'Kadına yönelik şiddette uzlaştırma talimatını' bakanlık vermiş

'Kadına yönelik şiddette uzlaştırma talimatını' bakanlık vermiş

Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay tarafından sokak ortasında katledilen Ayşe Tuba Arslan’ın 23 kez suç duyurusunda bulunmasına karşın saldırgan ile uzlaşmaya zorlanmasının altından Adalet Bakanlığı’nın talimatı çıktı. Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün başka bir dosya için Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı mütalaada kadına karşı her türlü şiddette uzlaştırma hükümlerinin uygulanabileceği belirtildi. Ankara’nın talimatında; uzlaştırma kurumunun amacının tarafları barıştırmak ve barışa hizmet etmek olduğuna ve mağdurun mahkemeye gitme gerekliliğini ortadan kaldırabileceğine dikkat çekildi.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Bu, kadına karşı şiddetin her türünde uzlaştırma yönteminin denenmesine ilişkin açık bir talimattır. Başka bir dosya için yazılan bu mütalaa Eskişehir’e gönderiliyor. Bizler her kadın cinayetinde ‘bu son olsun’ diyoruz. İhmallere, vurdumduymazlıklara dikkat çekiyoruz. Ama Adalet Bakanlığı’nın bu talimatı ile ihmallerin Ankara’dan başladığını görüyoruz” dedi.  

 Eskişehir’de Ayşe Tuba Arslan’ın eski eşi tarafından katledilmesi, gözleri yeniden kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik sistemdeki eksiklere çevirdi. Ayşe Tuba Arslan’ın eski eşi 23 kez hakkında suç duyurusunda bulunulmasına rağmen kanunda öngörülen zorlayıcı hapis cezasına çarptırılmamıştı. İstanbul Sözleşmesi’nin 48. Maddesine aykırı olmasına karşın Ayşe Tuba Arslan, Eskişehir savcılığı tarafından saldırgan ile uzlaşmaya zorlanmıştı. 

 Savcılığın suç duyurularını uzlaştırma bürosuna sevk etme ısrarının arkasında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün talimatının olduğu ortaya çıktı. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, başka bir kadına şiddet dosyasında uzlaştırmacı olarak görevlendirilen avukatın İstanbul Sözleşmesi’ne aykırılık nedeniyle uzlaştırma dosyasını iade etmesi üzerine savcılığın Adalet Bakanlığı’ndan görüş istediğini, Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün de 1 Temmuz 2019’da Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yanıt verdiğini aktardı. Çakırözer’in paylaştığı Adalet Bakanlığı talimatının ayrıntıları şöyle: 

Barıştırmak ve barışa hizmet

Onarıcı adalet anlayışını yansıtan uzlaştırma; mağdur ve suçtan zarar görenin zararının hızlı bir şekilde telafi edilmesi ile toplumsal barışın sağlanmasını hedefleyerek adalete katkı sağlamaya çabalayan bir kurumdur. Uzlaştırmanın amaçları ise mağdurun suçtan zararını kısa bir süre içinde gidermek, tarafları barıştırmak, sosyal ve bireysel barışa hizmet etmektir.  

Mahkeme gerekliliği ortadan kalkıyor

Nitekim uzlaştırma kurumu ile fail mağdura karşı olan sorumluluğunu bizzat üstlenmekte, mağdurun zararının fail tarafından telafisine yardımcı olunmakta (…) mağdurun mahkemeye gitme gerekliliği ortadan kalkabilmektedir.  

İstanbul Sözleşmesi zorunlu uzlaştırmayı yasaklıyor

 Öte yandan ülkemizin taraf olduğu “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 01.08.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. “Zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri veya hükümlerinin yasaklanması” kenar başlıklı 48. Maddesinde “Taraflar, her türlü şiddete ilişkin olarak arabuluculuk ve uzlaştırma da dahil olmak üzere, zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm süreçlerini yasaklamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri alır” şeklindeki hükümlere yer verilmiştir. Açıkça anlaşılacağı üzere, sözleşmede sadece zorunlu alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri ve hükümleri yasaklanmıştır. Türk Hukuk sisteminde yer alan “uzlaştırma” kurumunun zorunlu bir alternatif çözüm yolu olmayıp, tarafların kabulü ile başlayan ve özgür iradesine göre yürüyen bir müessese olduğu açıktır.  

6284’te uzlaştırma yasağı yok

Öte yandan Ceza Muhakemesi Kanunu’nda,  eşe karşı işlenen kasten yaralama suçunun uzlaştırma kapsamında olmadığı ve uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı açıkça belirtilmiştir. Eşe karşı kasten yaralama suçlarında yaralamanın niteliği ne olursa olsun uzlaştırma yoluna gidilmemektedir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nda, suç mağduru olan kadınlar yönünden uzlaştırmanın uygulanamayacağına dair bir hüküm bulunmadığı gibi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bahsedilen istisna dışında kadınlar yönünden uzlaştırmayı engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır.  

Uzlaştırabilirsiniz ama yine de yargı yoluyla çözün

Kadına yönelik şiddet içeren tüm suçların uzlaştırma kapsamında kalmadığı; uzlaştırma kapsamında kalan suçlarda Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nda kadınlar yönünden uzlaştırmanın uygulanamayacağına dair bir hüküm bulunmadığı; kadına karşı işlenen hakaret, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarında da uzlaştırma hükümlerinin uygulanabileceği mütalaa edilmekle birlikte, sorunun kanun veya yargı yoluyla çözülmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.  

"Açık bir talimat"

Adalet Bakanlığı’nın bu mütalaa ile Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na, kadına karşı şiddet dosyalarında uzlaştırma yoluna gidilmesi talimatını verdiğini belirten Çakırözer, “Adalet Bakanlığı İstanbul Sözleşmesi’nin yasakladığı uzlaştırmanın zorunlu uzlaştırma olduğunu dile getiriyor. Ancak Kanun’da uzlaştırma yönteminin uygulanmamasına ilişkin bir yasak olmadığını da ekliyor. Dosya başka dosya, ancak mütalaa Ayşe Tuba Arslan’ın katledildiği Eskişehir’in savcılığına gönderiliyor. Bu, kadına karşı şiddetin her türünde uzlaştırma yönteminin denenmesine ilişkin açık bir talimattır” dedi.  

"İhmaller Ankara'dan başlıyor"

Çakırözer, “Ayşe Tuba Arslan da pek çok kez şiddet gördüğü saldırgan ile uzlaştırmaya zorlanıyor. Bu tutumun arkasında Adalet Bakanlığı’nın bu talimatının olduğu açık. Bizler her kadın cinayetinde ‘bu son olsun’ diyoruz. İhmallere, vurdumduymazlıklara dikkat çekiyoruz. Ama Adalet Bakanlığı’nın bu talimatı ile de ihmallerin Ankara’dan başladığını görüyoruz” dedi.   

"Görev Meclis'e düşüyor"

Çakırözer, “Adalet Bakanlığı’nın dikkat çektiği gibi kanunda kadına karşı şiddet olaylarında uzlaştırmanın yasaklandığına dair bir hüküm yoksa görev Meclis’e düşüyor. Kanunun İstanbul Sözleşmesi ile çelişen yönlerinin giderilmesi ve her türlü şiddette kadının saldırgan ile uzlaşmaya zorlanmasının önü kapatılmalıdır” dedi.