Ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı, katıldığı bir televizyon programında Fenerbahçe başkanlığı sorusuna "Ali Koç varken Fenerbahçe başkanlığını düşünmek aklımın ucundan geçmez" dedi.
Ilıcalı, NTV'de Fenerbahçe ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile ilgili görüşlerini aktarırken, Türkiye'de bir futbol takımı almak isteyip istemediğine yanıt verdi.
İşte Acun Ilıcalı'nın açıklamaları:
"Türkiye'de bir takım alma girişimi olmaz. Ülkemizde futbol anlayışından çok mutlu değilim. Futbolu benim gibi göremeyen insanlar olunca üzülüyorum. Futbolun bizi birleştirmesi lazım. Dün gece 2:30'da maça başladık, 4'te bitti. Murat Boz, İbrahim Büyükak, Oğuzhan, hem sanatçı, hem çevremizden bir grup top oynadık. Maç nasıl iddialı geçti anlatamam ama sonrasında bizim ofiste oturduk ve güldük, eğlendik. Şu futbolun bir eğlence olduğunu anlasak da bundan dolayı gerilmesek, birbirimize kötü hisler beslemesek ne güzel olur.
Benim en yakın arkadaşım Galatasaraylı, ben Fenerbahçeliyim. Kızım Galatasaraylı, büyük kızım Galatasaraylı, babam Beşiktaşlıydı. Bu ne kadar güzel bir şey. Hepimiz başka kulüpler tutabiliriz. Hayatımda hiç, Galatasaray ya da Beşiktaş ile ilgili bir insanı kızdırmışlığım yoktur, o muhabbete girmem. Hepsi değerli kulüp. Kazandığımız zaman mutlu oluyorum tabii ki ama bunu karşı tarafa kötü oynama nedeni yapmam mümkün değil. Kulüpten dolayı bir insan üzerinde alerji oluşmuyor bende.
Sergen hoca ligin lideri, çok yakın dostum. Beraber maç yapıyoruz, birlikte 2 yıl çalıştık, bir gün bile aramızda mutsuzluk olmadı. Şu futbol beraber oturup konuşulacak bir ortam olsa, karma maç seyredebilsek ne güzel olur.
Bu gerilimin nedeni için birinci olarak, belli dönemki yöneticiler bunu yaptı. Babalarımız döneminde gerilimler yokmuş, beraber maç seyrediliyormuş, bu iş öyle başlamış. O dönemler içinde anladığım kadarıyla belli yöneticilerin yanlış tutumları camiaların aralarını soğutmuş ve bu giderek artmış.
Çok hayal kırıklığı yaşıyorum gerilimi gördükçe. Avrupa'da o gerilimi görmüyorsun. Hiç unutmuyorum, Fenerbahçe'nin Valencia maçıydı, Valencialıların arasında izledik maçı. Fenerbahçe gol attığında mutluluğumuzu yadırgamadılar. Türkiye bu konuda en kötü mü dersek, çok daha kötülerini gördüm. Hollanda'da Fenerbahçe maçında bir ara telleri indirmeye çalıştı holiganlar, indirseler üzerimize inecekler. 500 holigan üstümüzden geçiyordu. Polisin ne yaptığı belli değil, bakmıyor. İngiltere'de bir gün bizim minibüse saldırdılar. Sunderland'de milli maça gitmiştik, Türk olduğumuzu anladılar. Esat kapıyı kitleyin dedi, 1 dakika sonra tüm kapılara saldırdılar, kapıları açsalar hiçbirimiz yokuz. Dünya'da da en olgun şeklinde diyemiyorum ama biz de en iyi yerde değiliz.
Ali Koç başkanımız, kendisi sabahtan akşama kadar, bizzat şahit olduğum için, kendini kulübe, Fenerbahçe'ye adamış bir başkan. Ben de, benden istendiği her zaman, seve seve kulübe, Fenerbahçe'ye ve başkanımıza yardım etmeye çalıştım. Sağolsun o da bana çok güvendi, birçok olayda birbirimize destek olarak güzel şeyler yaptık. Böyle bir başkana sahip olduğumuz için çok şanslıyız, sonuçtan bağımsız söylüyorum.
Dünyanın en iyi başkanını da getirsen kazanmanın garantisi yoktur. Manchester City mesela. Bütçesine bakın, en yüksek çıkar, doğru düzgün başarı yok ortada. O bütçeyle o başarısızlık akıl alacak gibi değil ama en çok para, en iyi oyuncular onlarda. Her şeyi doğru yaparsın, gider bir yerde birine takılırsın, bir yanlış karar ligin kaderini değiştirir, her şey olabilir.
Yakın olarak konuşuyorum kendisine, sabah Fenerbahçe diye kalkıyor ve akşama kadar bütün enerjisini veriyor. Böyle bir başkan varken Fenerbahçe başkanlığını düşünmek aklımın ucundan geçmez. Tek isteğim Ali Koç'un başarılı olması, benim de yapmam gereken başkanımızı motive etmek ve bir sorunu olduğunda yardıma koşmak, onu da elimden geldiğince yapıyorum.
Futbolun matematiği yok. Onu yaptım, bunu yaptım, eşittir bu değil. Eskiden yabancı sınırlaması varken 3 büyükler, 4 büyükler çok avantajlıydı. Yerli limitliydi ve onun için 4 büyükler yerlileri alıyordu, 4-5 yabancılı Anadolu takımıyla aranın kapanması mümkün olmuyordu. Yerli sivrilidğinde kendini büyük takımda bulunuyordu. Bu yabancı sınırlamasıyla kalktı. Son birkaç yılda Anadolu kulüplerinin seviyesi yükselmeye başladı, sınırsız yabancı var. Doğru bir ekiple, yurt dışından 3 büyüklerde oynayabilecek, daha üste çıkabilecek oyuncu bulabiliyorsun. Bütçeler arasında da 1'e 20 fark yok. Real Madrid'in bütçesi 100, Fenerbahçe'nin 10, Anadolu takımın ise 3. 10'la 3 yarışabilir, 10'la 100 yarışamaz. Anadolu kulüplerimiz başarılı transfer ataklarıyla makası kapattılar, bu da büyüklerimizin her maçta tökezleyebileceğini gösteriyor.
Fenerbahçe'de olmayan ne derken de, ligin durumuna baktığımızda 3 büyük takımımızın da avantajının olduğunu görüyoruz, Beşiktaş'ın avantajlı olduğunu da söyleyerek, şu anda Fenerbahçe için olmayan bir şey yok diyerek bu durumu bağlayabiliriz."