AKP’nin kurucu isimlerinden Abdüllatif Şener, 3 bakanın çocuğu ile Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile işadamı Ali Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu 37 kişinin gözaltına alındığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak, “Bugüne kadar korkunç bir sessizlik vardı, sürekli olarak bir iktidar eleştirilemiyorsa, o iktidarın yolsuzlukları da kanunsuzlukları da azgınlaşmıştır. Her konuda azgınlaşmış demektir. O ülkede kamuoyu ve medya denetimi yoksa, ülkenin hangi masada nereye pazarlandığını keşfedemezsiniz
AKP'yi kuran çekirdek kadroda Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'la birlikte rol alan dört isimden biri olan Abdüllatif Şener, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğullarının yanı sıra Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve işadamı Ali Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu 37 kişinin gözaltına alındığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Halk TV’de canlı yayın konuğu olan Abdüllatif Şener’in konuşmasının satırbaşları şöyle:
Eğer bir ülkede hükümeti rahatsız edecek, iktidar partisini rahatsız edecek konular medyada yayınlanamıyorsa, muhabirler hükümeti rahatsız edecek haberleri araştıramıyorsa, bu görevlerini yaparken işlerine son veriliyorsa, her şey gizli yürüyorsa o ülkede büyük felaket var demektir.
Ülkenin parasını kullanan iktidar bu parayı çarçur etmekten öte kendi servetlerine katıyorsa, yolsuzluklar soygunlar ayyuka çıkmışsa, bir medya iktidar hakkında habere yer veremiyorsa bu soygunlar ayyuka çıkmış demektir.
Türkiye’de yıllardır ne gazeteler, ne televizyonlar, ne de burada çalışanlar hükümete ait yolsuzluk haberlerini kulaklarına gelse, burunlarına girse bile yazamıyorlardı.
Bugüne kadar korkunç bir sessizlik vardı, sürekli olarak bir iktidar eleştirilemiyorsa, o iktidarın yolsuzlukları da kanunsuzlukları da azgınlaşmıştır. Her konuda azgınlaşmış demektir. O ülkede kamuoyu ve medya denetimi yoksa, ülkenin hangi masada nereye pazarlandığını keşfedemezsiniz Ülkeyi dört bir yana pazarlarlar, ondan haberdar olmazsınız, vatandaş olarak sandığa gider, o iktidar sahiplerine destek olmaya devam edersiniz.
Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir yolsuzluk dönemini Türkiye yaşamamıştır. Bugün ilk defa basına bir şeyler sızıyor. Dünyanın hangi ülkesine giderseniz giden, ister diktatörlüklerle idare edilen, ister çağdaş demokratik bir yönetim olsun, bu haber bu ülkenin bir numaralı haberidir. Siteler, televizyonlar o haberi bangır bangır sürekli haber olarak verirler.
Öbür kanalların hiçbirinde yok, dolaşıyorum, ne altyazı, ne üstyazı, ne haber olarak görüyorum. Bu basının kendisine saygı yok mu, şerefli namuslu bir basın mensubu yok mu? Görevini yapamıyorsan bırak. Kendine saygın varsa, yaptığın işin şerefini, haysiyetini düşünüyorsan bunu düzgünce yap. İlgili 3 bakandan hiç ses yok.
Şu anda Başbakan’ın sesi çıkmıyor, ilgili üç bakanın da sesi çıkmıyor. Kapalı odalarına kapanmış vaziyetteler. İlgili yetkilileri odalarına çağırıyorlar ya da telefonla bağlanıyorlar ve devlet gücünü kullanarak bu olayın üstünü nasıl örteriz diye yoğun bir çaba içindeler. Bu olayı hangi kafada, hangi yorumla, hangi üslupla örteriz ve bu badireyi de atlatır, bu vurgunlara devam ederiz diye konuşuyorlar.