Nobel ödüllü Amerikalı Ekonomist Paul Krugman, hem ABD’nin hem de Avrupa Birliği ülkelerinin daha sert ekonomik tedbirler almaması durumunda önümüzdeki 10 yılı kaybetme riski ile karşı karşıya kalacağını söyledi. Krugman, ikinci bir kurtarma paketinin aciliyetinin arttığını da belirtti. Krugman, ABD'nin ekonomisini harekete geçirmek için gerekli tedbirleri almaması ve bankacılık sistemindeki sorunları gidermemesi halinde Japonya'nın 1990'lı yıllarda yaşadığı ekonomik açıdan kayıp dönemi yaşayacağını söyledi. Krugman, AB'nin de aynı riskle karşı karşıya olduğunu ekledi. Ekonominin rayına oturması için ikinci bir kurtarma paketinin acil duruma geldiğini belirten iktisatçı, hem ABD hem de Euro bölgesinin "çok ama çok güçlü" önlemlere ihtiyacı olduğu uyarısında bulundu. Yarım yamalak önlemler Çin'in başkenti Pekin'de bir grup gazeteciye konuşan Nobel ödüllü iktisatçı, ABD yönetiminin şimdiye kadar aldığı önlemlerin hep günü kurtarmaya yönelik yarım yamalak önlemler olduğunu ve Obama yönetiminin 19 banka için uyguladığı son stres testinin de bir anlamda zaman kazanma amacını taşıdığını söyledi. Krugman, asıl cevap verilmesi gereken soru olan, bankaların faaliyetlerini devam ettirmesi için gerekli olan sermayeye sahip olup olmadıklarına cevabın havada kaldığını belirtti. "Durum öyle gösteriyor ki, ABD yönetimi kısa dönemde bankalarını mali durumunu güçlendirmek için radikal kararlar alacağa benzemiyor," ifadesini kullanan Krugman, böyle bir kararın Citigroup ve belki de Bank of America gibi ülkenin en büyük bankalarının geçici bir süre için devlet kontrolüne geçmesi anlamına geleceğini belirtti. Krugman, kendi ekonomik programını kararlılıkla uygulayan Çin ekonomisinin ise daha iyi durumda olduğunu söylerken, bu ülkenin verdiği dış fazlanın devam etmesi durumunda dünyada genel bir düzelmenin de zor olacağını kaydetti. Krugman, Çin'deki bu ekonomik fazla, ABD'deki işsizlik ve Avrupa'daki düşük üretimle birlikte devam ederse politik çekişmelerin de ortaya çıkabileceğini belirtti.