Taksim'de Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi üyesi bir grup, bazı cezaevlerinde PKK ve KCK'lı tutuklular tarafından başlatılan açlık grevlerinin 38'inci gününde hükümeti protesto etti.
Taksim tramvay durağında bir araya gelen HDK üyesi yaklaşık 100 kişilik grup, cezaevlerinde 12 Eylül gününden bu yana devam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Grup, “Ölüm değil çözüm" yazılı pankart ve “Çatışma değil müzareke","Savaş ölümdür barış yaşamdır", "Operasyon değil demokratik çözüm", "Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük" şeklinde çeşitli dövizler taşıdı. BDP İstanbul Milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder, sanatçı Ferhat Tunç ve BDP İstanbul İl Eş Başkanı Asiye Kolçak’ın da katılarak destek verdiği grup adına basın açıklamasını HDK adına Aysel Güzel okudu. Grup sık sık, “Ölüm değil çözüm istiyoruz", "Anadil haktır engellenemez","Siyasi tutuklular onurumuzdur" şeklinde sloganlar attı.
12 Ekim 2012 tarihinde cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerine karşı süren sessizliğin endişe yarattığını belirten Aysel Güzel, “Gerekli önlemler alınmaz, tutuklularla diyalog yolu bulunmaz, insani ve demokratik talepler karşılanmaz ise tek tek yada toplu ölümler kaçınılmaz olacaktır. Açlık grevi başlatan Kürt siyasi tutukluları diyalog ve çözüm istemektedir.
Tutuklu ve hükümlüler başta anadilde savunma hakkı olmak üzere, cezaevlerindeki kötü koşulların son bulması, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit koşullarının ortadan kaldırılması ve Kürt sorununda eşit hakları dayalı, barışçı ve demokratik çözüm için adım atılmasını beklemektedirler. Açlık grevlerine seyirci kalmak, ölümlere, çatışmalara ve savaşa seyirci kalmaktır. Türkiye'nin demokratikleşmesi, Kürt sorunun demokratik çözümünden yana olan herkesi bu sorun karşısında hızla adım atmaya çağırıyoruz" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, bugün cezaevlerinde 10 bine yakın kişinin açlık grevinde olduğunu söyleyerek, “Arkadaşlarımızın talepleri Kürt sorununun çözümü açısından olmazsa olmaz taleplerdir. Sayın Başbakan her zaman İmralı’da görüşmeler olabilir diyorsanız derhal görüşmeleri başlatın ölümleri durdurun. Cezaevlerindeki arkadaşlarımızın sesine ses verelim. Çünkü onlar kendileri için hiçbir şey istemiyorlar Onlar, bizim çocuklarımızın yaşasın, bu ülkede savaş olmasın diye. Bu ülkede halklar eşit ve özgür olsun diye kendi bedenlerini ölüme yatırmış durumdalar. Ne yazık ki hükümet sağır ve dilsiz. Hükümet yetkilileri lütfen elinizi çabuk tutun, bu ölümleri durdurun" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de, “Anadile şeytanlık diyen bir zihniyet dünyada eşi görülmemiş bir gayri insanilikte yaklaşık 1 yıla aşkın süredir uygulanan tecrit işte bu iki meselenin görünür olmasını ve bilinir olmasını istemiyorlar. Bu bilinirse barışın anahtarının Öcalan’ın elinde olduğu da bilinecek. Bu bilinirse anadilin bir şeytanlık değil, doğuştan her insanın doğal bir hakkı olduğu bilinecek. O yüzden bu arkadaşlarımız bir çığlık gibi bedenlerini bunların suratlarına çarpmak istiyorlar" dedi.Grup açıklamanın ardından olaysız dağıldı.