Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, yeni dinlerin doğduğunu savunduğu bugünkü yazısında “Zaten bizde adını koymasalar da Scientologyist Müslümanlarımız da olur bu gidişle. Siber dünyada, artırılmış sanal gerçeklik, TransHumanizm, MetaVerse, LucidDream, Astral Turizm dünyasında bilim kurgu tadında kurgulanmış bir dinden söz ediyoruz. Birileri için bilim ve teknoloji her şey artık! Pandemide bunu gördük. Kader, rızık ve ecel konusunda insanların nasıl savrulduklarını da gördük.
Bunların en tehlikelisi bu inançları ‘İslam’ın içine sokmaya çalışmaları. Hatta ‘din budur’. Bu yeni ‘din’ telakkisi ‘var olan din’e karşı yeni bir din” anlayışına dayandığı için çok daha tehlikeli” görüşünü dile getirdi.
Türkiye’nin mezhep kavgasının içine çekilmeye çalışıldığını yazan Dilipak şöyle devam etti: “Amerikano İslam” projesini biliyoruz. FETÖ böyle bir projeydi. Bir de Euro İslam var. Çerçevesini AB protokolleri ve AİHM’nin içtihadlarının çerçevelediği bir din. Zaten “Atatürkçü İslam” laiklik ilkesi çerçevesinde “dinde reform” öngörüyor. Bunun anlamı “Protestan İslam” Din bireysel planda vicdanlara, toplumsal planda mabedlere hapsedilecek, ekonomik, siyasi ve toplumsal hayatta ve özellikle de kamusal alanda görünür olmayacak.
Bakın bu süreçte ‘The Cemaat’ yapıları dışında bütün cemaat yapıları tasfiye edilmeye çalışılacak. ‘The Cemaat’ bir çeşitlilik, folklorik ve kültürel bir renk olarak korunmaya çalışılacak. Mesela Mevlevilik üzerinde yapılmaya çalışılan bu. Cemevlerine yönelik de böyle bir oyun var. Orada bir de ‘Ali’siz Alevilik’ projesi var. Biliyorsunuz bir de ‘Halksız Demokrasi” örgütlendi, darbeciler eliyle bu memlekette. "
“Kalkancı Tarikatı” benzeri, aslının yerine ikame edilecek geçiş dönemi tarikatlarına ihtiyaç duyulacağını yazan Dilipak "Zaten para ve iktidar ilişkilerine girenlerin akıbeti malum. Onlar parayı da makamı da paylaşamayacakları için dağılacaklar. Birbirlerini kasetle, dosya ile tehdit edecekler. Bunların çoğu ulusal ve uluslararası istihbarat örgütlerinin oyuncağı olur. Ya da siyasilerin kullandığı “ucuz oy depoları”na dönüşürler" görüşünü dile getirdi.