Abdurrahman Dilipak: Seçimde 'bilmediğiniz işin peşine düşmeyin' sonra o sizin imtihanınız olur

Abdurrahman Dilipak: Seçimde 'bilmediğiniz işin peşine düşmeyin' sonra o sizin imtihanınız olur

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak,  Şeyh Edebali'nin Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'ye verdiği öğütleri hatırlatarak, iktidara, "Önümüzde seçim var, sakın ha, 'bilmediğiniz işin peşine düşmeyin'. Sonra o sizin imtihanınız olur da, yaptığınız iş 'dua ile istenen bela'ya dönüşür" uyarısında bulundu. 

"Haram para kasada durduğu gibi durmaz"

Abdurrrahman Dilipak yazısında, "Gün gelir, eğer onu hakkı ile yapmazsanız, helale haram katarsanız, o makam, o servet, o şöhret sizi boğar. Haram para kasada durduğu gibi durmaz" diyerek şu noktalara dikkati çekti: 

"Ha Hasan’a, Ha Sana!

Edebalî’nin Osman Gazi’ye öğütleri de aslında bütün yöneticileredir. Sadece siyasiler değil bürokratlar, vakıf, şirket, dernek yöneticilerinedir. Osmanlı 600 yıl bu anlayışla kuruldu, yükseldi ve bu anlayıştan uzaklaşınca da yıkıldı gitti. Osmanlı’nın yıkılışında Lale Devrinde, Tanzimat’ta, İttihat Terakki döneminde kılavuzlarımız, rehberlerimiz kimdi?

Bu tür öğüt kitaplarına bizim geleneğimizde “Pendname” denir. Bizim medeniyetimizin dayandığı temel değerlerden biri de bu manevi vasiyetler ve öğütlerdir. Söz dinlemez, edep bilmez, azgın şehvet ve ihtiraslarının esiri olan “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri” yüzünden, heva ve heveslerimizin sebeb olacağı fitnelerden korunmak için Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen işlerden ve kişilerden uzaklaşalım diye Edeb-Alî’nin Osman Gazi’ye Nasihatidir, ilanen tebliğ olunur:

“Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana. Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..

Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.

Bu “Osman” aslında, bugün onun mesleğine talip olan herkestir. Önümüzde seçim var, sakın ha, “bilmediğiniz işin peşine düşmeyin”. Sonra o sizin imtihanınız olur da, yaptığınız iş “dua ile istenen bela”ya dönüşür. Gün gelir, eğer onu hakkı ile yapmazsanız, helale haram katarsanız, o makam, o servet, o şöhret sizi boğar. Haram para kasada durduğu gibi durmaz. Gün gelir, kurtulmak istersiniz de, yönünüzü şaşırır kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşarsınız. Aşk ve öfke aklınızı zail eder de, gözleriniz olduğu halde görmez, kulaklarınız olduğu halde duymaz, kalpleriniz olduğu halde hissetmez olursunuz. O zaman da şeytan yoldaşınız olur. Şeytanın dostları ile dost olanların hali ne kötüdür. O ne kötü sondur!

Bugünlük de bu kadar. Pendname, Fütüvvetname, Emanname, Siyasetname okumadan olmaz. Ama onları da vahiy, risalet penceresinden bakıp anlamak ve günümüz için yorumlamak gerek. Tabi vahiy, siret ve sünneti doğru anlamak için de “usul” bilmek gerekiyor. Hepsinden önce de “Tevhid akidesi”ne sadakatle bağlı olmak gerekiyor. Selam ve dua ile."