Ankara 6. İdare Mahkemesi, terör eylemlerinin mağdurları için emsal niteliğinde bir karara imza atarak, 10 Ekim 2015’te IŞİD'in Ankara Garı'nda düzenlediği bombalı saldırıda yaşamını yitiren Hasan Baykara’nın eşi, çocukları ve kardeşlerine 500 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Aile, saldırıyı engelleyemediği gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı'ndan, Baykara’nın eşi, dört çocuğu, annesi, üç kardeşi için toplam 2 milyon 800 bin lira manevi tazminat talebinde bulunmuştu.
Kararda, "terör örgütlerinin tek tek kişileri değil, devleti ve anayasal düzeni hedef aldığı, kişisel husumetten kaynaklanmadığı, terör eylemlerinden zarar görenlerin de kusurları sonucu değil, toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle buna maruz kaldıkları" vurgulandı. Milliyet gazetesinden Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, karar 10 Ekim’de yaşamını yitiren diğer 99 kişi ve benzer terör eylemlerinde yaşamını yitirenlerin aileleri için de emsal niteliği taşıyor.
Antalya'nın Alanya ilçesinde yaşayan mermer ustası Hasan Baykara, IŞİD'in çifte canlı bombayla gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Garı katliamında yaşamını yitiren 100 kişiden biriydi. Baykara ailesi, olayın ardından İçişleri Bakanlığı’ndan, saldırıyı engelleyemediği gerekçesiyle Baykara’nın eşi, dört çocuğu, annesi, üç kardeşi için toplam 2 milyon 800 bin lira manevi tazminat talebinde bulundu. Bakanlık, bu talebe yanıt vermedi. Yanıt verilmemesinin talebin reddi anlamına gelmesi nedeniyle Baykara ailesi yargıya başvurdu. Bakanlık, mahkemeye gönderdiği savunmada, 10 Ekim mitingi için miting arama noktalarında ve şehir dışından gelen araçların kontrolünde 2 bin 44 personel görevlendirildiğini, gerekli güzergâh aramalarının yapıldığını, tüm tedbirlerin yürütüldüğünü, hizmet kusurunun bulunmadığını, kusursuz sorumluluk da yüklenemeyeceğini belirtti.
Bakanlığın bu savunmasına karşılık, aile, iki canlı bombanın Ankara’ya taşıtla gelerek, aranmadan miting alanına girdiğini ve eylemi üzerlerindeki canlı bomba yeleği ile gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Ankara 6. İdare Mahkemesi ise oybirliğiyle verdiği kararda, emsal niteliğinde yorumlara imza attı. Kararda, sosyal risk ilkesi anımsatılarak, salt toplumun bir parçası ve bireyi olunması nedeniyle maruz kalınan eylemlerin bu kapsama girdiği belirtildi. Kararda, bu olağandışı zararların topluma pay edilerek giderilmesinin amaçlandığı vurgulandı.
Kararda, terör örgütlerinin tek tek kişileri değil, devleti ve anayasal düzeni hedef aldığı, kişisel husumetten kaynaklanmadığı, terör eylemlerinden zarar görenlerin de kusurları sonucu değil toplumun bir bireyi olmaları nedeniyle buna maruz kaldıkları vurgulandı. Bu nedenle, oluşan zararın terör eylemlerini önleme yükümlülüğü olan devlet tarafından, sosyal risk ilkesi kuralına göre karşılanması gerektiği belirtildi.
Anayasaya göre, idarenin eylem ve işlemlerinden kaynaklanan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilerek, eş için 50 bin, çocukların her biri için 75 bin, anne için 75 bin, kardeşlerin her biri için 25 bin lira manevi tazminata hükmedildi. Böylece 2 milyon 800 bin liralık tazminat isteminin 500 bin liralık kısmı kabul edilmiş oldu.