AB'nin atması gereken 6 adım

AB'nin atması gereken 6 adım

1. Schengen sistemi yeniden işler hale getirilmeli

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, geçen yıl yaptığı bir açıklamada, "Schengen tehlikede" uyarısında bulunmuştu. 2015 Eylül ayından bu yana toplam 8 Schengen ülkesi sığınmacı akınını yavaşlatabilmek amacıyla geçici de olsa sınır kontrollerine başladı. Schengen sistemi, Avrupa Birliği üyesi belli ülkelerde pasaport kontrolü olmaksızın serbest dolaşımı sağlıyor. Schengen, birçok Avrupalı tarafından AB üyesi ülkeler arasındaki bağın sembolü olarak görülüyor. Aynı zamanda Avrupa ekonomisi açısından da büyük önem taşıyor. Juncker, sınır kontrollerinin muazzam masrafa neden olduğunu açıkladı. Alman özel sektör temsilcileri de bir süre önce sınır kontrollerinin yol açabileceği mali külfet açısından uyarıda bulundu. AB'nin iç sınırlarında durumu yatıştırabilmek ve Schengen'i yeniden işler hale getirebilmek için Avrupa'nın daha fazla birlik olması gerekiyor. AB dış sınırlarının kontrolü, sığınmacıların dağılımı ve ihtiyaçlarının karşılanmasında daha fazla dayanışma içinde olunmalı.

2. AB'nin dış sınırlarının kontrolü artırılmalı

AB üyesi ülkelerin sınırları kapatarak mültecileri bir ülkeden diğerine göndermelerine gerek kalmaması için Avrupa'nın dış sınırlarında gereken önlemler alınmalı. Sığınmacılar düzenli bir şekilde bir başka AB ülkesine seyahat etmeden önce mümkün olduğunca erken kayıt altına alınıp ihtiyaçları karşılanmalı. Bunun hotspot denilen kayıt-kabul merkezlerinde yapılması öngörülmüştü. Aylar süren gecikmenin ardından ilk hotspotlar nihayet faaliyete geçti. Ancak bunların kapasitesi bu yıl için beklenen 1 milyon sığınmacıyı barındırmaya yetmiyor. Başka hotspotlar kurulmalı, AB sınır güvenlik kurumu Frontex'in personel sayısı artırılmalı. Sığınmacılarla AB dışında ilgilenen yardım kuruluşlarına daha fazla maddi kaynak sağlanmalı. Tüm bunlar AB'nin dış sınırlarında normalleşmeye katkı sağlayabilir.

3. Türkiye ikna edilmeli

Sığınmacı krizinin Türkiye olmadan çözülemeyeceği birçok uzman tarafından dile getiriliyor. Aslında Türkiye ile AB 29 Kasım 2015'te Brüksel'de düzenlenen zirvede anlaşmıştı. Ancak giderilmeyi bekleyen pürüzler anlaşmanın hayata geçmesini önlüyor. Zirvede Türkiye'ye 3 milyar euro yardım yapılacağı sözü verilmişti. Fakat şu güne kadar Türkiye'ye tek kuruş verilmedi. Kaynağın finansmanına ilişkin üye ülkeler arasındaki çekişmeye son verilmeli, bu konuda somut adım atılmalı. AB'nin elinde Türkiye'ye karşı kullanabileceği bir koz daha var: Vize serbestisi. AB bu konuyu da netliğe kavuşturmalı, işbirliği ve dayanışmayı Türkiye açısından cazip kılmalı. Türkiye'nin talepleri arasında, AB'nin legal yollardan sığınmacıları kendi topraklarına kabul etmesi de bulunuyor. Merkel geçen konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bir "gönüllüler koalisyonu" kurulabileceğini ve sığınmacıların kabulü için kotalar belirlenebileceğini açıklamıştı.

4. Sığınmacılar eşit bir şekilde dağıtılmalı

AB içişleri bakanları bazı Doğu Avrupalı üyelerin itirazına rağmen 160 bin sığınmacının AB genelinde dağıtılması konusunda uzlaşmaya varmıştı. Bu çerçevede dağıtılan sığınmacıların sayısı 331'de kaldı. Hâlâ sığınmacı akınının yükünü belli ülkeler karşılamak zorunda kalıyor. Avusturya hükümeti bu nedenle "üst sınır" ilan etmek zorunda kaldı. AB, sığınmacıların adil dağılımı kararının uygulamaya geçirilmesini sağlamak zorunda. Başka AB ülkelerinden sığınmacı kabul etmeye yanaşmayan üyeler ikna edilmeli. Bunu sağlamak için bir baskı yöntemi olarak gündeme gelen sınır kapatmaların fazla katkı sağlamadığı ortaya çıktı. Dayanışmayı reddeden üyelere karşı aralarında teşviklerin kesilmesinin de bulunduğu muhtelif baskı yöntemleri uygulanmalı.

5. İnsan haklarına uyulmalı

Gözlemcilere göre sığınmacılar Avrupa yolunda ilerlerken yer yer insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Sığınmacılar tel örgüleri aşmaya çalışırken yaralanıyor ya da çaresizlikten ağızlarını dikiyor. İnsan hakları örgütleri, kaçakçıların teknelerinin batırılması ya da savaştan kaçan sığınmacıların Türkiye'ye gönderilmesi gibi önerileri de eleştiriyor. AB içinde de düzeltilmesi gereken yönler var. Avrupa Adalet Divanı, sığınmacıların insan onuruna yakışmayan koşullarda barındığı Yunanistan'a gönderilmesine 2011'den bu yana izin vermiyor. AB, sığınmacıların AB ve AB dışında makul bir şekilde barındırılıp ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamalı.

6. Hızlı bir şekilde hareket edilmeli

"New York Times"ın hesaplamasına göre 160 bin sığınmacının AB içindeki dağılımı, şimdiye kadarki hız göz önüne alındığında 750 yıl sonra ancak tamamlanabilecek. Diğer yandan Avrupa genelinde sığınmacı krizini istismar eden aşırı sağcı parti ve siyasi hareketlerin güçlenmesi, AB içişleri bakanlarının kararlı ve hızlı birşekilde davranmasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. En önemlisi, 28 üye ülkenin tümünün ortak hareket edebilmesini sağlamak.