BM Genel Kurulu'na katılmak üzere ABD'ye gidecek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yapacağı görüşmlerde en önemli gündem maddelerinden biri de Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi olacak. Cumhurbaşkanı'yla beraber ABD'ye gidecek gazeteciler arasında yer alan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, "Cumhurbaşkanı güçlü bir dosya ile çıkıyor ABD seyahatine. Yürütülen darbe soruşturmasında tespit edilen Fetullah Gülen’in ‘parmak izleri’ o dosyada yer alıyor. Ayrıca daha önce ABD’ye gönderilen dosyalara ek bilgiler de bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından muhataplarına iletilecek" dedi. Selvi, yazısında "Gülen’in iadesi için gerekli belgeler ABD makamlarına iletildi. Daha önce ABD’ye gönderilen dosyalara ek bilgiler bizzat Adalet Bakanı Bozdağ tarafından muhataplarına iletilecek. Ayrıca başka bir ülkeye kaçmaması için ABD’de tutuklanması talebinde bulunuldu. Ayrıca ABD Adalet Bakanlığı’nda bir heyet Türkiye’ye gelerek çalışmalara katıldı. Buna rağmen beklenen ilerleme sağlanabildi mi? ABD makamları şu ana kadar kapı-duvar" ifadelerine yer verdi.
Abdülkadir Selvi'nin Hürriyet'te yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Erdoğan'ın ABD dosyasında neler var
Siz bu satırları okurken biz Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte ABD'ye uçuyor olacağız.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından gerçekleşmesi nedeniyle bu ziyaretin diğerlerinden ayrılan çok önemli bir yanı var. Erdoğan, ABD’ye darbe girişimini bastırmış bir lider olarak gidiyor. BM’de darbeyi püskürtmüş bir lider olarak konuşacak.
Bu gezide Cumhurbaşkanı’na önemli bakanlar eşlik edecek. Ancak şimdiye kadar cumhurbaşkanlarının ABD ziyaretlerinde yer almayan bir isim daha heyette alacak. O da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya liderlerine 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ bağlantısına ilişkin bilgi ve belgeleri anlatacak. 15 Temmuz’un planlanmasından icrasına kadar önemli görevler üstlenen darbeci generallerin FETÖ bağlantısına ilişkin itirafları dünya liderleriyle paylaşılacak.
Cumhurbaşkanı güçlü bir dosya ile çıkıyor ABD seyahatine. Yürütülen darbe soruşturmasında tespit edilen Fetullah Gülen’in ‘parmak izleri’ o dosyada yer alıyor. Ayrıca daha önce ABD’ye gönderilen dosyalara ek bilgiler de bizzat Adalet Bakanı Bozdağ tarafından muhataplarına iletilecek. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise Cumhurbaşkanı’nın görüşmelerine iştirak edecek, Gülen’in iadesi konusunda ABD makamlarıyla temaslarda bulunacak. Gülen’in iadesi için gerekli belgeler ABD makamlarına iletildi. Daha önce ABD’ye gönderilen dosyalara ek bilgiler bizzat Adalet Bakanı Bozdağ tarafından muhataplarına iletilecek. Ayrıca başka bir ülkeye kaçmaması için ABD’de tutuklanması talebinde bulunuldu. Ayrıca ABD Adalet Bakanlığı’nda bir heyet Türkiye’ye gelerek çalışmalara katıldı. Buna rağmen beklenen ilerleme sağlanabildi mi? ABD makamları şu ana kadar kapı-duvar.
Elbette ki tek gündem maddesi darbe girişimi ve FETÖ olmayacak. Suriye’de DAEŞ’e karşı yürüttüğümüz operasyonlarla ön aldık. Üzerimize yapıştırılmaya çalışılan DAEŞ’i destekleyen ülke algısını yıktık. Artık DAEŞ’e karşı Cerablus’ta sağlanan başarının pozitif katkısı yanımızda olacak. Türkiye’nin önerileri daha çok dikkate alınacak. DAEŞ’le mücadele ve mülteci sorununa ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni önerileri olacak. Erdoğan, DAEŞ konusunda sürpriz önerilerde bulunursa şaşırmayın. ABD seyahati öncesinde sıkı bir çalışma yapıldı. Cumhurbaşkanı güçlü bir dosya ile çıkıyor. Çünkü DAEŞ konusunda yakaladığı olumlu rüzgârı bırakma niyetinde değil.
Erdoğan’ın, ABD’deki temaslarına ilişkin bir merakım var. Cumhurbaşkanı ikili görüşmelerinde, “Darbe başarılı olsaydı bugün ben burada olamazdım” diyecek mi? Çünkü hayatla ölüm arasında gidip geldiği o gece Batılı müttefiklerinden destek görmedi. Darbeciler o gece başarılı olsaydı ele geçirdikleri Erdoğan’a ne yaparlardı acaba?
15 Temmuz, bir ölçüde 27 Mayıs’ı andırıyor. İkisi de TSK içindeki bir cuntanın işi. Tek farkı 27 Mayısçılar başardı, FETÖ’cüler başaramadı. 27 Mayıs başbakan asan bir darbeydi. Ama 27 Mayısçılar dahi kendi halkını bombalamadı. Cumhurbaşkanını öldürmek üzere özel timler göndermedi. Buna rağmen 27 Mayısçılar Yassıada’da öyle zulmettiler ki, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, maruz kaldığı muamele karşısında daha fazla dayanamadı. Kurtuluş Savaşı’nın Galip Hoca’sı, bir gün belindeki kemeri boynuna geçirip ölmek istedi.
Başbakan Menderes aşağılanmış, birkaç kez tokatlanmıştı. Öyle ki kendisine verilen ilaçları saklayıp canına kıymak istemişti. Aldığı ilaçların etkisiyle yarı baygın olan Menderes’i o haliyle asan darbeciler, ayakta durmakta zorlanan talihsiz Başbakan’ı idam sehpasına götürmeden önce “prostat muayenesi” yapmışlardı.
27 Mayısçıların gözünü Demokrat Parti nefreti bürümüştü. DP milletvekillerini dövdüler, işkence yaptılar... Yassıada’da ölenler oldu. Ama 27 Mayısçılar dahi Meclis’i bombalamadı.
Bunları 27 Mayıs daha iyiydi anlamında yazmıyorum. Darbenin iyisi olur mu? Ancak 15 Temmuz’da hiçbir darbe döneminde yapılmayan zulmü yaptılar. İnsanlarımız kendi ordusuna ait savaş uçaklarından atılan bombalarla şehit oldu. Ya bir de darbe başarılı olsaydı ne yaparlardı acaba? Düşünmek bile istemiyorum.