atarlar. Bunlardan birisi de Abdullah Gül'dür. Rakip takım MTTB'lilerin sloganlarından rahatsız olunca polise şikâyette bulunurlar. Bunun üzerine polisin yaka paça Emniyet'e götürdüğü gençler arasında Abdullah Gül de vardır. Ömer Öztürk hatırasını şu şekilde dile getirecektir:

"Basketbolda üçüncü amatör kümedeydik, kazanırsak ikinci amatör kümeye yükseleceğiz. Maç, Teknik Üniversite'de. Bizim spor kulübü idarecileri çok ısrar ettiler.

- Başkan illa sen de geleceksin, sen gelirsen maçı alırız, gelmezsen almamız zorlaşır! diye.

Biz de gittik. O sırada Bekir Yıldız, spor kulübünün müdürüydü. Abdullah Gül de MTTB İcra Konseyi Muhasibi'ydi. Ben gidemezsem diye onu da göndermiştim. Riyaseti temsilen orada bulunuyordu. Maç sırasında bağırıp çağırırken kavga çıkmış. Polis de almış, götürüyor arkadaşları. Bir komiser yardımcısı iki de polis Abdullah Gül ile Bekir Yıldız'ın elinden tutmuş götürüyorlar. Bana haber verdiler. Gittik, komiser yardımcısıyla selamlaştım. Adam öyle sert konuşuyor ki...

- Ben Talebe Birliği genel başkanıyım, dedim.

- Evet, ne olacak? dedi.

- Ne olacağı yok; bakın İstanbul güzel yerdir. Haberiniz olsun komiserim, dedim.

- Kardeşim, şu adamlarına sahip çıksana. Bir daha kavga kavga çıkarmasınlar. Al git arkadaşlarını, dedi.

Tabii polisler anlamadı, ama komiser yardımcısı ne demek istediğimi anladı. O arkadaşları böylece polisin elinden almış olduk."