Bürosuna astığı babasının fotoğrafı Abdullah Öcalan'a benzetilince hakkında dava açılan avukat Levent K., dün hâkim karşısına çıktı.Öcalan'lı kravat iddiası müdürü görevinden ettiDuvara astığı babasının fotoğrafı ‘Abdullah Öcalan’a benzetilince bürosu basılan ve hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla dava açılan Avukat Levent K. ve ablası Hacer K. dün hâkim karşısına çıktı. Ne bürosunu basan polislere ne de hakkında soruşturma başlatıp dava açan savcıya derdini anlatamayan Avukat Levent K., hakkındaki suçlamayı bu kez mahkeme huzurunda reddetmek zorunda kaldı. Radikal gazetesinin haberine göre, Levent K., “Abdullah Öcalan, olaydan haberdar olmuşsa halimize çok gülmüştür. Arama kararını veren hâkim bana vicdan azabı çekiyorum demişti” diye savunma yaptı. Aziz Nesin hikâyelerini aratmayan dava avukatın sekreteri Gülşen Gök’ün ifadesinin alınması için ertelendi.Ankara Barosu avukatlarından Levent K., 1993 yılında kaybettiği babasının fotoğrafını masasının karşısındaki duvaraki Atatürk portresi nin yanı başına astı. Ancak polise yapılan “Bürosuna Öcalan’ın fotoğrafını asmış” ihbarı üzerine Terörle Mücadele Ekipleri 26 Mart 2009’teKarakaş’ın bürosunu bastı. Polislerfotoğraftaki şahsın baba Hasan K. değil Öcalan olduğuna kanaat getirdi ve tutanak düzenledi. Bunun üzerine savcılık Levent K. hakkında soruşturma başlattı ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan izinle avukatın Gölbaşı ilçesindeki bürosunda kapsamlı arama yapıldı . Saatler süren arama sonrasında polisler Karakaş ve sekreteri Gülşen Gök’ün kullandığı bilgisayarların harddisklerine el koyarak ofisten ayrıldı.Bilgisayardaki fotoğrafYapılan inceleme sonucunda Sekreter Gök’ün bilgisayarında Youtube gibi video paylaşım sitelerinde bazı Kürtçe kliplerin izlendiği tespit edildi. Sekreterin bilgisayarında harddisk incelemesinde avukatın ablası Hacer K.’yı bir etkinlikte elinde “Özgürlüğün özgürlüğümüzdür” yazılı dövizle gösteren fotoğraf bulundu.Levent K., savcılık ifadesinde fotoğrafın babasına ait olduğunu belirtse de kendisi ve ablası hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmaktan dava açıldı. Davanın ilk duruşması dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşmaya sanıklar Hacer K. ve Levent K, ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, Hacer K.’ya söz konusu el ilanlı fotoğrafının nerede çekildiğini sordu. Hacer K.’da ifadesinde fotoğrafın ne zaman çekildiğini bilmediğini belirterek “Hakkımdaki suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
‘Öcalan çok gülmüştür’Avukat Levent K. da babasının fotoğrafın Abdullah Öcalan sanılması nedeniyle bürosunun basıldığını belirterek şunları söyledi: “Arama kararını veren hâkim, ‘Ben bu kararı verdiğim için vicdanım sızlıyor’ demişti. Yanına gittiğimde hâkim, savcıya Levent K.’dan özür dileyin ve çiçek gönderin demişti. Ben özür ve çiçek beklerken, iddianame geldi. Abdullah Öcalan olaydan haberdar olmuşsa eminim ki halimize çok gülmüştür. Terörle mücadele ekipleri Öcalan’ın fotoğrafını ayırt edemeyecek haldeler. Bir insan hem Atatürk fotoğrafını hem Öcalan fotoğrafını yan yana koyabilir mi? Bir insan hem Apocu hem Atatürkçü olabilir mi? Benim yargılanacağım son dava terör örgütü propagandası yapmaktır .” Ablası Hacer K ile yaklaşık iki yıldır görüşmediklerini ve aralarında arazi meselesi nedeniyle dava bulunduğunu vurgulayan avukat “Ben propaganda yapmadım. Ayrıca babamın resminin Öcalan’a benzemesi nedeniyle dava açılamaz. Sekreterimin bilgisayarında çıkan fotoğraf nedeniyle de Hacer K.’ya dava açılması mümkün değildir” dedi.Hacer K.’nın avukatı Özgür Sağlam da büro araması sırasında kendisinin de hazır bulunduğunu anlatarak “Bu dava Türk hukuk tarihi açısında talihsiz bir davadır. Savcılık soruşturma sırasında söz konusu fotoğrafın babasının fotoğrafı olduğunu tespit ediyor. Ancak savcı can havliyle Hacer K.’ya ait bir fotoğraftan propaganda suçlamasıyla dava açıyor” diye savunma yaptı.Sanık avukatların ilk duruşma da beraat talebinde bulunmalarına rağmen mahkeme heyeti, sekreter Gülşen Gök’ün bir sonraki duruşmada dinlemesine karar vererek duruşmayı erteledi.Tarihten bir yaprak: Öcalan tuzluklarıTürkiye 2001 yılında da ‘Öcalan tuzlukları’ vakasına sahne olmuştu. Zeytinburnu’ndaki bir ocakbaşı çalışanı, çarşıda gördüğü tuzlukları aşçısına benzeterek şaka olsun diye satın aldı. Tuzlukların masada boy göstermelerinden birkaç gün sonra, ocakbaşının sürekli müşterilerinden sivil polisler, “Bunlar Abdullah Öcalan’a benziyor” diyerek, lokanta sahibini gözaltına aldı. Tuzluklara da el koyan polisler, lokanta sahibini Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü. Olayı duyunca şaşıran emniyet amiri, ‘‘Böyle suç olmaz. Bunu Apo duysa güler. Bırakın adamı gitsin’’ diyerek, polisleri azarladı.