'Acil helikopter, 1 saatte donarım..'

'Acil helikopter, 1 saatte donarım..'
Uludağ’da kaybolduktan sonra donarak hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ümit Özgen’in, olay sırasında bir arkadaşının cep telefonuna gönderdiği mesajlar, soğukla mücadele eden gencin içinde bulunduğu sıkıntılı durumu en iyi şekilde gösteriyor. Ölümüyle hem ailesini hem de arkadaşlarını yasa boğan Ümit Özgen’in, tatil amacıyla Uludağ’a birlikte geldiği yakın arkadaşı Sinan Uçkan’a, kaybolduktan sonra gönderdiği mesajlar, gencin son ana kadar kurtulma umuduyla helikopter beklediğini ortaya koyuyor. Snowboard yaparken 19 Ocak Pazartesi günü saat 12.00 sıralarında kaybolan Ümit Özgen, arkadaşı Sinan Uçkan’ın cep telefonuna ilk mesajı saat 15.47’de gönderdi. Bu mesajında, oteller bölgesini bulabilmek amacıyla bir fişek atılmasını istediğini,"Ya fişek yok mu" cümlesiyle aktaran Özgen, saat 17.03’te, "Acil helikopter, hava kararmadan 1 saate donarım" yazılı mesajı yolladı. ‘Ölüyorum Sinan’ Sisin etkisiyle kaybolduğu bildirilen Özgen’in, soğuğa daha fazla dayanamadığı, saat 17.50’de gönderdiği mesajında açık şekilde yer aldı. Bu mesajında, "Lütfen, donuyorum. Helikopter. Kendileri dedi. Ölüyorum Sinan" diye yazan Özgen, içinde bulunduğu sıkıntılı ortamı en net şekilde anlatmaya çalıştı. Ümit Özgen’in, Sinan Uçkan’a gönderdiği son mesaj ise "Bir ışık görüyorum" oldu. Saat 18.20’de yollanan bu mesajdan 10 dakika sonra cep telefonunun şarjı biten genç, saatler sonra ekipler tarafından bulunmasına rağmen, kurtarılamadı. Arkadaşının ölümünden dolayı büyük üzüntü yaşayan Sinan Uçkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "akşam saat 19.00’a kadar, olaya ciddi bir vaka olarak bakılmadığını" iddia etti. Ümit Özgen’in, saat 12.00’de bir arkadaşıyla Maden Pisti’ne çıktığını anlatan Uçkan, "Arkadaşı, sis nedeniyle geri dönmek istemiş, ama Ümit, kayarak ineceğine inandığı için devam etmiş. Kendisinin Uludağ’daki ilk günüydü ve bence otelin ne tarafta olduğuna emin değildi. Bizce piste değil pistin arka tarafına doğru kaymış" dedi. ‘Koskoca Uludağ’da fişek bulamadık’ Uçkan, kaybolduğunu anlayan Ümit Özgen’in, bir süre sonra kendini arayarak durumu haber verdiğini belirterek, "Boardunu çıkarıp yürümeye başlamış. Kaybolduğunda beni aradı ve ’fişek yok mu’ diye mesaj attı. Biz de arkadaşlarımızla beraber bazı kişilerle görüşerek fişek aradık. Ama maalesef koskoca Uludağ’da fişek bulamadık" diye konuştu. Mesajlaşmayı sürdürdüğü Ümit Özgen’in, bir ara şehri gördüğünü söylediğini ifade eden Uçkan, Özgen’in, iddia edildiği gibi bir kulübeye girmediğini, sadece yanından geçtiğini savundu. Uçkan, jandarma ekiplerinin kulübeye dönmesini istediğini, ancak Ümit Özgen’in "Bunun imkansız olduğunu belirttiğini" anlatan Uçkan, "O saatten sonra yapılan tek şey jandarma motorlarının sayısının artmasıydı. Maalesef farklı hiçbir şey yapılmadı" görüşünü öne sürdü. Arkadaşlarıyla birlikte Özgen’in kullandığı cep telefonu hattının bağlı olduğu GSM operatörünü aradıklarını ve yaklaşık 4 saat sonra bir sonuç alabildiklerini iddia eden Uçkan, "Savcılık izninin ardından GSM operatörü yetkilileri yaklaşık 2 saat sonra yazının tamamlandığını ve 20 dakikaya yanımızda olacağını söylediler. Ama bu yazının bize ulaşması 4 saatten fazla sürdü. Ayrıca belirtilen koordinatlar Yunan adalarında bir bölge çıkmış" dedi. ‘Yoğun şekilde helikopter talep etti’ Görüşmeleri ve mesajlaşmaları sırasında Ümit Özgen’in yoğun bir şekilde helikopter talebinde bulunduğunu dile getiren Uçkan, bunun üzerine ulaşılan Bursa Valiliğinin konuyla yakından ilgilendiğini, ama sis nedeniyle helikopterin kalkamadığını söyledi. Uçkan, telefon konuşmalarında arkadaşının sesinin çok güçlü geldiğini ifade ederek, şunları söyledi: "Kendisiyle konuşurken sesi sanki normal bir gündeymişiz gibi geliyordu. Çok güçlüydü. Fakat üzerinde kaymak için bile uygun olmayan giysiler vardı. Penye ve montu çok inceydi. Zifiri karanlıkta dereye düşünce üstündeki ince montun donduğunu ve bu yüzden üzerinden çıkarıp attığını da öğrendik. O kurum, bu kurum derken çok zaman geçti. Saat 12.00’de kayboldu, saat 24.00’de ulaşıldı. Bürokrasi yüzünden arkadaşımızı kaybettik."