İstanbul’da Büyükada’daki faytonlara atların koşulmasına yönelik tepkiler devam ederken, önceki gün 209 at daha adaya götürüldü. Götürülen atları görüntülemek isteyen hayvan hakkı savunucularının ise faytoncuların saldırısına uğradığı belirtildi. HAYTAP, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "209 at geriye dönmemek üzere adaya gitti. Mevsimlik işçi olarak Anadolu’dan gelen bu hayvanların büyük bir kısmı çatlayarak, kötü muamele sonucu yollarda ölüyor ya da uçurumlardan atılıyor. Marmara’ya dalış yaparsanız denizin dibi at iskeletleri ile dolu. Bu düzeni bu şekilde devam ettirmek istiyorlar, nostalji uğruna" dedi.
Tuzla’da bekletilen 10 kamyondaki 209 at, önceki gün Maltepe iskelesine götürüldü. Yük Hayvanlarını Koruma ve Kurtarma Derneği üyeleri de atları telefonlarıyla görüntülemeye başladı. Bu sırada kamyonlardan inen bazı kişilerin hayvanseverlere tekme ve yumruklarla saldırdığı belirtildi. Darp edilen dernek üyeleri saldırganlardan şikâyetçi oldu, ancak polis kimseyi gözaltına almadı.
Başından itibaren faytonlarda at kullanımına karşı olduklarını belirten Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Başkanı Avukat Ahmet Kemal Şenpolat, “Özellikle de adalar gibi topografik olarak at kullanımına uygun olmayan bir yerde. Çünkü dünyadan ya da diğer ülkelerden örnekler veriliyor, ama oralarda düz bir zeminde gidiyor hayvanlar. Diğer taraftan ise, Faytoncular Odası burada anlamsız bir şekilde ‘İlla at olsun’ diyerek itiraz ediyor. Biz zaten faytoncuların kalkmasına taraftar değiliz, ancak alternatif olarak elektrikli faytonlar olmasına taraftarız. Örneğin, Kapadokya ve Adana’da bunun uygulamaları başladı. Niye adada da olmasın” dedi.
Adalarda ortalama bin tane at olduğunu, ancak ne hayvan hastanesi ne de bir veteriner bulunmadığına da dikkat çeken HAYTAP Başkanı Şenpolat, şu ifadeleri kullandı:
“Olmadığı gibi atlar 7/24 çalıştırılıyor. Böyle bir ortamda, hâlâ ısrar ediyorlar. Kadir Topbaş’tan da 2012 yılında bizzat kameralar önünde almış olduğum bir söz vardı. Ama Topbaş gitti, faytonlar kaldı. Son görüntüleri birçok kişi ilk kez görmüş olabilir, ama bu tablo son 10 yıldır yaşanıyor. Bu tavırlarıyla bu vahşi düzenin devam etmesini sağlıyorlar. Adalar Belediye Başkanı, Kaymakam veya idarecilerin odalarının silahla basıldığını ve tehdit edildiğini biliyoruz. Bizleri bile tehdit ettiler. Önceki gün de benzeri bir durum yaşandı. Son derece geri dönülmez bir şekilde, dogmatik olarak oraya atların gelmesini istiyorlar.”
Adada yılda ortalama 300 hayvan öldüğünü ifade eden Şenpolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“209 at geriye dönmemek üzere adaya gitti. Mevsimlik işçi olarak Anadolu’dan gelen bu hayvanların büyük bir kısmı çatlayarak, kötü muamele sonucu yollarda ölüyor ya da uçurumlardan atılıyor. Marmara’ya dalış yaparsanız denizin dibi at iskeletleri ile dolu. Bu düzeni bu şekilde devam ettirmek istiyorlar, nostalji uğruna. Öte yandan ruam hastalığı nedeniyle adaya bir yıl karantina koyuldu. Şunu bilmeliyiz; nasıl kürk giymeden, avlanmadan yaşayabiliyorsak; pet shop olmadan hayvan sahiplenebiliyorsak atlı faytonlar olmadan da yaşayabiliriz. Biz bunun kaldırılması için sonuna kadar mücadele edeceğiz.”