Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, tahliye edilen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu için, "Benim bugüne kadar hiç alıp veremediğim olmadı. Onun da benimle bir alıp veremediği olmadı. Onun yazdıklarını ciddiye aldım hep. Doğrusu bu MİT tırları olayını ona yakıştıramadım. Böyle bir şeye nasıl bulaştı, nasıl bu kadar angaje oldu ve neden bu işten yakasını kurtaramıyor, onu da anlamış değilim. Kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Benden söylemesi" dedi.
Abdurrahman Dilipak, "Berberoğlu nasıl kurtulur?" başlığıyla (27 Eylül 2018) yayımlanan yazısında şu noktalara dikkati çekti:
“Asiye nasıl kurtulur?” Vasıf Öngören’in 70’lerin başında kaleme aldığı epik bir oyun. 1986’da Atıf Yılmaz bu oyunu sinemaya uyarladı. 1970’lerde, Türkiye’nin siyasi tarihi açısından önemli bir dönüm noktası idi. 68 kuşağı, 12 Mart vs. “Asiye” aslında içimizden biri idi. Memleketin nasıl kurtulacağı sorusu cevabını arayan temel soru idi. ‘‘Asiye’nin kurtulma hikâyesi’’ topluma kurtuluş için bir değişim modeli arayışıdır aslında.
Sahi Türkiye, bölge, dünya nasıl kurtulur? Aylan bebekler nasıl kurtulur?.
Bunlar büyük işler de, Berberoğlu nasıl kurtulur, biz ona bakalım.
Berberoğlu kurtuldu mu şimdi? 5 yıl 10 ay hüküm giymiş.
13 Şubat 2018‘de aslında Bölge Adliyede karar belli olmuştu.. Berberoğlu’nun avukatları itiraz ettiler, dosya Yargıtay’a gitti. Bölge Adliyede CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’na “Devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. Tutukluluk halinin ise devamına karar verilmişti.
Son olarak konu Yargıtay’da ele alındı ve karar onandı. Yargıtay, CHP’li Enis Berberoğlu’nun hapis cezasının infazını, milletvekilliği sona erinceye dek durdurdu. Tahliye edilen Berberoğlu’nun vekilliği, Yargıtay kararı TBMM’de okununca düşecek. CHP, kararı AYM’ye götürecek.
Berberoğlu aklanmadı, sadece tahliye edildi. Tamam, Anayasa Mahkemesi süreci var, TBMM’de kararın okunması ve oylanması süreci var ama sonuçta Berberoğlu’nun cezası onandı.
Berberoğlu için deniz bitti. Berberoğlu’nun konuşmaması tek kişinin işine yarıyor, o da Kılıçdaroğlu’nun.
Tamam, Can kaçtı, Berberoğlu ve Eren Erdem tutuklandı, bütün bunlar ne için? Daha sırada tutuklanacak olanlar da var. Bu mızrak çuvala sığmaz.
Eren Erdem, Bülent Tezcan’ın adını verdi. Yarın Bülent Tezcan’ın kapısı da çalınır. Bu dava herhangi bir dava değil. Casuslukla suçlanıyorlar.
Bakalım CHP Berberoğlu’nun arkasında durduğu gibi Eren Erdem’in arkasında duracak mı?
Berberoğlu, Can gibi kaçmaz. O bu saatten sonra sırtında casusluk suçlaması ile gidip meclis sıralarında oturamaz. Bu tahliye kararı CHP’ye pahalıya patlayacak.
Yarın, öbür gün Kılıçdaroğlu gidecek. CHP yöneticileri de bu kamburlardan kurtulmak isteyecek. Berberoğlu konuşmayarak CHP’yi değil Kılıçdaroğlu’nu kurtarıyor. Kılıçdaroğlu da CHP’yi batırıyor. Berberoğlu yenilecek ata oynuyor, batan gemiye atlıyor. Peki, bunu niçin yapıyor ki! Solcu olduğunu söyleyen birine ülkesinin halkına karşı bu şekilde davranması yakışıyor mu? Bu çizgisini nereye kadar koruyabilir? Böyle bir şey gazetecilikle açıklanabilir mi?
Tamam, gazeteci haber kaynağını açıklamayabilir. Haber kaynağını açıklamak diye bir kural yok. “Açıklamayabilir”. Savaş hali söz konusu. Bir istihbarat faaliyeti yürütülüyor. Düşmanla işbirliği içindeki bir ülkenin desteklediği darbeci bir örgütün kullanıldığı bir operasyonda siyasi bir aktör seni kullanıyor ve sen de onu koruyorsun.
Berberoğlu, Can, Erdem, Tezcan istedikleri kadar Kılıçdaroğlu’nu korusunlar, gerçek ortada ve onun ispatı, şahitleri de bir gün ortaya çıkacak.
Berberoğlu şimdi tahliye edildi, yarın mecliste mahkûmiyet kararının gerekçeli kararı gelince milletvekilliği düşürülebilir ve yeniden cezaevine girebilir. Hadi AYM kararı beklendi, hadi milletvekilliğinin sonu beklendi, yakasındaki bu mahkûmiyet kararı ile Berberoğlu o TBMM sıralarında nasıl oturacak.
Tamam, içeride konuşmadı. Şimdi çıktı. Gider önce CHP’den istifa edersin, sonra gündem dışı söz alır ya da Mecliste bir basın toplantısı düzenler her şeyi baştan sona anlatırsın. Bana kalırsa millete sadakat, genel başkanına sadakatinden daha önemlidir. Berberoğlu’nun vereceği bilgiler, bu davanın yeniden görülmesine sebep olabilir.
Berberoğlu suçluları korumaktan vazgeçerse, suçsuzlar dışarı çıkar, gerçek suçlular yargılanır ve hak ettikleri cezayı alırlar.
Sosyal aktörlerin ne dedikleri kadar, onların sözlerinin ve yaptıkları işlerin nasıl anlaşıldığı da önemlidir.
Umarım Berberoğlu bu vesile ile internetten kendisi ile ve o olayla ilgili yazılıp çizilenleri yeniden gözden geçirir ve bundan sonraki yol haritasını ondan sonra belirler.
Berberoğlu ile benim bugüne kadar hiç alıp veremediğim olmadı. Onun da benimle bir alıp veremediği olmadı. Onun yazdıklarını ciddiye aldım hep. Doğrusu bu MİT tırları olayını ona yakıştıramadım. Böyle bir şeye nasıl bulaştı, nasıl bu kadar angaje oldu ve neden bu işten yakasını kurtaramıyor, onu da anlamış değilim.
Bir daha hatırlatalım: Berberoğlu beraat etmedi, mahkûm oldu. Sadece hukuki bir süreç söz konusu. Yoksa bizim bilmediğimiz bir durum mu var?
AK Parti çevresinden kimilerinin son Yargıtay kararından sonraki açıklamalarını da doğrusu tam anlayamadım. CHP’lilerin mahkûm olan birinin geçici tahliyesinden bu kadar mutlu olmalarını da anlayabilmiş değilim.
Ama kendi bilir. Korkarım bugüne kadar izlediği rotasına bakarak şunu söyleyebilirim: Kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Benden söylemesi."