Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, “Devletin temel ihtiyaç maddelerinin üretim ve pazarlamasından vergi almaması gerekir. Mesela bu alandaki mallarda KDV istatistiki olarak takip için %1’e çekilebilir” dedi.
Herkesin “asgari ücreti” konuştuğunu belirten Dilipak “Her sene aynı anlamsız tartışma. Bizim kendi inanç, tarih ve geleneğimizdeki kavram ve kurumlardan söz eden yok” dedi. “Niye “Havâic-i asliyye”den söz etmiyoruz?” diye soran Dilipak, 'Havâic-i asliyye’nin temel ihtiyaçlar demek olduğunu yazdı.
"Aslında devletin temel ihtiyaç maddelerinin üretim ve pazarlamasından vergi almaması gerekir." diyen Dilipak "Mesela bu alandaki mallarda KDV istatistiki olarak takip için %1’e çekilebilir. Bu %12’de Havâic-i asliyye fonuna aktarılarak, bu konuda kaynak oluşturulabilir. Tefriki mümkün olmayan durumlarda, Havâic-i asliyye’nin altında geliri olanlar için onların satın aldıkları mal ve hizmetlerden, nisaba göre eksik kalan kısmının vergi iadesi için kaynak olarak kullanılabilir.” diye yazdı.
Necmettin Erbakan hükümeti döneminde uygulanan “Eşel Mobil” sistemini hatırlatan Dilipak “Bugün artık muhasebe de dijitalleştirildiğine göre, her ayın enflasyonu kadar maaşlara zam yaparsanız, çalışanınızı enflasyona ezdirmezsiniz. Bu işin “def-i mazarrat” kısmı, bir de kalkınma indeksine göre, artan gelir ve refahtan o ölçüde pay alması gerekir. Bunu 3 ayda, 6 ayda bir de yapabilirsiniz. Tabii, başarı, emeğin kalitesi, verimlilik gibi kriterlere dayalı, hem kıdem ve hem de prim esaslı ücret artışları olacak ki, testiyi kıranla, su getiren aynı olmasın" dedi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın