Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "İnfaz düzenlemesi çok gecikmeden Meclis gündemine gelecek" açıklamasını yaptı.
A Haber'de katıldığı programda infaz düzenlemesine ilişkin bilgi veren Bakan Gül, "Bizim de gözümüz kuşağımız Meclis’te. Çünkü bu infaz düzenlemesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek, kanunlaşarak yürürlüğe girecek bir düzenleme. Dolayısıyla bu süre. Bildiğiniz gibi AK Parti ve MHP’nin ortak çalışma grupları oluşturarak müzakere edildiği bir süreçten geçti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın son nihai iradeleri, AK Parti’nin bu konudaki yaklaşımı çerçevesinde MHP ile de ortaklaşarak ete kemiğe bürünüp Meclis’e teklif olarak verilecektir. Biz de Meclis’te bunun kanunlaşmasını bekliyoruz." dedi.
Gül, "AK Parti grubumuz da teklifi hemen hemen tamamladı teklifi. Çok gecikmeden Meclis gündemine geleceğini biz de AK Parti grubumuzdan öğrenmiş olduk. Kapsamın ne şekilde olacağı konusunda ancak kanun teklifi çıktığını söyleyebiliriz. Kaç kişi yararlanıyor ve kapsamı nelerdir bunu daha rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha ortada kanun teklifi olmadan Meclis adına şu kadar kişi çıkıyor diye bir şey söylememiz doğru olmaz. Mümkün de değil." diye konuştu.
Gül, "Bu süreçte birçok şey söylendi. Bunun en doğrusunu Meclis’te yasalaştığını göreceğiz. Dolayısıyla teklif çıkmadan bu söylenenler hiçbirisiyle ilgili doğrudur demek, beklentiye girmek de doğru değil. Bu süreçte AK Parti grubumuz tüm partilerle görüştü, önerilerini aldı, bu konu herkesi ilgilendiren bir durum. Bu çerçevede de istişarelerini ve müzakerelerini yaptı, en doğru teklifin verileceğine inanıyoruz." düşüncesini dile getirdi.
Gül, "Türkiye’de 300 bin tutuklu ve hükümlü var. Türkiye, tutuklu ve hükümlü sayısına bakıldığında kalabalık bir mevcudun olduğu söylenebilir. Burada temel yaklaşım, infaz sürelerinin arttırılması, 2005 yılında ceza kanunda yapılan değişiklik. Cezaevine giren kişinin daha uzun süre kalmasıyla sonuçlandı bunlar. Bu anlamda bu soruna daha köklü bir çözüm bulmak adına ara ara belirli kanunlar çıkmıştır, ayrıca çalışmalar da devam etmektedir. Bir kişi bir ceza almışsa hükûmet ceza alan kişinin cezaevinde kalması için imkanı sağlayacaktır. Buradaki temel yaklaşımımız tutuklu da hükümlü de olsa bu insanlar devlete emanet edilmişlerdir. Bunların canı, sağlığı devlete aittir. Bu konuda her türlü tedbiri de Cumhurbaşkanımızın da hassasiyetiyle ve liderliğinde almaya devam ediyoruz." ifadesini kullandı.
Gül, "Cumhurbaşkanımız bir adam öldürme, cinsel suçlar gibi toplumun kabul edemeyeceği hiçbir suçla ilgili bir iyileştirme olamaz yaklaşımı vardı, tüm çalışmalarda tutumu böyleydi. Bu çerçevede bu hassasiyet merkeze alınarak çalışmalar yapılmaktadır." görüşünü savundu.
Gül, "Eşe karşı şiddet, öldürme, kadın cinayeti gibi hususlarda bir can meselesi söz konusu olduğunda hiçbir iyileştirme olmaması konusunda bir yaklaşım olduğunu biliyorum. Denetim serbestlik süresinin artması konusunda çalışmalar yapılıyor. Denetimli serbestliklik 1 Temmuz 2016’da çıkarılan bir kanunla bir bölü ikisini yatmış ve iki yıla kala tüm hükümlülerin çıkabileceği bir düzenleme yapılmıştı. Bundan dolayı da 125 bin kişi cezaevinden çıktı ya da hiç girmedi. Buna benzer bir şekilde denetimli serbestlik süresinin uzatılması gibi bir çalışma gündemde. Bunu da süresi yine hep beraber göreceğiz." dedi.
Gül'ün açıklamasını şöyle sürdürdü:
Cezasızlıkla ilgili AK Parti grubumuzun belirli suçlarla ilgili denetimli serbestlik sebebiyle hiç cezaevine girmeyen suçlarla alakalı da eğer bir hapis cezası verildiyse hiç yatmayan bazı suçlardan dolayı cezasızlık algısı oluyordu bunun da gündeme alındığını biliyoruz. Belirli suçlarla ilgili hapis cezası varsa yine az da olsa belirli oranda yatması gerektiğine ilişkin bir düzenlemenin olduğunu biliyoruz.
Cumhurbaşkanımızın hassasiyetlerini belirlediği tüm çerçevelerde uyuşturucu konusunda hassas olunduğunu biliyoruz.
O konuda bir düzenleme olması lazım konutta infazla ilgili. Benim bildiğim kadarıyla böyle bir çalışma yok. Meclis’in aldığı kararı biz de uygularız.
Kaç kişinin tahliye olacağını söylemek şu an mümkün değil. Ceza infaz kurumlarımızda çok büyük ve önemli tedbirler aldık. Özellikle dışarıdan cezaevine gelen yeni kişiler oluyor, yeni gelenler belirli bir yerde izole olarak tutuluyor, sonra koğuşlara alıyor. İnfaz kurumlarımızda yaşanan herhangi bir vaka yok. Cezaevine geliyor, test yapılıyor, ateşi ölçülüyor, rahatsızsa hastaneye tedaviye gidiyor. Bu kişilerin tutuklu da hükümlü de olsa bir insan olduğunu, devlete emanet olduğunun farkındalar, tedbirlere de riayet gösteriyor personellerimiz. Hükümlü ve tutuklu yakınlarına da teşekkür ediyorum, tüm kararlara riayet ediyorlar. Bilim Kurulu’nun almış olduğu kararlar biz hassasiyetle riayet ediyoruz. Burada steril şekilde bir ortam sağlıyoruz. Sabunlar, dezenfekte imkanları veriliyor.
Bilim Kurulu’nun tavsiyesiyle infaz koruma memurlarımız izole bir ortamda evine gitmeden bir düzenlemeyi dün başlattık. Geçici bir süre bu tedbirleri alırsak bu vakayı kısa sürede atlacağız. Tedbirlerimizi adliye ve cezaevlerinde alıyoruz.
Düzenleme çıkınca cezaevleri makul bir seviyeye gelecektir. Belli suçlarla alakalı belli yaş üzeri ve hastalığı olanlarla alakalı bir tahliyenin çok önemli katkısı olacaktır. Cezaevlerine branş doktorların takviye edilmesini istedik.
Duruşmaların 30 Nisan’a kadar ertelenmesine ilişkin yetki verildi, bu sürenin uzatılma imkânı var, olayın seyrine göre. Önce sağlık. Adliyelerde insan sirkülasyonunun yüzde 95 azaldı. Adli tatil hususunda herhangi bir düzenleme öngörülmüyor.
Hiçbir vatandaşımız kendisi toplumun sağlığını bozamaz. 11 kişi hakkında savcılık soruşturma başlatıp, karantinaya aldı. 385 kişi hakkında manipülatif haber yaydıkları için soruşturma açıldı. İnsanlarda korku uyandırıyorlar. Virüsle mücadele ederken bu fiillerde de mücadele sürdürmeye devam ediyoruz.
Karantina uygulamasından kaçanlara ilişkin soruşturma açıldı. İnfaz hâkimliği önemli bir reform, bunlar çok önemli adımlar. Umarım infaz adaletini sağlayacak bir düzenleme olur.
Cumhurbaşkanımızın başlattığı kampanyaya ben de 3 maaşımı bağışladım."