Kobanê eylemlerinin ardından hükümet sokak eylemlerine verilen cezaları arttırmaya yönelik bir kanun hazırlığına başladı. Tasarının yasalaşması hallinde sokak eylemlerinde tutuklamalar kolaylaşacak, verilecek hapis cezaları da artacak. Bu gelişmeyi hükümetin 5 yıl içinde 207 yeni cezaevi yapma planıyla birlikte ele alan Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, “Benden duymuş olmayın ama hükümet hep kapalı alanda olun istiyor, “Ya benim olursun, ya kara toprağın” misali; evde, okulda ya da işyerinde değilseniz, iki seçenek bırakıyorlar size: Ya cezaevinde olmalısınız ya da AVM’de” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye genelinde, 2012’de 337; 2013 yılında 352 adet olan olan AVM sayısının 2014’te 418’e ulaşacağı” bilgisini veren Çiğdem Toker’in Cumhuriyet gazetesinde “Açık Alan Korkusu” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
“Her şey dahil” paket turlar gibi; takvimi ve içeriği ile “önden yüklemeli kanunlar”dönemine girdik.
Artık böyle:
Çıkarılması planlanan yeni bir kanunu; o çalışmayı yapması gereken hükümetin başbakanı, bakanları veya ilgili kurumları değil; Meclis’te kabul edildikten sonra, imza için önüne gelecek Cumhurbaşkanı anons ediyor.
Daha tasarı bile değilken Köşk imzası atılmış bu kanunun, sokaklara sıkıyönetim getirecek olması ise “agorafobi” olarak bilinen açık alan korkusunun, siyasi iktidar versiyonuna işaret ediyor.
Benden duymuş olmayın; hep kapalı alanda olun istiyorlar. “Ya benim olursun, ya kara toprağın” misali; evde, okulda ya da işyerinde değilseniz, iki seçenek bırakıyorlar size: Ya cezaevinde olmalısınız ya da AVM’de.
***
Abarttığımı düşünenler buyursun:
1. Önümüzdeki beş yıl içinde, 207 yeni cezaevi yapılacak. Bu havadisi birkaç hafta önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ verdi. Nitekim bu “müjde”nin somut karşılıklarını, geçen hafta açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP) da gördük. OVP’ye göre Adalet Bakanlığı’na üç yıl boyunca aktarılacak yatırım ödeneklerindeki artışı, Bozdağ’ın yeni cezaevi projeleriyle birlikte değerlendirin lütfen:
2015’te 705.2, 2016’da 780, 2017’de ise 860 milyon TL. Dahası, sokağa sıkıyönetim getirecek bu yasanın, tutuklamayı kolaylaştırıp hapis cezalarını arttıracağını hatırda tutarsak, 207 cezaevi yetmeyebilir bile...
2. AVM sayısı ihtiyacın çok üzerinde artıyor.
Türkiye genelinde, 2012’de 337; 2013 yılında 352 adet olan olan AVM sayısının ise -tamamlanacak olanlarla birlikte- bu yıl sonunda 418’e ulaşması bekleniyor.
Kaynağım, yine sağlam: Asansöründe iki ay önce 10 işçinin öldüğü Torunlar Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı’nın raporu. Koskoca halka açık bir şirket, yatırımcısına yanlış bilgi verecek değil ya.
418 AVM’nin 133’ü İstanbul; kalan 285’i diğer illerde. (23 yurttaşın yaşamını yitirdiği günün sabahında kapatılan Etiler Polis Okulu’nun yerine yapılacak AVM bu istatistiğe dahil değil.)
***
Ve son veri:
Türkiye genelinde AVM’lerin toplam kiralanabilir alanı 12 milyon metrekareyi geçmiş. Bunun 5 milyon metrekaresi İstanbul’da
Daha iyi görünüyor değil mi?
Aktardığı rant ve esnafı işçileştirmesinin yanı sıra; her AVM, üzerine oturduğu on binlerce metrekare ile; çıkılacak, gezilecek, dönülecek, geçilecek sokak sayısının azalması demek.
Sokaklara sıkıyönetim yasası, son üç yıl içinde, cezaevleri ile AVM sayısının hızla ve birlikte arttığı ülkemizdeki siyasal agorafobinin -şimdilik- son halkası.
Otobanlaşmış sokaklarda “barış kervanı”nın nasıl yürüdüğünü de AVM’lerden izleriz artık.