Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'ni konu aldığı, "AKP'nin papatyaları" başlıklı yazısı nedeniyle AKP Kadın Kolları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu KADEM tarafından kendisine açılan davanın dün görülen duruşmasında yaşananları köşesine taşıdı.
Bir sonraki duruşmanın 14 Eylül 2023’e ertelendiğini ifade eden Dilipak, “Ben bir özür dilersem, bu süreç sonlandırılabilecekmiş! Ben suç işlemedim, suçlu da değilim. Ben 'Had-di Lian' nedir bilirim. Beni bu tür bir iftira ile suçlayanlar, bundan dolayı Allah’a nasıl hesap vereceklerini düşünsünler. Allah, kalplerden ve akıllardan geçenleri, kapalı kapılar arkasında gizlice konuşulanları da bilir! Bekledikleri böyle bir özür asla olmayacak. Onların bana bir özür borcu var” ifadesini kullandı.
"AKP'nin papatyaları" başlıklı yazısını AKP'ye ve KADEM’e zarar vermek kastıyla yazmadığını, kötü gidişata karşı hayati bir uyarı yaptığını ifade eden Dilipak, şu ifadeleri kullandı:
“Benimle uğraşacaklarına bu işleri kim bu hale getirdi ona baksınlar. Kendi kendilerine daha fazla zarar vermesinler. Çünkü bu dava bana değil, kendilerine zarar veriyor. Sen misin İstanbul Sözleşmesine karşı çıkan? Birilerinin bana haddimi bildirmesi gerekiyordu! ‘Kızım sana söylüyorum gelinim sen dinle’ kabilinden benim üzerimden birine aba altından sopa gösterilmesi gerekiyordu.
Bakın, benim yazdıklarım yüzünden ne AK Parti, ne de KADEM zarar gördü. Ama açtıkları bu dava onlara çok daha fazla zarar verdi, vermeye de devam ediyor ve bu dava sürdükçe de devam edecek. Ama o uyarılara uymadıkları için çok ciddi yara aldılar ve AK Parti ittifak arayışları ile siyasi ağırlığını oransal olarak korumaya çalışıyor. KADEM gelişmiyor artık. Yarın ilk seçimde AK Parti oy kaybına uğrayacak olursa, TBMM ve belediyelerde kayıplar yaşanacak olursa, birilerinin bir günah keçisi bulmaları gerek.”
Dilipak, seçimin kaybedilmesi halinde KADEM’in, yeni baroların, medyanın, bazı vakıf ve derneklerin suçlanacağı yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın