Adalet Bakanlığı, yargıç ve savcıları dinliyor

Adalet Bakanlığı, yargıç ve savcıları dinliyor
Adalet müfettişlerine, suç ya da soruşturma koşulu aranmadan Adalet Bakanı’nın izniyle yargıç ve savcıları dinleme ve izleme yetkisi verildiği ortaya çıktı Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği’ne yapılan bir ekleme ile adalet müfettişlerine yargıç ve savcıları dinleme yetkisi verildiği ortaya çıktı. Hâkim ve savcının dinlenmesi için suç ve soruşturma koşulu da aranmayacak, Adalet Bakanı’nın vereceği inceleme izni yeterli olacak. Oysa hakkında bir suçlama bulunan sade yurttaşın dinlenmesi için mahkeme kararı gerekiyor. Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), yönetmeliğin sınırsız dinleme tanıyan bu hükmünün iptali istemiyle Danıştay’a başvurdu. YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “Türkiye’de yargı bağımsızlığı hiç bu denli ihlal noktasına sürüklenmemişti” dedi. Adalet Bakanlığı’nın Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nde yaptığı bir ekleme dinlemedeki sınırsızlık arayışını ortaya koydu. YARSAV, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin tüm maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’a başvurmuştu. Bu dava süreci devam ederken, yönetmeliğe yeni eklenen bir madde dikkat çekti. Anayasaya aykırı YARSAV’ın dava dilekçesinde dikkat çektiği Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 98/ç maddesi şöyle: “İstinabe, tanık dinlenmesi, arama, el koyma, keşif, haberleşmenin tespiti ve dinlenmesi gibi delil toplama işlemleri sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) hükümleri ile birlikte 2802 sayılı Kanunun 101. maddesindeki yetkiler kullanılır, hâkim ve Cumhuriyet savcıları lehine 2802 sayılı Kanunun 85 ve 88. maddelerinde yer alan kısıtlayıcı hükümler dikkate alınır...” Dilekçede, Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda inceleme için öngörülmeyen “arama, el koyma, keşif, haberleşmenin tesbiti ve dinlenmesi” konularının da yönetmeliğe eklendiğine işaret edildi. Hukuka aykırılığın perdelenmesi için eklenen hükümlerin yasanın 101. maddesindeki delil toplama işlemlerinden olduğu açıklamasına gidildiği belirtilen dilekçede, “Oysa, delil toplama yöntemleri CMK’de tek tek sayılmış ve kimin hangi halde nasıl yetkili olduğu gösterilmiştir. Yönetmelikle delil toplamanın özel halleri olan bu konuların da inceleme kapsamına sokulması yasaya aykırıdır. CMK’deki ve anayasadaki ‘arama, el koyma, keşif, haberleşmenin tespiti ve dinlenmesine’ yönelik kurallara da açıkça aykırıdır. Maddeye eklenen 2802 sayılı Yasa’nın 85. ve 88. maddelerinin saklı tutulduğu yolundaki düzenleme, sınırlı halleri ve sınırlı suçları kapsamaktadır. Bu ayrık durum, hukuka aykırılığı ortadan kaldırmamaktadır” denildi. YARSAV: Bağımsızlığı ihlal YARSAV Başkanı Eminağaoğlu, suç öncesi izlemenin ancak MİT, emniyet ve jandarma tarafından istihbari amaçla yapılabileceğine işaret etti. Hiçbir kamu görevlisine ve hiçbir müfettişe böyle bir yetki tanınmadığına dikkat çeken Eminağaoğlu, “Bağımsız olması gereken hâkim ve savcılar hakkında Adalet Bakanlığı’na bağlı adalet müfettişlerine böyle bir yetki verilmesi ve sistemin bakanın emriyle çalışması Türkiye’de yargı bağımsızlığını hiç bu denli ihlal noktasına sürüklememiştir. Yargıç ve savcılar suç olmadan dinlenip, izlenebilecektir. Soruşturmaya gerek olmadan yalnızca Adalet Bakanı’nın inceleme izni vermesi yetecektir. Müfettişler adli istihbarat konumuna sokuldular” dedi. ‘Yargının bağımsızlığı son bulur’ Yargı bağımsızlığının sonuAdalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği’ne yapılan bir ekleme ile adalet müfettişlerine, yargıç ve savcıları “suç ve soruşturma koşulu” aranmadan dinleme yetkisi verilmesine hukuçulardan tepki geldi. Hukukçular yönetmelikle “yargı bağımsızlığının” hedef alındığını belirterek, uygulamaya geçilmesi halinde “yargı bağımsızlığının sonu” olacağına dikkat çekti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, böyle bir yönetmeliğin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Bunu akıldan dahi geçirmemek gerekir” dedi. Yargıtay’ın YARSAV’ın MİT ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın dinleme yetkisine ilişkin itiraz etmeyen Adalet Bakanlığı yetkilileri hakkında görevi kötüye kullanmaktan soruşturma açılması yönündeki kararını desteklemelerine karşın böyle bir yönetmeliğin ortaya çıkmasının anlaşılamaz olduğunu belirten Özok, “Kesinlikle kabul edilemez. Hukuk devletiyle bağdaşmaz. Amaç yargı üzerinde baskı yaratmak” dedi. Kimsenin kendini hukukun üstünde görmemesi gerektiğine işaret eden Özok, “Türkiye ne çekiyorsa hukuksuzluktan çekiyor. Biz sivil demokrasi, hukukun üstünlüğünü istiyoruz” diye konuştu. ‘Hukuk sınırları aşıldı’ Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak, düzenlemeyi eleştirerek siyasi iktidarın “hukuk sınırlarını” aştığını söyledi. Hiçbir siyasi makamın müfettiş kanalıyla da olsa yargıç ve savcıları dinleme yetkisine sahip olamayacağını belirten Azrak, Adalet Bakanlığı’nın, yönetmeliğe yaptığı bu eklemeyi “yargı bağımsızlığının sonu” olarak değerlendirdi. Azrak, “Bu değişiklik medeni bir ülkede olabilecek bir şey değil. Uygar bir devletin sisteminde böyle bir şey olamaz. Bu doğrudan doğruya yargıç ve savcıların suç işleme ihtimaline dayalı bir takip sistemidir. Kişilerin özel hayatına, her şeyine bir müdahaledir” dedi. Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay da dinleme genel anlamda da telekulağın rejimin temeliyle ilgili olduğunu belirterek, “Ülke demokrasiyle yönetiliyorsa, hukuk devletiyse insanların müdahale edilemeyecek hak alanları olduğunu kabul etmeli. Devlet bu alana müdahale edemez” dedi. Suç duyurusu hazırlığı İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, Adalet Bakanlığı’nın Teftiş Kurulu Yönetmeliği’ne yaptığı değişikliğin “hukuka aykırı” olduğunu ve “hukuk devleti ilkesiyle” bağdaşmadığını belirtti. Aydın, “Konuyu inceliyoruz. İncelememiz bittiğinde suç duyurusunda bulunacağız” dedi.