Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan askerlere "Darbeler tekrar etmesin diye üzerimize düşen vazifeyi yapıp gereken tedbirleri almasak Türkiye ileride yeni teşebbüslerle karşılaşacak. Bu yapının umurunda değilsiniz. Türkiye'de darbe olmaması yöneticilerin ana vazifesidir" dedi.
Atatürk Kültür Merkezinde 13. Ankara İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı’nın açılışında konuşan Bozdağ, "Türkiye cezaevlerinde kötü muamele ve işkence olduğu iftiraları uluslararası alanda yayılmaya çalışılıyor. Buradan söylüyorum Türkiye cezaevlerinde işkence yok. Onlara diyoruz kim işkence görmüş söyleyin diyoruz kim görmüş ama açıklamıyorlar" ifadesini kullandı.
Bekir Bozdağ'ın açıklamaları şöyle:
Gerçekten çok büyük bir badireden çok büyük bir tehditten çok büyük bir saldırıdan kurtulmuştur Türkiye. Ben herkesten kendine şu soruyu sormasını istiyorum, "15 Temmuz'da Fethullah Gülen öncülüğündeki darbe başarılı olsaydı Türkiye bugün ne olurdu?" Türkiye terörle mücadelesini etkin bir şekilde dün yapılanlardan ders alarak sürdürmektedir. Türkiye'de pek çok darbe oldu. 60'da darbe oldu önlem alınmadı 71 Muhturası geldi. Meclis binasında muhtıra okundu milletvekilleri başlarını eğdi dinledi.
Darbeler tekrar etmesin diye üzerimize düşen vazifeyi yapıp gereken tedbirleri almasak Türkiye ileride yeni teşebbüslerle karşılaşacak. Bu yapının umurunda değilsiniz. Türkiye'de darbe olmaması yöneticilerin ana vazifesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne saldırı yapılıyor ve polisin elinde sadece silah var. Gereken adımları attık. Ordunun yeniden yapılanması için de gereken adımları attık. Türkiye'nin en büyük gücü yerli ve milli bir ordudur. Orduda FETÖ'nün ya da başka bir alçağın talimatıyla ölmeye öldürmeye gidenler olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti ileri gidemez.
Devletin bütün kurumlarının da böyle olması gerekmektedir. Bütün kamu kurumları çalıştırdığı kamu görevlilerinin, devlete millete ve anayasal düzene sadakatinden emin olmalıdır. Bakın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağıldı, Almanya birleşerek yoluna devam etti. Bu ülkelerin hepsinde komünist rejime bağlı çalışanlarda bir arındırmaya gidildi. Bütün devletler sadakat şüphesinin gereğini yapar. Örgütlere sadakati olanlar istihdam edilmeyecek.
Milletin gönlüne bir korku salınmaya çalışıyor, OHAL ve uygulamaları nedeniyle. Teröre bulaşmamış vatandaşlarımızın endişe etmesin. Adalet içerisinde teröre bulaşmışların kamudaki ayıklaması konusunda pek çok tedbir alındı. Bundan sonra da gerekli tebdirler alınmaya devam edecektir.
Fethullahçı Terör Örgütü 15 Temmuz’un kendilerinde yarattığı şoku atlattıktan sonra yeniden kara propagandaya başladı. 14 Ağustos’ta darbe olacak dediler mi ama olmadı. Ben buradan Fethullah Gülen yapılanmasının içinde olan ama suçu olmayan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Fethullah Gülen yalancıların şahıdır. Dediler ki 17 Aralık’ta bu hükümet gidiyor, gitti mi? 25 Aralık’ta dediler, hukümet yerinde duruyor. 2014’te birçok şey oldu bu hükümet gitti mi gitmedi. DEAŞ terör örgütü hiç eylem yapmadığı Türkiye’de birden eylemlere başladı, bölücü terör örgütü hendek kazmaya başladı bu hükümet gitti mi gitmedi. Bir insan 10 tane laf söylerse hepsi de yalan çıkarsa biri de çıkıp demez mi yahu sen 10 tane yalan söyledin 11.’sine nasıl inanalım ama demediler. Yalanlara inanmaya hazır bir yapı var. Bunların umurunda siz değilsiniz, bunlar ne sizi ne ailenizi düşünüyorlar.
Bir insan 10 tane laf söylerse hepsi de yalan çıkarsa biri de çıkıp demez mi yahu sen 10 tane yalan söyledin 11.'sine nasıl inanalım ama demediler. Yalanlara inanmaya hazır bir yapı var. Bunların umurunda siz değilsiniz, bunlar ne sizi ne ailenizi düşünüyorlar. Cennet vaat ediyorlar. Bu kadar insanı öldüren katil değil midir? Kaç tane insan şehit oldu, ellerinde kanı olanlar Allah'a hesap vermeyecek mi? İslami açıdan baktığınızda herkes herşeyin hesabını Allah'a verecektir. Kendi kendine şarj olan bir yapıdan bahsediyoruz. Hatırlarsanız bir beddua seansı vardı. Ama Fethullah Gülen yanlıları dediler ki bu beddua değil mülayane. Şimdi kimin ocaklarına ateş düştü. Bu örgütü iyi bilerek onların yanında olan vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bunlarla yolunuzu ayırın. Örgüte bilmeden destek verenler yollarını ayırın. Türkiye'nin düşmanlarına klavuzluk yapan bu hainleri görün ve değerlendirin.
Darbe unutuldu 15 Temmuz'un ardından kim hangi lafı duyduğunda rahatsız olacaksa onlara onu söylüyorlar. Ben buradan bir kez daha söylüyorum. Terörle ilişkisi olmayan hiçbir vatandaşımızın görevine son verilmez. Ben arkadaşlarımdan biliyorum, başka yerlerden görüyorum herkes kılı kırk yararcasına bu çalışmalarını büyük bir hassasiyetle sürdürüyor. Türkiye cezaevlerinde kötü muamele ve işkence olduğu iftiraları uluslararası alanda yayılmaya çalışılıyor. Buradan söylüyorum Türkiye cezaevlerinde işkence yok. Onlara diyoruz kim işkence görmüş söyleyin diyoruz kim görmüş ama açıklamıyorlar. Uluslararası Af Örgütü de dahil cezaevlerinde kötü muamele yok. İşkence ve kötü muamelede zaman aşımını biz kaldırdık. Bunu yapmış bir hükümete işkence ve kötü muamele iddiasını kimse getirmesin. Öyle bir şey varsa bize göndersin.
Bir başka konu cezaevleri içerisinde bazı ceza infaz koruma memurları tarafından Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarına şöyle şöyle şeyler yapılacak. Şu anda FETÖ'yle ilişkisi düşünülen 1500 infaz koruma memuru görevinden el çektirilmiştir. Onlarla ilgili soruşturmalarda suçlu bulunanlar ihraç edilecektir. Cezaevlerinin güvenliğiyle ilgili de pek çok tedbir alınmıştır. İşin üzerinde durduğumuzu bilmenizi isterim ve her türlü tedbiri aldık, almaya da devam edeceğiz.
Olağanüstü halin 3 ay daha uzatılması ihtiyaç olduğundadır. Öngöremediğimiz başka tehlikelerin devam ettirilmemesi için buna ihtiyacımız var. Bugüne kadar OHAL sadece devlete uygulandı. Devleti yönetenler işlerini daha hızlı ve etkin bir şekilde yapılsın diye uygulandı. Vatandaşımız OHAL uygulamalarından zarar görmemiştir ve görmeyecektir.
CHP’nin OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler’i (KHK) Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşımasını değerlendiren Bakan Bozdağ, şunları kaydetti: “CHP, KHK’leri Anayasa Mahkemesine götürülmesine karar verdi ve bazılarını AYM’ye taşıdı. Gerekçe ne? Gerekçe ‘siz OHAL KHK’leriyle kanunlarda değişiklik yapamazsınız.’ Neye göre söylüyorsunuz bunu? Anayasanın hangi maddesine dayanak yapıyorsunuz? Dayanak yaptıkları şey; Anayasa Mahkemesinin 90’lı yılların başlarında verdiği bir karara bağlanıyor. Yani anayasaya uygunluk veya aykırılık denetimini anayasanın herhangi bir hükmüne dayandırma yerine AYM’nin kararına dayandırıyor. İşin doğrusu CHP’nin bu iddiası anayasaya aykırılık iddiası değildir. Bu iddia, Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiasıdır. O zaman biz Anayasa Mahkemesinin kararına aykırılık iddiası yapacaksak, anayasayı kenara mı koyacağız? Anayasada, 'ancak olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan KHK’lerin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açılamaz' diyor. Çok açık ve yoruma tabi dahi değil. OHAL, anayasal düzeni korumak, kamu düzenini korumak, demokrasiyi korumak için olağan tedbirlerin dışında tedbir almayı gerektiriyorsa bu tedbirler anayasaya aykırı dahi olsa alınması yetkisini anayasa veriyor. Ama buradan kalkıp başka bir kapı aralamak fevkalade yanlıştır. CHP bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmelidir. Biz zaten KHK’lerin hepsini TBMM’den geçirip yasalaştıracağız. Bunlar yasalaştıktan sonra kanun olduğu için zaten AYM’nin denetimine de açılacaktır. Ama Meclisten geçmemiş OHAL KHK’lar Anayasa Mahkemesinin denetimine açık değildir.”