Açlıkla mücadele kazanılabilecek mi?

Açlıkla mücadele kazanılabilecek mi?

Dünya devletlerinin temsilcileri ikinci BM uluslararası beslenme konferansında açlık, yanlış beslenme ve şişmanlıkla mücadele imkânlarını görüşmek üzere İtalya'nın başkenti Roma'da buluştular. 805 milyon kişinin açlık çektiği dünyamızda yanlış beslenenlerin oranı da yüzde 40'ı buluyor. Karnını doyurabilenlerin doğru beslenmeye yönlendirilmesi kolay olmayacak.

BM dünya sağlık ve gıda ve tarım örgütlerinin birlikte düzenledikleri konferansta sunulan rakamlar hiç de iç açıcı değil. Beslenme konferanslarının birincisinin düzenlendiği 1992 yılından bu yana önemli mesafe kaydedilemediği görülüyor. Akşamları aç karnına ve yeterli kalori almadan yatağa girenlerin sayısı 800 milyonun üzerinde. Ancak dünya nüfusunun 1992 yılından günümüze kadar 5,5 milyar artarak yedi milyara yükseldiği de bir gerçek. Buna göre açlık çekenlerin nüfusa oranında fark edilir bir düşüş olduğu söylenebilir. Milyonlarca dünyalı da aç kalmıyor ama yanlış ve tek taraflı beslendiği için yeterli vitamin ve mineral alamamanın sonucunda ya kör oluyor ya da kansızlık çekiyor.

Beslenmek doymak değil

BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün istatistiklerine göre açlık ve yetersiz beslenmeden en çok kadınlar ve beş yaşın altındaki çocuklar etkileniyor. Örgütün beslenmeden sorumlu direktörü Anna Lartey 1992 yılından bu yana sağlık beslenme alanında önemli ilerleme kaydeden ülkelerin başında Çin'in geldiğini söyledi. Lartey, öncelikle Sahra altı Afrika ülkeleriyle Hindistan, Pakistan ve Endonezya'da yetersiz ya da sağlıksız beslenen çocuk sayısının yüksekliğine dikkat çekti. Lartey, “Sağlanan ilerlemenin bölgeler ve ülkeler arasında eşit dağılmadığını görüyoruz. Dünyamızda hâlâ yetersiz ya da yanlış beslenen sayısının çok yüksek olduğu bölgeler var. Sağlıklı beslenmenin bütün dünyaya yayılmasını teminat altına almalıyız” dedi.

Teorik olarak herkesin doğru beslenmesini sağlayacak miktarda gıda maddesi üretiliyor. Bütün sorun ihtiyaç duyulan yerlerde üretimin düşük olması ve gıda maddelerinin dağıtımdaki dengesizliklerden kaynaklanıyor.

Sivil toplum örgütleri etkin sağlık sistemi, temiz su ve hijyenik şartların da sağlıklı beslenme açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, Hindistan'ın kırsal kesimlerinde halkın yüzde 70'inin açık alanda dışkı çıkarmasının enfeksiyon hastalıklarına ve salgınlara yol açtığı biliniyor.

BM Gıda ve Tarım Örgütü Direktörü Anna Lartey beslenme ve sağlık sorunlarının artmasına seyirci kalınamayacağını ve beslenme konferansının açlık ve yanlış beslenmeyle mücadele seferberliği başlatmasını umduklarını belirtti.

Çocukların önceliği

150'nin üzerinde devletin katıldığı Roma konferansının kapanışında açlık ve yetersiz beslenmeyle mücadele yükümlülüğü içeren ancak bağlayıcı olmayan bir bildiri yayınlanacak. Konferansta Almanya'yı temsil eden Tarım Bakanı Christian Schmidt öncelikle yokluk çekilen bölgelerde dengeli beslenme için gerekli şartları hazırlamanın dünya devletlerine düşen bir görev olduğunu söyledi. Schmidt Almanya'nın bu çalışmalara yüzlerce milyon euroluk katkıda bulunmaya hazır olduğunu açıkladı.

Sivil toplum örgütleri bu zor görevin altından sadece parayla kalkılamayacağını ve açlık ve sağlıksız beslenmeden muzdarip ülkelerin hükümetlerine reformların hayati önemde olduğunu idrak ettirmek gerektiğini savunuyor.

BM Gıda, Tarım ve Sağlık Örgütleri bu konferansta öncelikle çocukların durumunu ön planla çıkarıyor. Beslenme açısından çocuğun geleceği iki yaşına kadar kesinlik kazanıyor. Hamilelik de dahil olmak üzere ilk bin gün içinde yeterli gıda alamayan çocuklar bunun acısını hayatları boyunca çekiyorlar. Anne Lartey, beş yaşından küçük çocuklardaki ölümlerin yüzde 40'ının yetersiz beslenmeden kaynaklandığını ve çocuklardaki gelişme problemleriyle ve erken ölümlerin başlıca nedeni olan yetersiz beslenmeyle mücadelede sağlanan ilerlemenin yeterli olmadığını söyledi.