25 Mayıs'ta Avrupa Parlamentosu'nun yeni üyeleri seçilecek. Avrupa Parlamentosu seçim kampanyasının Almanya ayağında euronun kurtarılması, bankaların kontrol altına alınması ve kırtasiyeciliğin azaltılması gibi konular öne çıkıyor. Siyasi partilerin Afrika'daki açlıkla mücadele, Asya'nın ekonomik gelişmesi ya da Latin Amerika'da insan haklarının güçlendirilmesi gibi konularla seçmen kazanmaya önem vermemesi ilk bakışta akla yaktın görünüyor. Çünkü Strasbourg'daki parlamentoda Avrupalıların temsilcileri oturuyor.
Avrupa Parlamentosu kalkınma komisyonu üyesi Sosyal Demokrat Norbert Neuser, kalkınma politikasının seçmenin tercihinde rol oynamadığını söylüyor.
Oysa Avrupa, Afrika ülkeleriyle işbirliğinde önemli mesafe kat etmiş ve bin yıl hedeflerinde ölçülebilir başarı kazanılmıştı. AB ülkeleri kalkınma politikasını aralarında daha iyi koordine ediyor ve iklimin korunmasında da kalkınma halindeki ülkelere yol gösterici olabiliyor.
AB'nin öncelikleri
AB'nin kalkınma yardımları politikasını iyi devlet yönetimi ile beşeri ve ekonomik gelişme ilkeleri belirliyor. Tabii aynı zamanda doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve açlıkla mücadele de öncelik verilen konular arasında yer alıyor.
Göçün önlenmesi için yapılan yatırımlar da, Komisyon teslim etmese de AB'nin dolaylı kalkınma yardımı hedeflerinden sayılabilir. Kalkınma ve fakirlikle mücadele Avrupa'nın da lehine. Aksi takdirde fakirlerin Avrupa'ya akın etmesi önlenemeyecek.
Küresel kalkınma yardımlarının yarıdan fazlasını yapan AB'nin dış, tarım ve ticaret politikaları ise yardım hedeflerine ters düşüyor.
Alman sivil kalkınma politikası kuruluşları birliği yönetim kurulu üyesi Christa Randzzio-Plath, ‘AB'nin bir yandan açlık ve fakirliği yenmek için elinden geleni yaptığını, diğer yandan ise gıda maddesi ihraç ederek kendi gayretlerini boşa çıkardığını', söylüyor.
Bayan Randzio Plath, pazarlarının ucuz Avrupa ürünleriyle dolup taşmasının Afrikalı küçük üreticiye hiçbir faydasının olamayacağını belirtiyor.
'Anlaşmalar çıkarcılık temeline dayandırıldı'
Avrupa Parlamentosu üyesi Norbert Neuser de AB'nin Üçüncü Dünya ülkeleriyle yaptığı ticaret anlaşmalarının çıkarcılık temeline dayandırıldığını belirtiyor: "Avrupa Birliği'nin hazırlamakta olduğu ticaret anlaşmaları oldukça problemli. Kalkınma halindeki ülkelere adil davranılmadığı için bu anlaşmaların ayrıntılarıyla ele alınması gerekir."
Ortaklık anlaşmaları kalkınma halindeki ülkelerin pazarlarını Avrupa mallarına ve Avrupa hizmetler sektörüne açmasını öngörüyor.
Norbert Neuser kalkınma halindeki elit tabakanın başarısızlığın ise AB'ye mal edilemeyeceğini söylüyor: "Nijerya'yı örnek verebiliriz. Petrol zengini bir ülke ama bu zenginliğin kaymağını küçük bir zümre yiyor. Katlanılabilecek bir durum değil. Petrolü işleten ve Karun gibi zengin olan patronlar sorumluluğa ortak edilmeli."